Son kazık "yol"da ey millet!..
Kaynar sudaki kurbağa teorisi var ya, herhalde bu sinsi strateji son 20 yılda olduğu kadar, tarihin hiçbir döneminde bu kadar pervasızca uygulanmadı...
Baskıyı "yavaş yavaş" arttırmak ve toplumun refleksini ölçmek için milletin damarına bu kadar basılmadı hiçbir dönemde...
Türk Ulusu, yine tarihin hiçbir döneminde bu kadar ezilmedi, bu kadar horlanmadı, bu kadar yıpranmadı ve bu kadar da sömürülmedi...
Ve tarihin hiçbir aşamasında, hiçbir millet sosyo-politik kıskacın cenderesinde nefes alamaz hale getirilirken, ülkesine, kanunlara ve kendisini yönetenlere karşı bu kadar sabırlı olmadı...
Kurbağa teorisi işte bu yüzden sinsice uygulanıyor bu ülkede...
Sabrı sınama çabaları milletin sabrını iyice tüketmeye devam ederken, pervasız bir gidişat zaten enflasyon-zam-pahalılık çıkmazında neredeyse ekmek alamaz hale gelen milyonların nefesini iyice keserken, siyasal iktidar durmuyor, vurdumduymazlığın güzergahında dörtnala koşmaya devam ediyor...
Ve "vergi taslağı" adı altında, kaynar sudaki kurbağa teorisini bir kez daha uygulama stratejisi, halkın gırtlağını biraz daha sıkmak için sinsi bir tuzağı daha uygulamaya hazırlanıyor...
Alıştıra alıştıra, sinsice!..
Bir zamanlar "kendi kendine yeten 7 ülkeden biri" olmakla övünen Türkiye, AKP'nin iktidara gelişiyle birlikte, üretim ekonomisini bir tarafa atarak dışa bağımlılığı artırırken, diğer yandan da ülkenin tüketilen kaynakları arz-talep dengesini yerle bir etti...
Ve samandan-karpuzdan sonra neredeyse maydanoz ithal edecek noktaya getirilen koca Anadolu varlık içerisinde yokluk yaşayarak tükenmeye devam ediyor...
Türkiye'nin milli kaynakları aslında kendine yetiyor ama tarihte görülmemiş yolsuzluk- usulsüzlük-peşkeş-talan rezaleti gündemden hiçbir zaman düşmediği için ve son dönemde bu konudaki skandallar belediyeler üzerinden yağmur yağarcasına deşifre olduğu için memleket yokluğun girdabında savruldukça savruluyor...
Zengin ve yoksul arasındaki uçurumun hızla büyüdüğü, 2 milyon yurttaşın işsizlik maaşı için devlete başvurduğu, üniversite bitirmiş 1 milyonu aşkın gencin iş aradığı ve milyonlarca insanın da işsizlik çıkmazında ayakta durmaya çalıştığı bir ülkede, AKP'nin halkın üzerine sürekli yük bindirme stratejisi her gün yeni bir "vergi" yöntemiyle karşımıza çıkıyor...
Daha geçtiğimiz yıllarda bisikletlere vergi getirmeye çalışmadı mı bu iktidar?..
Daha geçen aylarda tatile gidecek yurttaşlardan vergi almak için bir proje geliştirmedi mi bu hükümet?..
Daha geçen haftalarda, lüks konut vergisi adı altında yurttaşlara emlak vergisi kazığı atmak için çaba harcanmadı mı memlekette?..
Kaynar sudaki kurbağa teorisi ile yavaş yavaş dayatılmaya çalışılan yeni vergi girişimleri toplumun tepkisi üzerine geri çekilmedi mi?..
Peki, "yeter artık" dedirtecek yeni vergi tuzağına ne demeli?..
Yeni para tuzağı!..
Enflasyonla zammın, yoksullukla pahalılığın aynı kulvarda yarışması az geliyor olmalı bu ülkeye...
Memura-işçiye geçen ay ancak yüzde 5 ile 6.5 arasında zam yapılırken; elektrikten suya, doğalgazdan otoyollara-köprülere en az yüzde 30 zam yapılırken, daha önceki gün Avrasya Tüneli geçiş ücreti yüzde 56 oranında artırılırken ve her yıl "düzenleme" adı altında ehliyetten pasaporta, emlak vergisinden her tür ruhsat ücretine kadar fahiş oranlarda zam yapılırken, AKP durmuyor, halkın gırtlağını sıkmaya devam ediyor...
İşte "taslak" halindeki son vergi tuzağı akıllara durgunluk verecek nitelikte...
Gazetelere dün yansıdı;
AKP'nin hazırlıklarını sürdürdüğü "yerel yönetim taslağı"nda, belediyelerin gelirlerinin artırılması için Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin (MTV) yüzde 10'u oranında, belediyelerin ulaşım, trafik altyapı ve üstyapı hizmetlerinde kullanılmak üzere, vatandaşlardan "yol ve trafik katkı payı" alınacakmış...
Bu pay, MTV ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca tahsil edilecekmiş... Cumhurbaşkanı, bu oranı yüzde 1'e kadar indirmeye ve iki katına kadar çıkarmaya yetkili olacakmış...
Sırada nefes vergisi...
Evet; kaynar suda kurbağa teorisi sinsice uygulanırsa, muhalefetten ve yurttaşlardan tepki gelmezse, önümüzdeki günlerde vatandaştan yol ve trafik vergisi adı altında da para alınacak...
Muhalefet soracak mı acaba; bu ülkede sıfır kilometre otomobiller yüzde 150'ye varan vergilerle satılmıyor mu?.. Yurttaşlar bir yandan MTV, bir yandan sigorta, bir yandan kasko ücreti ödemiyor mu?..
İşte bu millet o araçlarda dünyanın en pahalı yakıtını kullanmıyor mu?..
O araçlar egzozdan muayeneye kadar her yıl kontrolden geçirilerek vergi işkencesine maruz kalmıyor mu?..
Üstelik otoyollar, köprüler, tüneller zaten paralı değil mi?..
O halde nedir bu taslak halindeki yol ve trafik vergisi rezaleti?..
Millet ve muhalefet; yaşanan her felaketi "kader" diye yutturmaya çalışan siyasal iktidarın insafsız vergi dayatmalarına demokratik ortamda karşı çıkmayacak mı?..
Peki; AKP iktidarı yarın yurttaşlardan "nefes" aldı diye oksijen "vergisi", "çevre"ye baktı diye manzara "vergisi", yürüdü diye "kaldırım" vergisi almaya kalkışırsa ne olacak?..