​​​​​​​"Süleymani öldü" diye sevinenler tehlikenin farkında mısınız?

Kasım Süleymani, İran Şahı'nın devrilmesinden sonra gelen yeni rejimin en güçlü isimlerinden biri…

Birinin oğlu, yakını, akrabası olarak değil, kendi çabalarıyla en alt rütbeden başlayarak en tepeye yükselen bir isim.

20 yaşından itibaren İran Devrim Muhafızları ordusunun içinde. Birçok operasyonun, örgütlenmenin, faaliyetin bizzat planlayıcısı ve yöneticisi.

İran'ın dış politikasında Dış İşleri Bakanı'ndan daha etkili bir profil.

Askerlerin gıptayla baktığı, seçimle gelen Cumhurbaşkanı kadar saygınlık gören bir isim.

"İran'ın kılıcı" lakabıyla tanınıyor.

İran'ın Orta Doğu'daki tüm faaliyetleri onun onayı ve oluruyla gerçekleşiyor. Aynı zamanda sahada ve silahlı eylemlerin içinde olan biri.

Haşbi Şabi, Hizbullah ve birçok örgütlenmenin yönlendiricilerinden.

Teorik anlamda yazılı çalışmaları olmasa da iyi bir planlayıcı ve oyun kurucu.

İran'da havaya uçurulacaktı!

"İran'ın Kılıcı" Kasım Süleymani bir süredir hedefteydi.

Hatta bu hedef alınma süreci İran'ın içine kadar uzanmıştı.

İran'ı bilenler bilir, ülke içinde bağımsız bir şekilde hareket edebilmeniz, izinsiz çekim yapabilmeniz çok mümkün değildir.

İran istihbaratı adeta kuş uçurtmaz.

Ama buna rağmen Süleymani'ye büyük bir suikast girişimi oldu.

Tarihler, 10 Eylül 2019'u gösteriyordu.

Süleymani aşure günü için Kirman'a gidecek ve törenlere katılacaktı.

Süleymani'nin törenleri nerede geçireceği, hangi saatte orada bulunacağı hesaplanmış ve aylar öncesinde geleceği noktanın yakınında bir ev tutulmuştu.

Yaklaşık yarım tonluk bir patlayıcı tutulan eve nakledilmişti. Süleymani'nin eve yaklaşmasıyla düğmeye basılacak ve 500 kilogramlık bomba düzeneği harekete geçecekti. Ama suikast girişimi son anda İran istihbaratı tarafından açığa çıkarıldı ve engellendi.

İran Devleti, çok sert bir açıklamayla MOSSAD ve Suudi Arabistan'ı sorumlu tutuyordu.

Suudi Arabistan'ın bu kadar büyük bir organizasyonu tek başına yapabilmesi mümkün değil. Ama MOSSAD için mümkün…

Suikast girişiminin arkasında tam olarak hangi örgüt var bilemiyoruz ama yaşanan son saldırıyı incelediğimizde CIA'in de sürecin içinde olduğu mutlak.

Irak'taki ABD karşıtlığından sorumlu tutuluyordu

ABD'nin, Orta Doğu'da köşeye sıkışma veya zor durumda kalma gibi bir sorunu bulunmuyor. Sıcak çatışma bölgesinde değil, Irak'ta Saddam'ı devirirken yaptıkları gibi alana girmiyorlar.

İran hariç birçok bölgede askeri üsleri var.

Dahası Orta Doğu politikalarında birçok İslam ülkesiyle beraber çalışıyor.

Süleymani'nin öldürülmesi sürecini iyi okumak gerekiyor.

Orta Doğu medyasının günlerce konuştuğu, etkisi yıllarca sürecek olan olayı ABD medyası üstünkörü okudu, muhtemelen de yakında gündemlerinden çıkaracaklar.

Ancak bu olayın yankıları 11 Eylül'ün Orta Doğu'ya yaşattığı işgal ve parçalanmaların çok ötesine taşıyacaktır.

İran; kendi gelenekleri olan, köklü bir kültürden beslenen ve yıllardır ABD ambargosuna rağmen oyun kurucu ülkelerden biri.

Birçok kolu, birçok uzantısı, birçok örgütlenmesi var.

Trump, kendi iç siyaseti açısından "İslami terörü yok ediyoruz" gibi bir popülizmin yapsa da Orta Doğu'daki dengeleri alt üst etmeye devam ediyor.

Bundan sonra ne olacak?

Türkiye'de dış siyaset okumanın entelektüel seviyesi iç siyasetten farksız. Siyasal İslamcıların okumuş kesimi bile "Süleymani'nin ölümü çok iyi oldu, binlerce Müslüman'ın kanında parmağı vardı" yorumu yapıyorlar.

Orta Doğu'yu bu hâle getiren ABD hakkında tek bir kelam yok. Dahası bundan sonra olacaklar hakkında da bir fikir yok.

İran ordusu ile ABD ordusunun güçlerini kıyaslayarak "İran bir şey yapamaz" diyenler bile var.

2020 yılında askerlerin karşı karşıya gelerek çatışacaklarını sanıyorlar.

İran'ın ABD'yi açıktan hedef alması imkan dahilinde değil. Çünkü, ABD'nin bölgede açık olabileceği bir hedefi yok.

Bundan sonra olacaklar:

İran'a yakın örgütler (Hizbullah, Haşbi Şabi) birçok noktada eylemlere başlayacaklar,

İran, Suriye ve Rusya ile ortak planlarını daha üst bir mertebeye taşıyacak,

Yemen, Suriye, Mısır ve Libya üzerinden çok yeni hareketlilikler doğacak,

İran rejimi artan milliyetçi duygularla iç ve dış siyasette daha radikal kararlar alacak,

Bir süre sonra ABD unutulup Orta Doğu, sünni-şii örgütlerin çatışma alanına dönüşecek,

ABD bu örgütlere el altından bol bol silah satacak,

Petrol kuyuları ABD'nin kontrolünde kalmaya devam edecek.

Peki Türkiye bu süreçten nasıl etkilenecek?

Kısa vadede olacaklar;

TL'nin dolar karşısındaki kan kaybı sürecek,

PKK'nın Suriye uzantısı ABD tarafından büyütülecek,

Sığınmacılar yine Türkiye'ye akacak,

Libya üzerinden Suudi Arabistan-İsrail ve Arap Birliği Türkiye'yi hedef almaya devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları