Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

Sonbaharda erken seçim!

İsrail’in katliamından sonra “Gazze’ye yardım konvoyu” artık tamamen “AKP’ye yardım konvoyu”na
dönüştü.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına geçerken mevcut olan siyasi hava AKP’yi endişelendirmişti. Şimdi bu
havadan eser yok.
Gazze’ye yardım konusu, 9 Türk’ün öldürülmesi, İstanbul’da başlayan Asya Zirvesi ve ardından gelecek gelişmeler yine AKP’ye puan kazandıracak gibi görünüyor.

Acı söz
Aslında, AKP’nin kazanacağı puanlar bir yana, CHP’nin -şu dönem- kazanamadığı puanlar önemli.
Dost acı söyler. Biz de söyleyelim. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gazze konusunda öne geçemedi. Dünkü, Grup konuşmasında bu konuya değindi ama daha çok emekliler, işçiler, tarım çalışanları ve çiftçileri anarak ve Erdoğan’ın villalarından bahsederek, “proleter-komprador” vurgusu yapmayı yeğledi.
Ama günün konusu bu değil. Politikada söylenecek sözün güçlü olması için gündeme uygun olması gerekiyor. Ya da gündemi siz belirleme iddiasında iseniz, çok güçlü bir çıkış yapmanız gerekiyor.
Sonuçta, bugün itibariyle CHP’nin rüzgarından söz etmek mümkün değil. Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına geçince de sormuştum burada:
“Yeni genel başkan bu havayı seçime kadarki bir yıl boyunca koruyabilecek mi?”
Daha şimdiden bu havanın sönmeye başladığını “dostun acı sözü” olarak kabul etsin.
Öyle bir iki bağımsız milletvekilini partiye katmakla ivme kazanılmıyor. Çünkü, bu milletvekilleri zaten gerçekte CHP’nin kontenjanından seçilen milletvekilleri idi.

AKP’nin ayakta kalma koşulu: Erken seçim
Dün, Anayasa Mahkemesi (AYM) CHP’nin referandum yasasıyla ilgili iptal başvurusunu kabul etti.
Ufukta, referandumun iptal edilmesi durumu söz konusu olabilir.
AKP, referandumla bir anlamda “güven tazelemeyi” ve 2011’deki genel seçime güçlü girmeyi hedefliyordu.
Ayrıca, AKP asla iktidardan inmeyi istemiyor, çünkü “hesap vermekten” korkuyor. Yüksek yargıyla ilgili anayasayı değiştirme çabaları da buna
yönelikti.
İktidar partisi, İsrail’e “boş atıp” duruyor. İsrail’e çıkışları samimi olsaydı en azından Ankara’daki İsrail büyükelçisini ülkesine gönderirdi. 9 Türk’ün katledilmesinin ardından, neredeyse
İsrail’in tepesine binecekmiş gibi havalara girmelerine karşın, elçilerini göndermek gibi en hafif diplomatik eyleme bile giremediler.
Hani hep deyip duruyorlar ya, “Filanca konuyu iç politika malzemesi yapmayın” diye. Oysa kendi amaçları bu konuyu iç politika malzemesi yapmak ve bir kez daha iktidara gelmek.
O yüzden önümüzdeki günlerde “Sonbaharda erken seçim” kararı açıklanırsa şaşırmayalım.
Aslında AKP’nin ayakta kalmasının tek koşulu da bu görünüyor. Çünkü, tıpkı Kılıçdaroğlu’nun o havasının çabuk sönmesi gibi, Erdoğan da bir yıl boyunca sürekli yelkenini dolduramaz.

Fıkraya benzemesin
İktidar ve muhalefet partileri için alkış her zaman iyi ve kalıcı anlama gelmez.
Fıkra bu ya.
Bir politikacı akıl hastanesinde konuşma yapıyormuş.
Bir kişi dışında dinleyicilerin tümü alkışlamış.
Politikacı, alkışlamayan kişiye dönerek, “Siz niçin alkışlamıyorsunuz?” diye sormuş.
Adam yanıtlamış:
“Ben hastabakıcıyım”
Politikacılar alkışlar devam ederken, sandığa gitmek isterler.

Yazarın Diğer Yazıları