Suçlu bulundu; Kılıçdaroğlu

Emniyet Genel Müdürü'nün "Kamuflaj kıyafeti giydirme" teklifine şaşırdım. Ardından İçişleri Bakanı'nın saldırganlara yakıştırdığı tanımlamaya; "ahali" demesine de.

Kemal Kılıçdaroğlu, kazara istenen kılıkla sığındığı evden çıksa ne olurdu? Önce buna bakalım. Tüm yandaş medyada çarşaf çarşaf bu resimler yer alırdı. Mutlaka billboardlara da yerleştirirlerdi.

Hani Süleyman Demirel'in darbe teşebbüsünden şapkasıyla kaçma resmi gibi. Isıtılıp ısıtılıp ömür boyu kullanırlardı. Kamuflaj kıyafeti sizce derin devletin senaryosu olabilir mi? Yani itibarsızlaştırma senaryosu...

Öteki

İçişleri Bakanı, linç girişiminde bulunanları Akkuzu ahalisi diye nitelendirerek olayı basitleştirme çabasında. Süleyman Soylu'nun içine azil korkusu girdiğini de ilk kez gözlemledik. "Beni ancak Cumhurbaşkanı görevden alabilir" diye makama bağlılık gösterisini tekrarlayıp, duruyor.

Jandarma kime bağlı?

Soylu'nun açıklamalarında, yeterli tedbirin alınmamasında jandarmayı töhmet altında bırakmasını ise anlayamadım. Bu teşkilat, yapılan düzenlemelerle bakanlığına bağlanmadı mı?

Doğru söyleyen kim?

Süleyman Soylu "Kaldı ki, Kılıçdaroğlu'nun koruma ekibi, cenazeye gidileceğini bildirmedi" diyor. Oysa CHP'den yapılan açıklamada "Saat tam 10.03'te Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi'ne iletildi" dendi. Burası da önemli. Yalan söyleyen kim?

EKRAN YANI

Patronu Ferit Şahenk'in "Borçları yapılandırıldıktan sonra" NTV'nin durumu "yandaş ötesi." Adamcağız ne yapsın, minnet borcunu böyle ödüyor.

CNNTÜRK'e gelince, Demirören Medyası olunca, tarafsızlığın T'si kalmadı. Örneğin Tarafsız Bölge'nin geldiği durum yürekler acısı. Bakmayın siz Ahmet Hakan'ın "Bi dakka, bi dakka" demelerine.

Yöneten başkası

Son tartışmayı da yine SETA'cı Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın yönetti. Karşıt görüştekileri bizzat susturdu. Konuştu, konuştu ve lafı "CHP Genel Başkanı'nın şehit cenazelerinde ne iş var"a getirdi. Bunu kotarırken, devamlı olarak HDP ile ve bağlantılı olarak Kandil'le tekrarlayıp bağlantı kurmaya çalıştı.

CNNTÜRK yönetimine bir soru sormak istiyorum; "Vatandaş her hafta Ak Parti fanlarını izlemeye mecbur mu?"

Dolgu malzemesi olsun diye getirilenler ise "höt" dendi mi kıvıranlardan. Yani dümen suyuna girenlerden...

MEZALİMİN GERÇEK TANIKLARI

Sadık Canay, Hüseyin Movit'e ait olan "Sözde" temalı yazısına destek niteliğinde bir mesaj yolladı. Zamanlaması güzel. Çünkü "soykırım iddiaları"nın yine ısıtıldığı günlerdeyiz. Canay, rahmetli ataninesinin anlattıklarını tekrarlamakta:

"Merhaba Burhan Bey,

Birkaç aydır keyifle okumaya başladığım gazetenizin içinde ilk önce hatmettiğim köşe sizinki. Her ikisi de beş vakit namazında, her gün Kur'an okuyan iki değerli hafız insanın evladı olmanın yanında bazı farklılıklarım da var. Bizler zamanında Behice Boran'ı parlamentoya taşımak için İşçi Partisi'ne oy verecek kadar sosyal demokrat bir anlayıştan gelmekteyiz. Bu anlayışımızla Ege'nin şirin bir kasabasına Sultan Abdülhamit'in askerleri için yaptırdığı camiden sonraki iki camiyi de ailem, dostlarımız ve yöre halkı ile birlikte inşa ettik.

Yazınızın son kısmındaki Söz'de kelimesine katkıda bulunmak istedim. Aslen Erzincanlıyız ve maalesef Ermeni zulmü ve katliamından mustarip olmuş bir aileyiz.

Ataninemin anlattıkları

Küçüklüğümde ve gençliğimde babaannemden Ermeni zulmü ile ilgili çok şey dinledim. Rahmetlinin anlattıkları aynen şöyleydi:

'Rus Harbi esnasında birlikte Ermeni ailelerin isyanı başladı. Müslüman komşularını evlerinin önündeki sahanlığa çıkarıp el ve ayaklarını bağlarlardı. Öndeki sahanlığın tahta ayaklarını kırarak toprak damın tepelerine düşmesiyle havasızlıktan boğarlardı. Şans eseri kurtulanları da Fırat Nehri'ne fırlatırlardı. Ermenilerin zulmünden kaçamayanlar ise Fırat kenarına kadar gelip beraberlerinde değerli eşyalarıyla azgın sulara kendilerini bırakırlardı. Bunları gözlerimle gördüm.'

Özetle katliamı yapan tarafı bugüne kadar hep Türkler olarak göstermişlerdir.

Batılı denilen sözde müttefiklerimiz de yalanların peşinden giderek her 24 Nisan'ı aleyhimize kullanıyorlar.

Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen'i Alparslan karşısında kaçarak yalnız bırakan Ermeni krallıklarından başka ne beklenirdi.

Saygılarımla."

GÜNÜN SÖZÜ

Beklemesini bilen kişiye, her şey kendiliğinden gelir. Tolstoy

Yazarın Diğer Yazıları