SMA'lı çocuklar için ''cankurtaran'' havuzu
İkinci yaşını kutlamasına haftalar kala kalbi duran SMA hastası Eren bebek için başlatılan yardım kampanyasının amacına ulaşamamasına, 80 küsur milyonluk ülkenin 2 milyon dolar toplayamayıp da bir bebeği göz göre göre ölüme uğurlamasına isyan etmiştim.
Okurlarımız da bana isyan etti.
"Güvenemiyoruz"du gerekçeleri.
***
Vatandaşın askere, polise, hâkime, savcıya güvenip güvenmemesini geçtim; askerin "silah arkadaşına" güvenip de sırtını dönemediği, polisin polisten şüphelendiği, hâkimin (kararlarıyla) hâkimi teyit edemediği, savcının savcıdan dosya gizlediği bir sistemde ne diyebilirsiniz ki böyle bir mazerete?
Öz annelerin, öz babaların çocuklarına tacizle suçlandığı bir çağa denk geldik maalesef;
Okul müdürü, gizlice girdiği genç kızın evinde basılıyor…
Okuma yazmasının olup olmadığı şüpheli tosuncuklar yazılım hazırlayıp dolandırıcılık sitesi kuruyor; kaymakamlar, belediye başkanları sözde tesislerinin açılışını yapıyor, imamlar dualarla destek oluyor…
Milletvekili, mafyadan maaş alıyor…
Bakan(lar), kara paracıları kanundan kaçırıyor…
Eski bakan(lar), racon kesiyor…
Bu nevi kepazelikleri ifşa etmesi beklenen gazeteciler tam tersine örtbasına çalışıyor; komisyon karşılığı…
Anayasa Mahkemesi Başkanı "bağımsız" olması beklenen yargının bağımlılıklarını ifşa ediyor… İçişleri Bakanı, AYM Başkanı hakkında "FETÖ" imasında bulunuyor… Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı''na gönderme üstüne göndermede bulunuyor… Emniyet Genel Müdür Yardımcısı''yla İçişleri Bakanı gazete sayfalarında birbirine giriyor… Bir bakan çıkıyor kendi iktidarını hedef alan 17-25 Aralık''taki suçlamaların gerçek olduğu anlamına gelen laflar ediyor… En afili makamlardaki iktidar mensuplarının aslında muhalif, en öz hakiki bilinen muhaliflerin, benim diyen yandaştan daha iktidar iş birlikçisi olduğu ortaya çıkıyor; en ballı ihaleleri alanlar malum zaten, "eski komünist, yeni Müslüman(!)" olanlar….
Böyle bir kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilememe hali…
Ve bu insanların biri bile rahatsızlık emaresi bir tavır sergilemiyor; görevinden, koltuğundan, unvanından, kazancından olmuyor; hepsi, her şeye "hiçbir şey olmamış gibi" devam ediyor.
***
Biliyorsunuz işte malum kısır döngü;
Dün kahraman olanlar bugün terörist; dün terörist olanlar bugün kahraman ilan ediliyor…
Dün darbeci olanlar bugün demokrat, dün demokrat olanlar bugün darbeci…
Dün "şerefsiz" olanlar bugün baş tacı, dün baş tacı olanlar bugün "hainin önde gideni"…
Dünün valileri bugün firari, dünün firarilerinin mevkisi diplomasinin zirvesi!
***
Herhangi bir internet sayfasında karşılarına çıkan bir yardım ilanındaki "Valilik izinli" notuna güvenip de nasıl ellerini taşın altına koysun insanlar şimdi!
***
Memur olduğunu belirttiği için, -ne olur ne olmaz- adını vermeyeyim; SMA hastaları için, böyle güvenilirliği meçhul bireysel kampanyalar yerine bir havuz oluşturulmasını öneriyor bir okurumuz.
"Bir yandan devlet izin vermiyor deniliyor, bir yandan IBAN numarasının yer aldığı, "Valilik izinli" yazan bir ilan çıkıyor karşımıza. Miktar da yüklü olunca, sahtekarlık şüphesi doğabiliyor insanlarda. Güvenemiyoruz. Bu işi organize eden ve yardımları havuzda toplayan bir sistem olsa… Biriken para, hasta çocukların yaş veya kilolarından yola çıkarak oluşturulan bir öncelik/aciliyet sıralamasına göre paylaştırılsa… Dolandırma amacı gütmediğinden ve toplanan yardımın gerçekten ihtiyaç sahibi olanlara, adil şekilde paylaştırıldığından emin olduktan sonra, kim, neden yardım etmesin bu çocuklara…" diyor.
***
E-postasını okurken neden olmasın dedim kendi kendime; lösemili çocuklar için yola çıkıp da kanser hastası bir çok insana umut olan LÖSEV gibi bir yapı oluşturulamaz mı SMA''lı çocuklar için de?
Birçok sağlıkçı milletvekili var TBMM''de; onlar önayak olamazlar mı hatta bu işe?
Şu "havuz" tekniği, hayra vesile olsa bir kere de…
////////////////////////
Kadının adı var
---
Diyarbakır''da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok yakında Uğur Şahin ve eşi misafirimiz olacaklar, böylece BioNTech''te çok daha seri adım atabileceğiz" demiş.
Kaç ay oldu bu ikili dünyanın gündemine oturalı hâlâ anlatamadık;
"Uğur Şahin''in eşi" değil; Özlem Türeci.
Hatta, "BioNTech''in baş tıbbi sorumlusu, kanser araştırmaları alanındaki sayılı bilim insanların biri olan Özlem Türeci."
İddia olunan "Yeni Anayasa"da, AK Parti "Kadın"a özel bir yer ayırıyordu değil mi?
Böyle mi!