Gece Görüşü'nde, şimdilerde kaybolan bir yönteme geri dönüldüğünü fark ettik. Hande Fırat, önce Mahir Ünal'la söyleşi yaptı. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısının yeni şeyler söylemediğini gözlemliyoruz.
Aslında "lider fırçası" yemeyeyim korkusundan hiçbir soruya net cevap veremedi.
"Erdoğan, 13 Kasım'da Amerika'da olacak mı?" denmesine verdiği cevaba bakınca nasıl kamuflaj yaptığını anlayabiliyorsunuz:
"Bu iş, Türkiye'nin yararına ise gidilir. Eğer faydası olmayacaksa, gidilmez." Sanırım Ak Parti sözcülüğüne soyunanların tamamı böyle.
En şık
Aslında içlerinde en usta isim Ömer Çelik. Siyaset sahnesinin en güzel giyineni. Aldığı sorulara verdiği cevaplarla da başarılı. Hiç açık vermiyor. Fincancı katırlarını asla ürkütmüyor.
Dikkat edin hepsinin ortak derdi var; "Saçların dökülmesi." Ha babam ektiriyorlar. Sonuç yine de sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Öztrak
Gece Görüşü'nün ikinci bölümünde Faik Öztrak vardı. CHP sözcüsünün, Mahir Ünal'dan daha başarılı olduğu kesin. Bunda devlet tecrübesi ve başta Hazine Müsteşarlığı yapmış olmanın avantajı vardı.
Öztrak, seçilmişlerle atanmışların farkını iyi anlattı. İsim vermedi ama bakanlar üstünde durdu. Dışişlerine doldurulan akrabayı taallukatlar üstünde daha fazla konuştu. Yerinde olsam hiç olmazsa Kavakçı ailesinden söz ederdim.
Ekonomideki bu tip atamaları da dillendirdi.
Yangın
Hepsinden önemlisi, mutfaktaki yangın ile hızkesmeyen işsizliği iyi anlattı. Gerçekten bu sorunların ilk seçimde sandıkta patlayacağını belirtti.
Faik Öztrak'ın tek geçiştirmesi Ekrem İmamoğlu'nun geleceği ile ilgiliydi. Onun yerine bu soruya ben cevap vereyim. Tüm engellemelere rağmen İBB seçimini öpe öpe kazanan İmamoğlu'nun geleceği daha ışıltılı. Yıldızı öyle parladı ki, Türkiye'nin her tarafından oy toplayacak konuma geldi.
İkinci Trabzonlu
Özetlemek gerekirse Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin ikinci Trabzon kökenli cumhurbaşkanı olacak. İlki bildiğiniz gibi Cevdet Sunay'dı. Onu askerî vesayet ürünü kabul edersek İmamoğlu sandıktan çıkan yani seçimle gelmiş ilk Trabzonlu olarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak.
Hata olmamalı
Bir büyük yanlışlık yapılmazsa 2023'te -veya öncesi- yeni Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Ben bu konuda oldukça iddialı yazabiliyorum. Ancak Faik Öztrak, Hande Fırat'ın sıkıştırmasını geçiştirip karşılık verdi. O anlarda Ak Parti sözcülerinden farksızdı.
***
Atletizmde ilk olimpiyat madalyası
Birtakım spor programları, bilgilenmemizin kaynağı. Atletizme ilgi duyanlar Ruhi Sarıalp'ın adını bilirler.
Londra Olimpiyatları'nın üç adım atlamada bronz madalyalı atleti, Orhan Ayhan'la belgeselinde işlendi. Aslında, atlayışıyla altın madalyayı hak eden sporcumuzun hakkının nasıl yendiği çok güzel anlatıldı.
Başlangıç noktası kabul edilen kayın ağacı parçasının 0.5 mm oranında ezildiği yalanıyla birinciliği elinden alındı. İsveçliye altın madalya verildi. İkinci de Avustralyalı atlet ilan edildi.
Münir Yaraş
TRT Spor-2'de yayınlanan programda zaman zaman bir otoriteyi izlemekteyiz; Salih Münir Yaraş. Kimi zaman Selahattin Yıldız'la tarihten anıları aktarıyorlar. Yaraş'ın bir önemli özelliği daha var. Atletizmin iki önemli uluslararası kuruluşunda görev yapmakta. Müthiş birikimiyle, arşivlerde kalmış bilgileri aktarmakta.
Sarıalp'in öyküsü
İlk Olimpiyat madalyalımız Ruhi Sarıalp'ın atletizm başlangıcı hayli ilginç. Konya Askerî Lisesi'ndedir. Daha sonra Haydarpaşa Lisesi'ne geçer. Çünkü hedefinde iki konu vardır. İlki pilot olmak, ikincisi atletizme devam edebilmek.
Sonunda, kendini olimpiyat madalyasına, pek çok uluslararası birinciliklere ulaştıracak yere kaydolur; "Fenerbahçe atletizm takımı."
Anekdotlar
Orhan Ayhan'la programında pek çok konuya da girildi. Mesela Türkiye'de modern futbol ayakkabısını üreten Dinyakos'tan da söz edildi. Bu ekalliyet mensubunun, yola çıkışı atletizmin çivili ayakkabılarını moderniz etmesiyle başlar.
O yıllarda imkânı iyi olan futbolcular Dinyakos ustanın ayakkabılarını giyebilirlerdi. Sporculuk yıllarımda, Dolapdere'de imalathanesi olan Turan'dan -Dinyakos'un çırağı- aldığım bir kramponum olmuştu.
ACI BİR KAYIP
Televizyon eleştirmenliğinin duayenlerinden Erdoğan Sevgin Hakk'a yürüdü. Sevdiğim ve saydığım bir dostumdu. Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Nefret, taşınamayacak ağır bir yüktür. Martin Luther King
