ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'ye düzenlediği füze saldırısının ardından iki mesaj çok dikkat çekiciydi. Birincisi; Fransa Devlet Başkanı Macron'un, Türkiye ile Rusya'yı ayırmayı sağladığını söylemesi. İkincisi; NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in ince bir yağlama yıkamanın ardından "bütün müttefik ülkelere Türkiye'ye daha fazla destek sağlamaları konusunda çağrıda bulunuyorum" demesiydi. NATO Genel Sekreteri'nin Türkiye'ye gelişi öncesi terör örgütü PKK'nın saldırılarının artması ve dün Şırnak'tan gelen 3 şehit haberini yazının ikinci bölümüne bırakacağımızı not ederek devam edelim...
Macron'un, Fransız televizyonunda 2 saat 45 dakika süren ve Türk medyasına yansıyamayan sözlerine çok dikkat kesilmek lazım. Ve Dışişleri Bakanlığı'na önerim bu programın tamamını çok dikkatli bir şekilde izlemeleri. Özellikle 17 ile 25 dakika arasını da kırmızı kalemle çizmeleri. Macron, o dakikalar arasında gazetecilerin sözlerini kesmesine itiraz edip ısrarla şunları anlatıyor;
"Astana'yı durdurmamız ve bölmemiz lazımdı. Bunu başardık. Çünkü Türkler askeri harekatımızı destekledi ve Astana süreci bölündü. Astana dışında yakında Bakanlar düzeyinde yeni bir toplantı yapacağız. Astana sürecine katılanlar dışında, Suudi Arabistan, Ürdün ve Fransa hatta İngiltere, ABD ve yurt dışında bulunan Suriyelilerin de temsilcileri katılabilir."
Gördüğünüz gibi, Macron bambaşka bir süreci tarif ediyor. Bir süre önce sarayda PKK/YPG temsilcilerini kabul eden ve kuvvetli desteklerini açıklayan Macron acaba yurt dışındaki Suriye temsilcileri ile kimleri kast ediyor?..
Fransa Devlet Başkanı Macron'un şoke eden sözleri ile birlikte Ankara'da NATO Genel Sekreteri ile görüşmeler devam ederken diplomasi kulislerine ise şu değerlendirmeler yayılıyordu;
"Fransa Astana sürecini bitirdi, Cenevre sürecine yeni bir format atmaya çalışıyor. ABD, Suriye'de siyasi görüşmelerin içindeki yerini Fransa'ya bıraktı. Ancak, ABD, Fırat'ın doğusunda askeri gücünden, başta Deyr ez Zor olmak üzere petrol sahalarından vazgeçmeyecek. ABD, Fırat'ın doğusu kadar oluşturmaya çalıştığı YPG sınır gücünden de vazgeçmiş değil."
Peki!.. Suriye'ye füze saldırıları ile birlikte iyice yalpalayan bir ABD, bir Rusya diyen iktidara Ankara'ya gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg resmi açıklamaların dışında kapalı kapılar arkasında neler söylüyordu?.. Ankara'nın derin koridorlarından kuvvetli teyidini aldığım bilgilere göre, Genel Sekreter, Türkiye'ye ayar vermeye çalışıyordu; "tek başınıza bu süreci yönetemezsiniz, yürütemezsiniz. Yolunuzu belirleyin" diye. Kuvvetli teyidini alamadığım bir iddiaya göre ise şunlar seslendiriliyordu;
"Stoltenberg, Ankara'ya 'NATO, Suriye'ye barış gücü göndersin' teklifi ile geldi. NATO'da kararlar oy birliği ile alınıyor. Türkiye'nin mutlak onayı lazım. Bu İsrail'in önerisi aslında, İran'ı sahada pasifize etmek için."
Macron'un kendi kafasına göre konuşmadığı kesin de, füze saldırısında arabuluculuğa soyunan, sonunda lastik patlatan AKP iktidarının "yeni strateji" palavralarının nereye varacağı meçhul!.. Veya meçhul mü?..
***
NATO Genel Sekreteri'nin Ankara'ya geldiği gün terör örgütü PKK'nın Şırnak'ta üs bölgesine gerçekleştirdiği saldırı ile 3 şehit verdik. Dikkat ederseniz, kahpelerin son haftalarda eylemlerinde bir artış var. Bunların tesadüf, Suriye'den bağımsız olduğunu düşünmüyorum. Güvenlik kaynakları ile yaptığım görüşmelerde, bölücü terör örgütünün Karadeniz dahil yaz tertiplenmesine geçtiğini, eylemlerini artırmasının beklendiğini ve kahpelerin askeri üs bölgeleri civarında sayılarının arttığını öğrendim. Bu yönde ulaştığım bilgileri de şöyle özetleyebilirim;
* Afrin operasyonunun ardından bağlantıları kesildi. Artık eskisi gibi rahat edemeyecekler. Ancak Amanoslar da hâlâ gruplar var. Operasyonlar neticesinde buradaki teröristlerin 3'te 1'i etkisiz hale getirildi.
* Bölücü terör örgütü, Drone üzerine kurdukları 60 mm'lik havan mermileri ile yeni bir EYP düzeneği hazırladı. Bunlarla askeri üs bölgelerine uzaktan-havadan saldırmayı planlıyorlar.
* Ormanları yakacaklar.
* 2017 yılında 4 bin 585 IŞİD'li gözaltına alındı. Ankara ve İstanbul'da IŞİD görünümlü eylem hazırlıkları var. Güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarıldı.
Bu bilgilere, mücadele ettiğimiz hainlere sağlanan dış desteğin daha iyi analiz edilebilmesi için, PKK'nın Afrin'den kaçarken 20 top aracını bıraktığını, ABD'nin Fırat'ın doğusuna terörist takviyesini yoğunlaştırdığını ekleyelim.
Bir de; iç siyaset kulisi... AKP kulislerinde konuşulanlara göre, Mersin kongresinde delege yapılan eski Bakan Zafer Çağlayan'ın önümüzdeki seçimlerde Mersin'den AKP milletvekili adayı olması kesinleşmiş!..
Filmin karelerini yeterince ve anlamlı bir şekilde birbiri ardına eklemeyi başaramamışsam gerisine siz devam ediverin...
