Soykırımı, Papa ve PKK saldırısı

Biliyorum, Papa'nın son açıklamalarına, gene hayret ettiniz. Hâlbuki bizim Kaç-Ak Saray mukimi, Hıristiyan âleminin liderine, kaçak inşaatla yaptırdığı sarayda, sazlı sözlü, atlı, mehterli, anlı şanlı karşılama da yapmıştı. Belki yardımcısı Kalın da şarkı söylemiştir. Adet ya. Ne oldu da, bu gâvur, birden bizim sultan tayfasına, tam da seçim öncesi, bu kazığı attı. Hayret vallahi. Hayret ki, hayret.
Bak, Dışişlerimize. Bizim küçük bir ilçemiz kadar bile olmayan, ama dünya nüfusunun dörtte birinin inananları olan, minik devletin büyükelçisini çağırıp, fırçalamış. Bakan açıklama yapmış, misilleme yaparız falan demiş. Onlar da çok korkup, aman efendim, yaman efendim diye özür dilemişler değil mi? Misilleme ne ola ki. Kiliseleri mi kapatacaklar? Hani şu Atatürk zamanında Lozan ile kontrol altına alınan kiliseler ve eylemlerini AKP'lilerin kaldırdıkları kiliseler. Yani tam da onlara bu yapılır mı diye düşünüyor insan.
Ama yok öyle şey. Bu adam, Papa olmadan önce de, Ermeni soykırımı konusunda açıklama yapmadı mı? Erdoğan davet ederken adamı bilmiyor mu? Ne oldu yani? Ne bekliyordunuz? Papa olunca, adam, hemen fikrini değiştirecek ve birden bire, bize dönerek, soykırımı olmamıştır falan mı diyecekti? Görüldüğü gibi, itibarı kalmayan, Türkiye'den mi korkacak. Bizimkiler de biliyor bir işe yaramayacağını, ama tribünlere oynamayı seviyorlar. Geçmişte yapmadılar mı çifte oynamayı? Burada, gerçeği görme zamanı geldi artık. Türkiye, Atatürk döneminde, silah gücü ve uygarlığı ile zorla girdiği Batı toplumundaki son bağlantısını da koparıyor. Hayret ettiniz değil mi?
***
Mesela geçen gün, Ağrı'da oynanan tiyatroya da, hayret edilmesi gerekmez mi? Yani, tam da federasyon uzlaşması yapılmışken, Kandil, neden askere saldırıyor? Veya hükümetin emir eri rolündeki bazı komutanlar, neden PKK ile çatışmaya giriyor? Veya PKK'nın siyasi kolunun açıkladığı gibi, Tayyip'in generalleri, Ağrı'da da yaralılarını, bırakıp kaçmış mıdır? Ellerindeki video ve resimler sahte mi? Milliyetçi oyların arttığı bir sırada seçim öncesi böyle kirli oyunları, hangi parti oynayabilir? Hangi parti evlatlarımıza değer vermiyor? Hayret değil mi? Gerçi, her iki tarafın da kolayca yalan söylediği akla gelince, hayret etmemek elde değil. Düşünün bakalım.
Bu arada, sahte demokrasinin, sahte seçim oyunları tezgâhlanırken, her parti liderinin karar verdiği adaylar ve liste dışı kalanların da açıklamaları basında. Öylesine açıklamalar ki, bazıları koalisyondan bile söz etmeye şimdiden başladı. Hayret ne kadar erken değil mi? Oysa sultan, Başkanlık sistemi diye, yatıp kalkıyor.
***
Bu hafta, Türkiye için Ermeni konusunda, köprüden önceki son çıkış haftası. Önümüzdeki hafta, dünya başkentlerinden, yağmur gibi soykırım bildirileri yayınlanırken de, hayret edeceksiniz. Başta, 24 Nisan tarihinde, ABD Başkanı diplomatik bir dille, soykırımını anacak. Soykırımını, İngilizce demeyecek ama Ermenice, bu kelimeyi kullanacak. Bizi de kandıracak. Sizler de, soykırımı demedi diye, gene hayret edeceksiniz.
Amerikan Kongresi'nde, Ermeni yanlısı milletvekilleri tarafından verilen, bir soykırımı tasarısı var. Buna karşı, Türkiye yanlısı bir grup da, kavga etmeyelim gelin barışalım diye bir karar tasarısı verdi. Bence çıkma şansı hiç yok. Ayrıca Washington'da uzun süre büyükelçilik yapan Elekdağ da ABD Başkanı Obama'ya mektup yazmış Ermeni soykırımı konusunda. Koca Türkiye'yi sallamayan Obama, bir büyükelçinin mektubundan mı etkilenecek. Burada, hemen hemen her eyalet, soykırımını kabul etti. Bu açıdan, şimdiden, Amerikan okul kitaplarına, katil bir ceddimiz kaydı düşüldü.
***
Hafta sonunda, Amerika'daki Türk toplumunu barındıran bir derneğin, yıllık toplantısı vardı. Katıldım. Ancak, toplantıda konuştuğum Türklerden aldığım mesaj, çok üzücü. Türkiye'de aileleri, yakınları bulunan Türkler her zaman, Türkiye ziyaretlerine bir ay veya beş haftanın yetmediğinden şikâyet ederdi. Ama bu toplantıda ilk kez, Türkiye'ye gitmek istemediklerini söylediler. Neden diye sorunca, ilk kez bıraktıkları ana vatanlarının, artık bir Türkiye olmadığını, bir Arap ülkesine döndüğünü, ülkede otoriter sistemin hüküm sürdüğünü ve demokrasi falan kalmadığını vurguladılar. Bunu görmemek için de, gitmek istemediklerini, gitseler de, kısa kalıp döneceklerini anlattılar. Ne acı değil mi?
Evet, bizler, olanlara hayret ederken, dünya da, bizim haklarımıza karşı uyuşukluğumuza hayret ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları