Suriye'de küçük haritalar
Suriye'nin sıcak temas hatlarında büyük devletler arasında paylaşılan ve inşa edilen küçük sınırların Büyük Ortadoğu Projesi'nin temelini oluşturduğu kanısındayız. Haritada görüldüğü gibi Suriye'deki nüfuz alanları neredeyse defacto olarak yerlerini almışlardır.
Şam yönetimi, her ne kadar ABD ve Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyetini uluslararası hukuk açısından gayrimeşru olduğunu sürekli ifade etse de Rusya ve İran'ın varlığına ses çıkarmamasıyla birlikte ABD'nin müttefiki PKK uzantılarıyla el altından alışverişte bulunması ve bu arada İsrail'in Golan tepelerini işgalinin devam etmesi küçük haritalar üzerinde parçalanmış bir Suriye'yi göstermektedir. Başka bir ifade ile Suriye yabancı devletler tarafından fiilen kuşatılmış durumdadır. Suriye'deki nüfuz alanları üzerinde hakimiyet kuran büyük devletler arasında uluslararası konjonktürden kaynaklanan baskılar nedeniyle gerek genişleme gerekse yerlerinden kaydırılarak küçülmeler yaşanmaktadır.
Birkaç gün önce İsrail'in Suriye'nin kuzeydoğusunda Tahran-Şam yolu olarak adlandırılan Deyrizor'da bulunan Irak'ın Haşdi Şabi savaşcıları ve İran'ın desteklediği Milisleri yoğun bir şekilde bombalaması, Rus silahlı kuvvetleri temsilcilerinin Tel Aviv'de İsrail'in mevkidaşıyla Suriye'nin güneydoğusunda çatışmasızlık bölgesinin oluşturulması için görüşmelerin yapılması ile eş zamanlı Şam rejiminin Suriye güneyinde yer alan üçgene konuşlanması ve TSK'nın Menbiç'te temas hattında devriye gezmesi birer örnek teşkil etmektedir.
Kuşkusuz ABD ile Türkiye arasında kabul edilen yol haritasının başarı ölçüsü uygulamaya geçtiğinde görülecektir. PYD-YPG kadrolarının çekileceği yerlere geri dönecek Menbiçlilerin Türk ve ABD makamları arasında karşılıklı onaydan geçirileceği ileri sürülmektedir.
Öte yandan BM'nin uluslararası temsilcisi Staffan de Mistura'nın Astana sürecinin üçlü garantörleri temsilcileriyle yaptığı birinci turdaki görüşmelerden sonra batılı ülkelerle yapacağı ikinci turdan sonuç alabilecek mi?
İsrail bu gelişmelerle eş zamanlı olarak İran'ın Golan tepelerinden en az 80 km geriye çekilmesini Rusya'dan talep etmektedir.
Her ne kadar Golan Bölgesi Suriye haritası içinde gösterilse de 1967 yılındaki İsrail-Arap savaşı sonrası fiilen İsrail tarafından işgal edilmiş durumdadır.
ABD'nin hedefi ortadadır. Bölgedeki stratejisi kapsamında Kuzey Suriye'den çekileceği düşünülemez. Trump'ın seçim propagandasında Suriye'den çekileceğine dair verdiği söz, ancak bu yılın Kasım ayı başlarında ABD kongresinde yapılacak yarı seçimlerin ardından en az 6 ay sonra gerçekleşebilecektir. Ancak bu ne kadar mümkün olabilecektir.
Arap Medyasında Idlib'de yaşayan toplam nüfusun 2,5 Milyon olduğu yer almaktadır. BM bu rakamın 1,5 Milyonunun savaşın başlamasından sonra yerlerinden edilip İdlib'e sığınmış olan kişiler olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca Amerikalılara göre İdlib'te 12 bin yabancı unsur yer almakta ve bunların bir bölümü de Al Kaide'dir.
Esad rejiminin İdlib'de muhalif unsurlara karşı sürekli karadan topçu ateşi ve havadan uçakla saldırıları, Türkiye, Rusya ve İran arasındaki Astana sürecini baltalamakta ve TSK'nın burada tesis ettiği 12 gözlem noktası açısından hassasiyet göstermektedir. Şimdi de Rejim'in çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu Golan yerine muhaliflerin kalesi olan Deraa'ya saldıracağı iddia edilmektedir. Yeni bir göç dalgası da başlayabilir.
Haritada görüldüğü gibi Tel Rıfat konum itibariyle stratejik bir noktada bulunmaktadır. SDG güçlerinin yerleştiği ve Rusya denetiminde olan Tel Rıfat, hem Türkiye hem de rejim açısından büyük öneme sahiptir. İran'ın devrim muhafızlarına ait Tasnim haber ajansına göre Türkiye ile Rusya arasında yapılan antlaşmaya göre Tel Rıfat şehri aynen Afrin'de olduğu gibi Türkiye'ye teslim edilecektir.
Yine bu ajansa göre bu antlaşmanın uygulanması durumunda Türkiye ile Rusya arasında yeni ve farklı bir işbirliğinin başlangıcını teşkil edecektir.
Netice itibariyle genişleme, daralma, kaydırma ve çelişkili ittifakların Suriye'de sahnede olduğu görülmektedir.
Bu vesileyle bugün yapılmakta olan genel seçimlerin Türkiye'ye hayırlı olmasını dilerim.