Suni teneffüs krizi derinleştirdi
Dünyada ekonomik kriz yok. Halen dünya ortalama enflasyon oranı yüzde 6 dolayındadır. Gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme oranı ise yüzde 4,1’dir. Bazı şerait ve kabile devletleri dışında dünyada kriz yaşayan iki ülke Türkiye ve Arjantin’dir.
Türkiye’de krizin tek nedeni var; siyasi iktidarın ve hükümetin 20 yıldır yaptığı yanlışlar. Bu yanlışlar önce Türkiye’yi dünyanın en kırılgan ülkesi yaptı. Sonra kur şokları ile oluşan TL krizi, kur korumalı mevduat gibi cin fikirlerle ağır bir ekonomik krize dönüştü.
Bu krizin çözümü, standart politikalarla ve rutin orta vadeli programlarla olmaz. Krize özgü 3 yıllık bir istikrar programı ve orta ve uzun vadeli planlama yapmak gerekir.
İktidar gibi muhalefette bu işin farkında değildir.
Muhalefet istedikleri;
Asgari ücret ve emekli maaş ve ücretlerinin artırılması, çiftçilere desteklerin artırılması, vergilemede adalet sağlanmasıdır. Bunlar iyi ama köklü çözüm değil. Asgari ücretliye ve emekliye bugün refah payı dahil zam yapsanız, 6 ay sonra aynı sorun ortaya çıkar. Sorun önce krizi çözmektir. Bunun için öncelikli sorun Türkiye’nin bu krizden nasıl çıkacağının formülünü vermektir.
Yine maaş ve ücretler için, objektif geçinme endeksleri hazırlamak ve artışları bu endekslere göre otomatik hale getirmektir. Bu durumda siyasi iktidara popülizm alanı da kalmamış olur.
Hükümet adına iş yapan Mehmet Şimşek de krizi suni teneffüsle çözmeye çalışıyor. Ama yapamaz. Çünkü kurulu düzeni bozacak siyasi gücü yoktur.
1.İstikrar programı yerine, orta vadeli programda direniyor. Oysaki Orta vadeli program olağan üstü şartlara göre hazırlanmıştır. Bugünkü kriz ortamında sermayeye, üretici ve tüketiciye güven vermez.
2.İMF ile anlaşmaya gitmedi, sağdan soldan para aradı, bulamadı. Maalesef Türkiye’nin zor durumda olduğu algısı oluştu. Faiz -kur farkından dolayı ve borsanın artması nedeniyle bir kısım sıcak para girdi. Ama gayrimenkul hariç yabancı yatırım sermayesinde çıkış oldu. Kur artışı başladı, borsada kar satışları başlayacak ve sıcak para da çıkacak. Özetle Mehmet Şimşek’in önceden de yaptığı gibi bu defa sıcak para serabına kapılması Kırılganlığı daha çok artırdı ve krizi kronikleştirdi.
3.MB faizleri artırdı ve fakat hala enflasyonun altındadır. TL’de reel faize geçmeyince, kısa dönemli TL talepleri olur ve fakat genelde TL’ den kaçış devam eder.
4.Başkanlık sistemi ile bütçe tamamıyla siyasi popülizm bütçesi oldu. Enflasyonu önlemek için en etkili yol bütçede tasarruf yapmaktır. Mehmet Şimşek iyi niyetle bunu denedi ve fakat yapamadı.
Yapamayacağını bilmesi gerekirdi. Söz gelimi oy hesabı için Kamuya fazla alınan 2 milyon memuru mu çıkaracaktı? Üç sarayı mı kapatacaktı? 600 milletvekilini 300’e mi indirecekti. Diyanet işleri bütçesini mi kısacaktı? Ya da konvoyları, lüks ve çakarlı araçları mı önleyecekti? AKP siyasetini finanse eden devlet ihalelerini mi düzeltecekti?
Aslında hükümet ittifakı tamamıyla kamu malını ve imkanlarını, kamu imtiyazlarını paylaşmak üstünde kuruluysa, Şimşek değil hiç kimse bu düzeni bozmaz. Aksi halde ortada hükümet kalmaz.
5.Bu saydıklarımdan sonuç çıkmayınca, maliye önceden artırdığı vergilere ilaveten şimdi yine vergileri artırmaya yöneldi.
Vergilerde kayıt dışılığın denetlenmesi doğru ama vergi artışları bugünkü konjonktürde yanlıştır.
İki örnek vereyim;
KDV, ÖTV gibi dolaylı vergileri artırırsanız, zaruri mallarda ve gıda da talebi düşüremez. Çünkü bu mallarda talep elastik değildir. Talep düşmez ve fakat vergili fiyatlar nedeni ile fiyatlar artar.
Gelir ve kurumlar vergi yükünü artırmanın gelir dağılımını düzeltici etkisine karşı istikrarı bozucu etkisi daha yüksek olur. Çünkü yabancı ve yerli yatırımlar daralır. Mal arzı daralır, yerine ithalat talebi artar döviz sorunu tırmanır. Ya da mal arzı daralır ve fiyatlar artar.
6. Nihayet bu krizin nedenlerinden birisi de 10 milyonu aşkın ne olduğu belirsiz sığınmacılardır. Sığınmacılar piyasada güven sorunu yarattı. Sermaye ve beyin göçü hızlandı. Eminim ki, Mehmet Şimşek bunların farkında bile değildir.
Özetle, siyasi iktidar değişmezse, bugünkü koşullarda ve politikalarla enflasyon biraz düşse de kriz devam eder. En ağırı dış borçlarda temerrüt riskidir. O zaman bu kriz dibe vurmuş olur.