Sömürü düzeninin kusursuz planı

Son yıllarda Dünyada büyüme oranlar düştü. Mal ve sermaye Piyasalarına spekülasyon hakim oldu. İşsiz sayısı arttı. Zengin ve fakir ülkeler arasındaki fark açıldı. Gelir dağılımı daha çok bozuldu. Ortadoğuda terör var, savaş var. Bizdeki ekonomik, sosyal ve siyasi sorunları saymaya gerek yok, yaşıyoruz.

Aslında Dünya ve biz çeyrek yüzyıl önce planlanan bir sömürü düzeni sonucu bugünkü sorunları yaşıyoruz.

1990'larda ''Dünyada üç eğilimi durdurmak imkanı yoktur'' deniliyordu :

Bir; Ekonomide Küeselleşme

İki; Siyasette Demokratikleşme

Üç; İdarede Yerinden yönetim

Dünyanın ve insanın refahı için dizayn edilmiş görünen bu düşünceye kim itiraz edebilirdi ki? Gerçekte ise yaşadık ve gördük ki bunlar gelişmiş ülkelerin gelişmekte lan ülkeleri sömürmek için kurdukları yeni bir tuzakmış.

1. Küreselleşme ile dünyada ekonomilerin entegre olacağı ve Global dünyada refahın artacağı savunuluyordu. Uygulamada ise küreselleşmeye spekülatif sermaye ve dolar hakim oldu. Finansal serbestleşme mükemmel işledi ve fakat emek dolaşımı kısıtlandı. Sermaye emek arasındaki faktörel denge bozuldu. Sermaye piyasaları kumar masası oldu... Birçok spekülatör bu masadan haksız servet edindi ve Reel sektör ile Finasal sektör arasında, denge bozuldu.

Gelişmiş ülkelerde piyasa düzeni zaten işliyordu. Gelişmekte olan ülkelerde ise devlet dolaylı müdahale ve yasalarla piyasaları ve rekabeti düzenliyordu. Küreselleşme denilerek Devletin bu düzenleyici rolü dışlandı. Hedef, spekülatif sermayenin yüksek karlar sağlamasıydı. Türkiye de bu vurgun 2012 yılına kadar sürdü.

Ayrıca küreselleşme sürecinde, dalgalı kur politikası, sömürünün diğer bir ayağını oluşturdu. Bizim gibi ülkelere giren sıcak para, kur baskısı yarattı. Bizde ayrıca Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi, daha çok sıcak para girsin diye kurların düşük kalmasına göz yumdular. Hatta bir MB başkanı TL 'nin değerli olmasıyla övünüyordu.

Dünyada kur savaşları yaşanırken, bizde kurların düşük kalması, ithalatın önünü açtı. Dış ticarette rekabet gücümüzü düşürdü. Bunun içindir ki son 13 yılda biz 460 milyar dolar cari açık verdik.

Vurgulamak gerekir ki, Ülkeler kur savaşlarını dış ticarette kendi rekabet güçlerini artırmak için yaptılar. Söz gelimi ABD, Yuan'ın değerini artırması için Çine baskı yaptı. Çin'de direndi. Her iki ülkede dış ticaretten daha kazançlı çıkmak istiyordu.

ABD kapitalist, Çin sosyalist bir ülke idi.. Ancak her ikisi de ulusal çıkarlarını koruyordu. Bu politiklara ''Ulusal Politkalar'' deniliyor.

Bizim gibi ülkelerde, Ulusal politkalar isteyenlerin aynı zamanda ekonomik sömürünün önünü keseceğinden korkuldu. Sol geçinen partiler dahi bu projenin etkisi ile ''Ulusalcılığı'' tasfiye etmek için elinden geleni yaptı.

2. Demokratikleşme ise, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere, ABD'nin biçtiği bir elbise olduğu ortadoğu batağından sonra şimdi daha iyi anlaşıldı. Çok açıktır ki, ABD'nin istemediği hiç kimse gelişmekte olan bir ülkede veya Türkiye de politika yapamaz. ABD'ye karşı yapılmış kabul edilen, 1 Mart tezkeresinin mimarı Deniz Baykal bu nedenle tasviye edilemek istendi.

Demokratikleşme, küreselleşmenin farklı bir sömürü aracı oldu. Söz gelimi Arap baharı Petrol rezervlerini kontrol etmenin bir aracı olarak kullanıldı. Fakat ortadoğudaki insan ve din faktörü iyice analiz edilmemiş ki, hedefte sapma oldu. Ayrıca ABD' nin tam kontrolü altındaki Suuudi Arabistan gibi demokratik olmayan ülkelere ise demokratikleşme projesi hiç uğramadı.

3. Yerinden yönetime gelince.. İlk bakışta yerel yönetimlerin halkın ihtiyaçlarına daha yakından ve daha bilinçli cevap verebileceği akla geliyor. Makul da geliyor. Fakat, uygulamanın altında ABD'nin ve Avrupa'nın bölgesel hakimiyet kurma projesi çıktı.

Aslında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının kabul edilmesi kafa karıştırıyor. Avrupada zaten yerel yönetimler özerktir.. ABD'de ve Almanyada eyaletler yetkilidir. Bizim gibi ülkelerde ise aynı şablon, bölünmenin yolunu açabilir.

Zaten şimdi Özerk belediyelerin yollara mayın döşemenin bir aracı olarak istismar edildiği ortaya çıktı.

Sonuç: Küreselleşme, demokratikleşme ve yerinden yönetim, ABD ve Avrupa'nın, bizim gibi günü kurtarmaya çalışan ülkelere kurduğu etkili bir sömürü düzeni olarak kullanıldı. Tersine otokrasi arttı ve en kötüsü de İnsanların demokrasiye olan inançları zayıfladı.

Yazarın Diğer Yazıları