Sorumsuz sorumlular!
Kendini tanıma ve tarif etme sorunu olan grup ya da toplumların sağlıklı olduğu da söylenemez. Bir anlamda geçmişi, hali hazır durumu ve geleceği arasında ilişki kurabilmek milletler için hayati önemde bir olgudur. Bu ilişki ya da bağlantı sosyal, tarihi, ekonomik ve kültürel bütün yapıları kapsar. Var olma da böyle başlar. Kendini, kendi kavram ve terimleri ile tarif edemeyen ve başkalarını da bu kavramlar çerçevesinde anlayıp anlatamayan kalabalıkların millet haline gelmeleri müşküldür. Bir ülkenin insanları başkalarının kavram, terim ve deyimleri ile konuşmaya alışmışsa o milletin varlığı her zaman tehdit altında demektir. Emanet değerler, ithal kavramlar ve yabancı yardımlarla ayakta kalan toplumlara özgür toplum denemez. Dışarıdan aldığı kadar veremeyen, etkilendiği kadar etkileyemeyen ve tükettiği kadar üretemeyen toplumların istiklal ve istikbalinin tehdit altında olduğunu söylemek için de çok zeki olmaya gerek yoktur.
Başkasının özelliklerinin kendisine ait olduğunu sanmak, başkasının değerlerini ve yaşama biçimini içselleştirmekle başlar. Bu tür bir süreç içinde bulunan toplumların kendilerini başkası sanan yabancılaşma hastalığına tutulma ihtimalleri çok fazladır. İnsanlar; görme, duyma ve düşünme yeteneklerinin yönlendirilmesi suretiyle yaban amaçların aracı haline getirilirler. Günümüzde bunun yolu da görme, işitme ve düşünme aygıtları üzerinde kurulan egemenlikten geçmektedir. Bu anlamda dergisi, gazetesi, televizyonu ve aydını olmayan siyasi hareketlerin geleceği de yok demektir. Bilgi toplumunda, iletişim ve internet çağında tarım ve sanayi döneminin araçlarıyla mücadele etmek imkânsızdır. Yüz yüze ilişki çok önemlidir ama milyonlarca insana bu yolla ulaşmak mümkün değildir. Bilişim çağında ancak çağdaş iletişim düzleminde rekabet ederek var olmak mümkündür.
Türkiye’deki etkin medya ülkede, bölgede ve dünyada meydana gelen olayları uluslar arası küresel güçlerin çıkarlarına uygun bir biçimde halka sunmaktadır. Bir fikir sistemi ne kadar felsefi, ahlaki, insani ve ilmi unsurlarla dolu olursa olsun onu yaygınlaştıracak ya da propagandasını yapacak araçlara sahip değilse, başarısız olmaya mahkûmdur. Güçlü fikirler etkin ve uygun araçlarla propaganda imkânı bulamazlarsa hiçbir zaman yeterli destek sağlayamazlar. Gözlerin aklı yönettiği, günümüz görsel toplumunda medyanın ve sanatın konusu haline gelemeyen fikirlerin yaşama şansı yoktur. Kaldı ki propaganda, manipülasyon, animasyon, spekülasyon, ajitasyon, psikolojik savaş, provokasyon ve tanıtım gibi olguların hiç birisinden medyada etkin olmadan sonuç almak mümkün değildir. Türkiye’de bölücülerin, TSK düşmanlarının, yıkıcıların, Soros’çuların, Karen Fogg’cuların başarısı ve etkinliğinin nereden geldiği sanılıyor?
Aklın yerini gözün aldığı bir dünyada göze hitap eden araçlardan mahrum kalanların, kaybetmek için başka gerekçe aramalarına gerek yoktur. Günümüz dünyasında bilgi iletişim aygıtlarını kullanamayan bir hareketin var olması, büyük ölçüde şansa bağlıdır. Yazılı, sözlü, görüntülü ve sanatsal aktarım fikir, değer ve anlam iletmenin en etkili yoludur.
Rakiplerin kullandığından daha ileri yöntemi kullanamayanlar kaybetmeye mahkûmdur: Eğer bir yerde saldırı var da savunma yoksa; iftira var da cevap verme yoksa; hücum var da direnme yoksa; karalama var da aydınlatma yoksa; orada bölücünün ya da yıkıcının tezlerinin egemen olmasından daha doğal ne olabilir?
Hiçbir şey yapmayarak ya da hiçbir iddia ileri sürmeyerek hiç bir hata yapmamayı marifet sananlar yanılmaktadır. Suya sabuna dokunmamak, kokmamak, bulaşmamak da marifet değildir. Argo tabirle “kimsenin tavuğuna kış dememek”, yerine göre yüksek sesle konuşmamak bir meziyet değil, milli eziyettir. Unutmamak gerekir ki her insan yaptığından dolayı, bazı insanlar da yapmaları mümkün olanları yapmadıklarından dolayı suçlanırlar. Şer odaklarının gücünden, milli odakların bıraktıkları boşluklar sorumludur. Öz çocuklarına yeterli ilgi, bilgi ve gıdayı vermeyenler, onları bir ideal altında toplayamayanların sonuçlardan şikâyet etme hakları yoktur. Milli neslin uğrunda gayret gösterecek bir anlama, değere, ideale ve birliğe olan ihtiyacı, suya olandan daha çoktur. Bir kez daha sorumsuz sorumlulara ilanen duyurulur!