Suriye'de düşmanlarımız değişti
Trump'ın Suriye'den Amerikan askerini çekme kararı tektonik etki yarattı. Kararın Amerikan sisteminin karar mekanizması içinde değil dar bir kadroyla alındığı anlaşılıyor. Pompeo'nun açıklaması kararın CIA tedrisatından geçmiş dar bir ekiple alındığına işaret ediyor. Bugüne kadar sahada politikayı belirleyen ve uygulayan Pentagon karar sürecinin dışında tutulmuş.
Eğer ABD, Suriye krizinin başından bu yana uyguladığı yanlış politikaları terk ederek PKK/PYD terör örgütü ile iş tutmak ve Suriye kuzeyinde otonom bir PKK devletçiği yaratmak amacından vazgeçtiyse Trump tarafından alınan bu karar Türkiye için oldukça önemli ve doğru bir gelişme olur.
Ama ABD'nin Suriye kuzeyinde PKK/YPG ile iş birliğinin sonlandırılacağı ve hızlı ve tam olarak çekileceği kararı zihinlerde birçok soru işareti yaratıyor. Çünkü ABD'nin çıkarları doğrultusunda bölge ve özellikle Suriye'deki yatırımları dikkate alındığında Trump'ın hep şikâyet ettiği gibi bu yatırımlarının karşılığını almadığı sürece bölgedeki varlığını tamamen sonlandırmayacaktır.
IŞİD terör örgütünün halen Suriye'de eskisine oranla daha az miktarda olsa da bir varlığının bulunduğu, El Kaide'nin pozisyonunu ve gücünü koruduğu, İran'ın varlığını sürdürdüğü bir Suriye'den ABD'nin çekilme kararını İsrail Başbakanı Netanyahu'nun sükûnetle karşılaması ise oldukça manidar.
Diğer taraftan ilk andan itibaren Trump'ın kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde aldığına ilişkin sızdırma haberler, ABD'nin Suriye'de Türkiye'yi de içine alan bir senaryo peşinde olduğu kaygılarını artırmaktadır.
Çekilme kararından bir gün önce Türkiye'ye Patriot hava savunma füze sistemi satış kararının açıklanması ve bunun S-400'lerin alınmaması karşılığında gerçekleşeceğinin ima edilmesi ayrıca dikkat çekici.
Gelişmeler şunları gösteriyor: ABD güvenlik bürokrasisi kararı düzeltme veya değiştirme baskısını artıracak. ABD'nin çekilme kararı çok kısa bir süre içerisinde hayata geçmeyecek. ABD, Suriye'deki varlığını tamamen çekmeyecek. ABD askerleri tamamen bölge dışına çıksa dahi ABD'nin Suriye politikaları üzerindeki etkinliğini büyük oranda azalmayacak.
Peki ne olacak?
Trump bu yıl başlarında da yine Suriye'den çekilme kararı almış ancak uygulamaya sokamamıştı. O hamleden sonra olan ise Suriye'deki kampanyaya Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ve Körfez ülkelerinin daha fazla askerî ve maddi destek vermesini istemiş, bunu kısmen başarmıştı.
Anlaşılan o ki, Trump benzer senaryoyu bu sefer daha ciddi şekilde hayata geçiriyor. İlk hamlede Suriye'ye getirttiği güçlere arazideki tüm işleri devretmeye hazırlanıyor. Kendisi de geriden yönetecek (lead behind). Trump'ın son twitindeki "artık savaşma sırası başkalarında" ifadesi buna işaret ediyor.
İş adamı Trump kafasıyla verilen bir karar gibi. Ama hesaplar yapılmış. ABD'nin iddia edildiği gibi hızlı ve tam çekilmesi kuşkusuz bir boşluk yaratır. Anlaşılan o ki bunun tedbiri alınmış. Fransa hemen devreye girdi. PYD/YPG başta ABD'nin çalıştığı Arap grupları korumaya almak dahil Suriye'deki 1.000 askeriyle ABD'nin boşluklarını dolduracak. YPG'nin siyasi kolu Demokratik Suriye Meclisi eş başkanları dün Elysee Sarayı'ndaydı. Bu PYD/YPG'nin Fransa tarafından resmen devralındığının mesajı.
Fransa'dan sonra İngiltere ve Almanya da Trump'ın kararını eleştirdi. Körfez ülkeleri de ABD'nin çıkmasını istemiyor. Bunlar Fransa liderliğinde Suriye'deki faaliyetleri fonlayacaklar.
Trump böylece, Suriye'de Türkiye ile yaşadıkları kritik bir sorunu ve düşmanlığı da başkasına devrediyor.
Erdoğan bastırdı Trump kabul etti, zafer kazandık söylemleri gerçekçi değil. Ortada bir satranç oynanıyor. Mevcut resimden ziyade ilerideki hamleleri görebilmek önemli.
Trump'ın kararının Suriye'de nasıl bir senaryoyu tetiklediğini ve Türkiye'yi nereye sürükleyeceğini bir sonraki yazımda anlatacağım.
Şimdilik şunları söyleyebilirim:
ABD'nin bölgeye yönelik planları değişmeyecek, iş yapma biçimi değişecek. Trump'ın kararı öncesinde ABD, Türkiye-Suriye sınırına Suriyeli Peşmergeleri ve Arap aşiretlerden oluşan silahlı grupları yerleştirmeye çalışıyordu. Yani ABD, Türkiye ile YPG arasına, Türkiye'nin kabullenebileceği güçleri konuşlandırarak adeta bir tampon bölge oluşturulmakta, YPG'yi biraz güneye iterek görünürlüğünü azaltmaktadır. YPG hedef olmaktan çıkartılarak, Türkiye düşman değiştirme operasyonuna maruz kalacaktır. Yeni düşman? IŞİD, El Kaide?
Eş zamanlı olarak ABD, Türkiye'ye Patriotları makul fiyatlara satarak S-400 almaktan vazgeçirmeye çalışmaktadır. Bütün bu gelişmeler ve perde arkası pazarlıklar, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna operasyonun da önünün kapandığına, bir süre sonra S-400 alımından da vazgeçirileceğine işaret etmektedir.
Not: Bu yazı; Cumhurbaşkanının "operasyon beklemeye alındı" açıklamasından önce kaleme alınmıştır.