Suriye’de ateşkes kolay mı?

Suriye’de çatışmalar kritik bir boyuta ulaştı. Bugün yarın Annan’ın yönettiği ateşkes sürecinin akıbeti belli olacak. Erdoğan’ın Çin’den Suudi Arabistan’a geçmesi çok önemli. Hem AKP Hükümeti ve hem Suudi Kralı, Esad’ın en büyük düşmanları. Birisinde para, diğerinde ordu var. Ateşkes olmaz ise bu iki siyasetçinin görüşmesinden Orta Doğu’nun geleceği için çok kritik kararlar çıkabilir.
Kısaca geçmişi özetleyelim. Çatışmalar Suriye’nin 14 ilinden 7 tanesinde gerçekleşti. Başta Şam ve Halep olmak üzere ülke nüfusunun büyük bir bölümünü barındıran kentlerde çatışma çıkmadı. Diğer 7 kentteki çatışmaları ise Suriye Ordusu Mart 2012 itibarı ile büyük ölçüde sonlandırdı. Esad, Suriye Ordusu’nun çok büyük bölümünü isyan bastırma operasyonlarında kullanmadan bu sonucu aldı. Suriye Ordusu içinden gelebilecek bir askeri darbe veya Suriye Ordusu’nun parçalanması gerçekleşmediği gibi Şam rejiminin arkasında tarafsız kaynaklarca % 65 civarında, Katar gibi halen Şam rejiminin en önemli düşmanı olan bir ülkenin yaptırdığı araştırmaya göre % 55 oranında bir halk desteği var.
Bütün bunlar olurken, Suriye’de bir iç savaş benzeri ortamın oluşmadığını hemen kaydetmek gerekir. Bir iç savaş, yoğun insan göçüne neden olur. Örneğin Irak’ta iç savaş sırasında 4 milyon insan ülke dışına çoğu da Suriye’ye göç etmiştir. Oysa bugün en abartılı rakamlar ile Suriye’den göç eden sayısı 60-100 bin arasındadır. Irak’tan göç eden 1 milyondan fazla insan ise halen Şam’da yaşamaktadır.
Batı basını tarafından ön plana çıkarılan Özgür Suriye Ordusu ise 10-20 bin arasında bir güce sahiptir. Fakat onlardan daha etkili olanlar, Irak’tan Suriye’ye S. Arabistan tarafından sevk edilen El Kaidecilerdir. Keza Libya başta olmak üzere bazı K. Afrika ülkelerinden gelen paralı askerler, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye Ordusu’na karşı savaşmaktadırlar.
Bütün bunlardan daha önemlisi Fransız, İngiliz, Katar özel kuvvetleri mensupları ile İngiliz İstihbarat servisi MI6 mensuplarının Suriye’de isyancılar ile birlikte savaştığı ileri sürülmektedir. Orta Doğu konularında uzman isimlerden birisi olan Michel Chossudovsky, bu konuda önemli iddialar ortaya atmaktadır. Chossudovsky, 5 Mart 2012 tarihli Daily Star gazetesine dayanarak, Şubat 2012 sonunda Humus’da Suriye Ordusu’nun rejim muhalifleri ile birlikte savaşan Fransız özel kuvvet mensuplarından bazılarını tutukladığını kaydetmektedir. Fransız Savunma Bakanlığından bir yetkili, “Bu konuda bilgimiz yok. Ne teyit ederiz ne de reddederiz” açıklamasını yapmıştır.
İsrail istihbaratına yakın Debka ise Humus’da İngiliz ve Katar özel kuvvetlerinin isyancılar ile birlikte savaştığını kaydetmiştir. Katar özel kuvvetleri ayrıca Irak ve Libya’dan Suriye’ye gelen bir grup Sünni Arap’a özel kuvvet eğitimi veriyorlar.
Öte yandan İngiliz Özel Kuvvetleri konusunda uzman bir sitede İngiliz özel kuvvetlerinin Türkiye’de Fransız özel kuvvetleri ile birlikte Suriyeli isyancıları eğittiği haberi yayınlanmıştır. İngiliz özel kuvvetlerinin ayrıca Libya ve Kuzey Lübnan’da da isyancıları eğittiği belirtilmektedir. Suudi Arabistan’ın ise Ürdün üzerinden isyancılara büyük miktarda silah sevk ettiği Debka tarafından ileri sürülüyor. Aynı kaynak Suudi Arabistan’ın Ürdün’e bir Suriye intikamına karşı askeri savunma sözü vermiş.
Tabii ki muhaliflere gelen yabancı destek olduğu gibi Esad Hükümetine de gelen yabancı destek var. Özellikle İran özel kuvvetleri mensuplarının isyanların bastırılması sürecinde Suriye güvenlik güçlerine danışmanlığın ötesinde bir destek verdikleri görülüyor. Keza Rus istihbaratının sahada bulunduğu ve Suriye güvenlik güçlerini yabancı özel kuvvet ve ajan sızmaları konusunda bilgilendirdiği anlaşılıyor. MİT’in Suriye’deki unsurlarının ve Fransız özel kuvvet mensuplarının, Rus istihbaratının yönlendirmesi ile Şam tarafından yakalandığı ileri sürülüyor.
Özetle, Annan tarafından ortaya atılan ve Şam tarafından kabul edilen, 12 Nisan’da yürürlüğe girecek olan ateşkes sürecini zorlaştıran hususlardan birisi, Suriye’deki bu yabancı unsurlardır. Bu yabancı unsurlardan birisinin veya bir yabancı unsurlar ittifakının ateşkesi sabote etmesinin çok kolay olduğu görülmektedir. Öte yandan ateşkesi zorlaştıran diğer husus ise bir tarafta Suriye Ordusu varken diğer tarafta “taraf” olarak kimin olduğunun belli olmamasıdır. Yani Özgür Suriye Ordusu kimi kontrol ettiği belli olmayan bir gruplaşmadır. Bir an için Özgür Suriye Ordusu’nu oluşturan grupların ateşkese uyduğunu varsayalım. El Kaide’nin ateşkese uyacağının garantisini kim verebilir? Suriye Ordusu, El Kaide’nin eylemlerine karşılık verdiğinde ateşkesi ihlal mi etmiş olacaktır? Özetle, Şam’ın önünde çok dikkatle yönetmesi gereken bir süreç vardır.

Yazarın Diğer Yazıları