Soykırımı inkâr etmişim, ırkçılık yapmışım, nefret suçu işlemişim...

25 Eylül Salı günkü "Keğanılı Mahmut Ağa... Kuvay-ı Millîye'nin ilki..." başlıklı yazımı hatırlayanlarınız olacaktır. İşte bu yazımı https://hyetert.org adlı web sitesi de alıp yayımlamış. Yayımlamış ya üstüne şu uyarıyı koyarak yapmış bunu:

"HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz."

Yani ben ırkçılık yapıyormuşum, nefret suçu işliyormuşum... Ve daha da önemlisi "Soykırım İnkarcılığı" yapıyormuşum...

Hangi soykırımı inkâr ediyormuşum ben, hangisini olacak tabii ki şu meşhuur "Ermeni Soykırımı"nı...

Yani Ermeni fena huylanmış yazımdan... Her huylanmayı ciddiye almayız ama bu web sitesi öyle sıradan bir site değil. Bu "hye tert" İstanbul'daki Ermeni Patrikhanesi'nin ve dünyanın en güçlü lobilerinden biri olan uluslararası Ermeni lobisinin yayın organı konumundaki bir site.

E peki ne vardı o yazımda bunları bu kadar kızdırıp ürkütecek.

Şu: "Mahmut Ağa (...) Kuvay-ı Millîye ateşini yakan, örgütleyen, Ermeni'yi Narman İlçesinden söküp atan, Oltu'dan atılmasına da büyük katkıları olan bir yiğit ve özverili adam, bir büyük adam."

Evet bu paragraftaki "Ermeni'yi Narman İlçesinden söküp atan" ifadesi var ya, işte buna takmışlar, bunca ağır suçlama, bu cümle için.

"Keğanılı Mahmut Ağa, Ermeni'yi Narman'dan söküp atmıştır", bir daha yineliyorum bu ifademi. Ve şimdi o yazıda yer darlığı nedeniyle yazamadıklarımı da ekliyorum. "Mahmut Ağa, ne olmuş da Ermeni'yi Narman'dan söküp atmış?" sorusunu sorayım önce ve yanıtını vereyim.

Aslında militan bir Taşnak olan ve yörede gizli çalışmalar yapabilmek için Oltu İlçesinde bir süre kalaycı çırağı olarak çalışan Mıgırdıç adlı Ermeni, bir süre sonra, çevreden topladığı silahlı militanlarla Narman'a gelir ve ilçe merkezini kontrol altına alır. Ve bir süre sonra ilçenin ileri gelenlerini yanına çağırtır, çağrılanların içinde Mahmut Ağa da vardır, Keğanı Köyü'nden çıkagelir. Der ki onlara Mıgırdıç, "Bakın, Bayburt'tan Kars'a kadar artık bizim borumuz ötüyor, buralar artık Ermenistan'dır, aklınızı kullanın, bize tabi olun!"

Mahmut Ağa'nın Oltu İlçesinde dükkanları vardır, tanır bu Mıgırdıç'ı, kamçısı elinde ayağa fırlar der ki "Ola Mıgırdıç, ola sen bizim kalaycı bızdigi değil miydin... Sen kimsin ola? Kısa zamanda seni ve senin itlerini bu topraklardan söküp atacağız!"

Ve sonraki günlerde Mıgırdıç; Narman Tuzla Mahallesi ve Narman Çayına yakın çayırlıklarda, Türkleri götürüp çalıştırarak büyük çukurlar kazdırmaya başlar. Halk bunun toplu katliam çukurları olduğunu bilmektedir, çünkü Doğu Anadolu'da bunları hep yapmıştır Ermeni. Mahmut Ağa'ya haber uçurmak gerek ama nasıl, Mıgırdıç kesmiş her yanı kuş uçurtmuyor. Narman Müftüsü Habil Efendi, bir mektup yazar Mahmut Ağa'ya, ilçe dışına hayvan otlatmaya giden çobana verir, çoban mektubu koyunun kuyruğunun altına bağlar ve Keğanı Köyü'nün çobanlarına verir. Böylece Mahmut Ağa'nın haberi olur. Narman'a yetişir, halkı kurtarır, Ermeni'yi sürüp çıkarır.

İşte olan bu... Bu da, Ermeni bu, kendi yapar, karşıdakine atar suçu...

Yazarın Diğer Yazıları