Sorumluluk zamanı!
Vatandaşların arabaları yakılıyor, mağazalarının camları indiriliyor ve hatta insanların oturdukları mekanlar ateşe veriliyor. Provokatörler için bu durum son derece uygun bir ortam yaratmıştır. Onlar da durumu değerlendirmek için fırsatı kaçırmıyorlar. Sade vatandaşlar mal ve can güvenliklerinden daha fazla kaygı duyar hale gelmişlerdir. Öfke ve kızgınlık artık sokaklara sığmıyor. İşin tehlikeli yanı sade vatandaşların da giderek aşırılığa kaymasıdır. Olan bitenler, hayra alamet şeyler değil. Bulanık’ta kan döküldü. Sokakların görüntüleri oniki eylül öncesini andırmaya başladı. Herkesin üzerine düşeni yapmak zorunluluğu vardır. Aksi takdirde Türkiye’ye yazık edilmiş olur.
Terörün hedefi:
Bir arada yaşama iradesidir!
Bölücülerin, Kürtçülerin ve nihayet PKK’nın amacı, Türk ile Kürdün bir arada yaşamasının imkansız olduğunu kanıtlamaktır. Kışkırtma, saldırı ve gösterilerle yapılmaya çalışılan budur. Bu amaçla batı illerinde Kürde, Güney Doğu illerinde ise Türk’e karşı kitleler kışkırtılmaktadır. Tükürükle boğulacak seviyede olan bir avuç bölücünün yakma, yıkma ve yağmaya kalkışmasının tek bir amacı vardır. O da bin yıllık bir arada yaşama iradesini gösteren halkı birbirine düşürmektir. Birileri açıktan, başka birileri hesabına tehlikeli bir bölücülük oyunu oynuyor. Bu oyuna gelinmemelidir. Madem ki iki halkın bir arada yaşama iradesi kırılmaya çalışılıyor. Herkese düşen de inadına bir arada yaşama iradesini zaafa uğratmaya çalışan bölücü odakların oyununu boşa çıkarmaktır.
Coğrafya ve tarihin bedeli
Bölücüler, Türklere vatan edindikleri coğrafyanın ve sahip olduğu tarihin bedelini hatırlatıyor. Aslında Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana bu bedeli Türk milleti, şu veya bu biçimde ödemeye devam ediyor. Bu yüzden paniklemeye ve telaşa kapılmaya gerek yoktur. Türkiye’nin bu saldırıları def edecek çok büyük gücü ve kabiliyeti vardır. Vatandaşların bu konuda sivil inisiyatif geliştirmelerine gerek yoktur. Halk haklı konumunu, haksız bir görünüme büründürmemek için azami sağduyu göstermelidir. Kimse, ama hiç kimse kendi hakkını ve hukukunu kendisi korumaya kalkmamalıdır. Kimse durumdan vaziyet çıkararak kendini devlet yerine koyan provokatörlerin oyununa da gelmemelidir.
Basireti bağlı siyaset!
Siyasilerin 12 Eylül öncesinde olduğu gibi bugün de resmen basireti bağlıdır. Sahip olunan gücün nasıl bir körlük yarattığını, Türkiye’deki iktidarın tutumuna bakarak anlamak mümkündür. Bu bakımdan sağduyulu ve basiretli davranmak vatandaşa düşmektedir. Vatandaş telafisi imkansız hiçbir tavrın yanında saf tutmamalıdır. Her şey demokratik olgunluk içinde karşılanmalıdır.
Bu bağlamda örgütledikleri taraftarların yaptığı tahrik ve tahrip karşısında DTP’lilerin takındığı tutum ibretle izlenmelidir. DTP/Öcalan/Kandil üçlüsü Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış olmanın intikamı peşindedir. Öcalan, yaşadığı hayal kırıklığının ve beklentilerinin sekteye uğramasının intikamını her yolu deneyerek almaya çalışacaktır.
Gün, oyuna gelmemek suretiyle bölücüyü ve bozguncuyu bir kez daha hayal kırıklığına uğratma günüdür. Gün, soğukkanlılığı sonuna kadar sürdürme günüdür. Gün sağduyulu hareket etme günüdür. Nihayet gün olanı biteni not ederek zamanı geldiğinde aciz ve bölücüye açık çek veren iktidardan sandıkta hesap soracak zamanı bekleme günüdür!