"Sizi tasfiye mi etmeye çalışıyorlar?" Kılıçdaroğlu; "Öyle anlaşılıyor"
Türkiye'nin gündemi çok yüklü ve çok sıcak. Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na MİT TIR'ları Davası ile ilgili iktidar kanadından yöneltilen suçlamalar çok ağır. Siyasi kulislerin en fazla tartıştığı konulardan biri "Kılıçdaroğlu da tutuklanabilir mi?"... Önceki gün akşam CHP lideri ile Ankara'da bazı medya temsilcilerinin davet edildiği akşam yemeğinde buluştuk. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar çok şey sorduk, Kılıçdaroğlu yanıtladı. "MİT TIR'ları ile ilgili flash belleği Can Dündar'a verilmesi için Enis Berberoğlu'na kendisi mi teslim etti?", "Kendisi için kapıyı kapattığı Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda fikir mi değiştirdi?", "Yeni Parti ve Meral Akşener için neler düşünüyor?", "Erdoğan muhaliflerini neler bekliyor?" ve dış politika başlıkları...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara yönelttiği ağır suçlamalar ile birlikte yaptığı bomba açıklamalarının özeti şöyle;
--Cumhurbaşkanı, sanki size soruşturmanın uzayabileceği yönünde bir demeci oldu. Bir endişe taşıyor musunuz? Tutuklanma olayı olursa tavrınız ne olur?..
"Önce şunu söyleyeyim. Erdoğan yaptığı açıklamayla aslında büyük bir itirafta bulunmuştur. Ben savcılara talimat veriyorum, hakimlere talimat veriyorum, benden aldıkları talimat üzerine onlar gereğini yapıyorlar. Bir ek öneri gerekiyorsa tekrar bana danışıyorlar, söylediklerimi yargıçlara ve savcılara dikte ettiriyorum. Enis Bey üzerinden, Erdoğan'ın yaptığı bu suçlama öteden beri bizim dile getirdiğimiz Türkiye'de yargı bağımsız değildir. Siyasi otorite yargıyı toplumu ya da kurumları biçimlendirmek için siyasi sopa olarak kullanıyor. Bunun itirafıdır. Yargı, kurumları, insanları, muhalifleri sindirmek için bir araç olarak kullanılıyor. Bunu Erdoğan gayet açık ve net bir şekilde dile getirdi. Evrensel hukukta soruşturmaların gizli olacağı esası var. Burada gizlilik falan söz konusu değil. Talimatı savcıya veren doğrudan Erdoğan. Herhangi bir ek talep olup olmadığını savcının sorduğu kişi de Erdoğan. Aldığı bilgilere göre, muhalefeti dizayn etmeye çalışıyor veya suçlamaları getiriyor. Bu, birinci tespit üzerinde durduğumuz. İkincisi, şimdi Enis Bey, casuslukla suçlanıyor. Türk adalarına Yunan bayrağını Enis Bey çekmedi, Kozmik Oda'ya FETÖ'nün adamlarını Enis Bey sokmadı. Devletin milyonlarca gizli belgesini FETÖ'ye Enis Bey teslim etmedi. Eğer, casus olarak birilerini nitelendirmek gerekiyorsa devletin bütün sırlarını, kozmik odayı FETÖ'ye açan ve o bilgileri FETÖ'ye elleriyle teslim edenler gerçek casuslardır. Şunu açık ve net ortaya koymak lazım. Enis Bey'in hiçbir suçu yoktur. Mahkeme dosyasında da Enis Bey'i suçlayacak tek bir belge dahi yoktur. Ağrıma giden şu. Enis Bey'in eşinin ve kızının yani ailesinin Enis Bey üzerinden saldırı altında tutulmasıdır, Enis Bey'in ailesine saldırılmasıdır.
Bu, aslında Balyoz ve Ergenekon davalarına benzeyen bir kumpas davasıdır. Balyoz ve Ergenekon'da ne vardı? Sahte deliller veya kendilerinin ürettiği deliller üzerinden ordu tasfiye edildi, bir anlamda perişan edildi. İnsanları aldılar, mahkûm ettiler, tutukladılar, gözaltına aldılar, bir kısmı yaşamını yitirdi, pek çok şey oldu. Dönüp dediler ki, 'burada bir kumpas var.' Aynı benzer bir kumpası oradaki deneyimden yola çıkarak CHP üzerinden yapmak istiyorlar. CHP'yi susturmak istiyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar -ordu sustu, sesini çıkaramadı, hak aradı, hukuk aradı, nasıl olsa bir gün adalet tecelli eder diye bekledi.- biz susmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa şeytanlara teslim olmayacağız. Bunların kumpas kurma alışkanlıkları var. Kimi beğenmiyorlarsa önce bir açıklama, sonra savcının harekete geçmesi, sonra iddianame, arkasından mahkeme kararı, sonra tutuklama. Gözdağı vermek istiyorlar. Hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. Adaleti, hakkı ve hukuku sonuna kadar savunacağız. Zalimin karşısında diz çökmek gibi alışkanlığımız, örfümüz, adetimiz, inancımız da yoktur. Zalimin zulmüyle mücadele edeceğiz. Burada, özellikle Erdoğan'ın son dönemde beni hedef alıp 'Ey Kılıçdaroğlu' diye başlaması, tipik bir Kılıçdaroğlu hastalığının nüksetmesi, referandumda olmuştu yeniden nüksetti. İşin özü Ayhan Oğan dediğimiz kişinin söylediklerini unutturmak. CHP üzerinden bir operasyon başlatarak kendi tabanını tahkim etmek istiyor, buna izin vermeyeceğiz."
--Size dönük bir soruşturmaya muhatap olma gibi bir şeyle karşı karşıya kalacağınızı düşünüyor musunuz?
"Kalırım ya da kalmam bilmiyorum ama hiçbir koşulda boyun eğmeyiz. Onların savcıları, hakimleri, polisi olabilir. Hiçbir koşulda hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Başımız dik, onurlu gezeceğiz. Biz yurtseveriz, vatanını satanlar, ülkesini satanlar, ülkenin bütün sırlarını terör örgütlerine verenler asıl hesap vermesi gerekenlerdir."
--MİT TIR'ları belgelerinin sizin talimatınızla Enis Bey'in verdiği yazıldı. Böyle bir şey yaptınız mı?
"Hayır. Kim söylüyor bunu. Niye belgesini koymuyorlar ortaya? Ekrem Dumanlı ile görüşmem normal, seçimler sırasında medyayı ziyaret ediyorduk, onları da ziyaret ettik. Benden fazla AKP'liler ziyaret etti."
--İspat edemeyecekleri şeyi niye yaptılar?
"Niçin yapmasın? Delile gerek yok ki. 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı diye boşuna mı diyoruz biz. Balyoz ve Ergenekon döneminde sahte delil üreterek yapıyorlardı, şimdi sahte delile gerek yok ki. Dosyanın içi boş, tutuklanan onlarca insan var, böyle bildiğimiz insanlar var. Hapishaneler dolu."
--Sivil darbe söyleminde aynı noktada mısınız?
" İki 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'u. Hiç tereddüdümüz yok, darbe girişimi var, FETÖ yaptı, 250 şehidimiz var, gaziler var, tereddüdümüz yok. Halk bu darbeye karşı çıktı, 4 siyasi parti karşı çıktı. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Bizim karşı çıktığımız sarayın 15 Temmuz'u, Halkın 15 Temmuz'una değil. Sarayın 15 Temmuz'u nedir? Halkın 15 Temmuz'undan yararlanarak karşı darbe yapmış olmasıdır, sivil bir darbeyi hayata geçirmiş olmasıdır, buna karşıyız."
--Bu ortamda sonuçta yeni bir sistem için seçim yapılacak. CHP'nin eski sisteme dönüşle yola çıkacağı ifade ediliyor. 'Benim adaylığıma ihtiyaç var' diyor musunuz?
"Doğmamış çocuğa don biçilmez diye güzel bir sözümüz var. Öteden beri savunduğum düşünce şudur: Demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını savunuyoruz, o düşünceye inanan kişilerin seçime girmeleri ve kazanmaları en büyük arzumuzdur."
--Genel başkan, cumhurbaşkanlığına aday olmamalı beyanınızı revize edecek durumla karşı karşıya mısınız?
"İlke olarak cumhurbaşkanı adaylarının tarafsız olması lazım. Cumhurbaşkanı adaylarının parlamenter demokratik sisteme saygı duyması lazım, cumhurbaşkanı adaylarının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlaması lazım, ettiği yeminin arkasında durması lazım. Partili cumhurbaşkanı olmaz, doğru bulmuyoruz."
--Mevcut anayasa sizin bu görüşünüzle aynı kanaatte değil artık.
"Bu anayasayı değiştirmemiz, demokratik parlamenter sistemi getireceğimiz, toplumsal uzlaşmayı sağlayacağımız bir anayasayı getirmemiz gerekiyor.
--Açık kapı da bırakıyor musunuz? Gün olur öyle şartlar olur ki... Adaylığınız mecbur kılınabilir.
"Bugünden geleceğe yönelik kesin şey söylemek mümkün değil. Aday, kuvvetler ayrılığına inanacak, tarafsız olacak. Demokratik, özgürlükçü parlamenter sistemi savunacak. Buna uygun anayasanın yapılması için mücadele edecek. Budur yani, bu çerçevede elbette bakacağız, toplum kimi arzu ediyor, nedir ne değildir. Hayır bileşenleri ne düşünüyor, diğer partiler ne diyor. Tek başıma benim kalkıp da şöyle olacak, böyle olacak diye bir kolaycılığa kaçmam, bugünden açıklama yapmam doğru değil."
--Adalet Yürüyüşü'nden önceki düşüncenizle, sonraki düşünceniz arasında bir fark var mı?
"Hayır, kişiye değil, sonuca odaklıyız. Yüzde 50'nin üzerinde oy almanız gerektiğine göre oturacaksınız, konuşacaksın. Referandum Türkiye'nin önüne çok güzel bir sonuç koydu. Bu toplumun en az yüzde 50'si demokratik parlamenter sistemi istiyor. Bugün aynı referandum yapılırsa 'hayır' çok daha fazla çıkacaktır."
--Sizi tasfiye mi etmeye çalışıyorlar?
"Öyle anlaşılıyor."
--Erken seçim bekliyor musunuz?
"Biz yarın seçim yapılacakmış gibi zaten çalışıyoruz."
-- Profil ortaya koydunuz ama adaylığınız konusunda renk vermiyorsunuz. Sahada Ak Parti artı MHP ittifakı var. Tek aday çıkaracaklar. HDP ile ve belki yeni kurulacak Akşener'in partisiyle ittifak yapar mısınız Cumhurbaşkanlığı seçimi için? Sizin dışınızda öne çıkan bir aday yok.
"Önce şu noktada uzlaşmak gerekiyor. Bir, olay bir sağ sol meselesi değil, Türkiye meselesi. Toplumun geleceği, çocuklarımızın geleceği meselesidir. Olaya sağ sol penceresinden bakarsanız hata yapmış olursunuz. Çağdaş uygarlığı yakalamak için ne gerekiyorsa, demokratik parlamenter sistem, yargı bağımsızlığı, düşünceyi ifade özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, din, vicdan özgürlüğü. Temel konularda önce uzlaşacağız. Bu temel konularda kimlerle uzlaşıyorsak hiçbir sorunumuz yok. Öyle kısır, 19. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılı belirleyemezsiniz. Biz 21. yüzyıldayız artık. Özgürlükçü bir demokrasi istiyoruz, özgür bir Türkiye istiyoruz. Benim gibi düşünmeyen insanların da düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir Türkiye istiyoruz. AKP, bunu alıp sağ sol ekseni üzerinden götürmek istiyor, muhafazakar ve diğerleri üzerinden götürmek istiyor. Kimse, bu tuzağa düşmez. Kendileri söyler, kendileri oynarlar. Nitekim referandumda kimse bu tuzağa düşmedi. Kimse de özel olarak sağ sol ayrımı yapmadı. Demokrasi bileşenleri bir tarafta oldu, totaliter yapı isteyenler de bir tarafta oldu. 'Evet' oyu verenlerin içinde demokrasi tutkunları da vardı ama sonucun böyle olduğunu bilmiyorlardı. Bugün referandum olsa 'hayır' oyları çok daha fazla çıkacaktır. Yüzde 60 çıkar, ki bugün Erdoğan'ın önündeki sonuçlarda da AKP'nin oyu yüzde 45 gözüküyor. Kan kaybettiklerini biliyorlar. Halka doğruları söylemediklerini biliyorlar."
--Kişilere indirgemeden, bir önceki tecrübe ışığında, ortak aday belirlemeyiz diyecek misiniz?
"Dediğim gibi 2019'a epey vaktimiz var, bugünden kalkıp geleceğe yönelik kesin bir tavır takınmak doğru değil. Gördüğüm kadarıyla her parti kendi adayını gösterecek, belki bağımsız adaylar da olacak. Bizim kafamızda oluşturduğumuz, demokratik parlamenter sisteme inanmış olacak, tarafsız olacak, gerçekten cumhurun başkanı olacak, anayasada ettiği yemine sadık olacak, yargı bağımsızlığı gibi konularda görüş birliği içinde olacak, bu çerçevede karar verilecek."
--Bu tarife uyan kişi herhangi bir partinin genel başkanı da olabilir.
"Onu bilmiyorum. Bazı partiler genel başkanlarının aday olacaklarını açıkladılar. Ama, biz parti olarak bu ilkelerden yola çıkarak oyumuzu kullanacağız. Bu ilkelerden yana kim tavır takınıyorsa ona destek vereceğiz."
-- Bu alanlarda uzlaşma sağlamak çok da kolay olmadığı için siyaset üstü bir kişi tarifi de mi ortaya çıkıyor?
"İlkelerden yola çıktığınız zaman sorun kendiliğinden çözülür, kişilerden yola çıktığınız zaman olmaz."
--Yeni parti oluşumuna nasıl bakıyorsunuz? CHP'ye uygulanan kumpasların benzerini yeni parti oluşumuna da yönelebileceğini kestirebiliyor musunuz?
"Bugün başkanlık seçimi olsa Erdoğan kaybedeceğini gayet net biliyor."
--Kime karşı?
" Az önceki niteliklere sahip olan bir cumhurbaşkanı adayı karşısında kaybedeceğini gayet net biliyor. 2019'a giderken her türlü hukuk dışı yolu deneyecek. "
--Herkese karşı mı?
"Rakiplerine karşı."
-- Hem siz hem Akşener'i mi kastediyorsunuz?
"Gayet net söylüyorum. Rakip gördüğü herkese, buna salt benim, salt Meral Hanım açısından değil. Kimi önünde engel olarak görüyorsa, onun bir şekliyle tasfiyesini isteyecektir, onu sağlamaya çalışacaktır. Ama bunda asla ve asla başarılı olamayacaktır.
--Tasfiye tehlikesi varsa, bu durumun muhatabı olan kişilerin dayanışma, birliktelik söz konusu olabilir mi?
"Tehlike değil niyet. Bunu kişi bazında yan yana gelme kişi bazında değil. Bir kişi haksızlığa uğramışsa onun kimliği, siyasi görüşü ne olursa olsun onu savunmak hepimizin ortak görevidir, insan olmanın gereğidir zaten. Adaleti sağlayacaksan sadece kendin için düşünmeyeceksin. Adalet herkes için hepimiz için olması lazım. Birisi haksızlığa uğradığı zaman ona topluca itiraz etmek zorundayız."
--Yeni partiye nasıl bakıyorsunuz? Hedeflediği sonucu alabilecek mi?
"Onu bilemiyorum tabii. Bir alanda, bir bölgede siyasal boşluk var, o boşluk doldurulmak isteniyor, benim gördüğüm o."
--Adalet Kurultayı..
"Adalet Kurultayı'nda toplumun değişik kesimlerini değişik pencerelerden diyelim ki 'yargıda adalet', 'medyada adalet', 'devlette adalet' gibi değişik kişilerin görüşlerini alacağız, daha sonra kitaplaştıracağız, toplumun değişik kesimlerine bilgi olarak sunacağız. Adalete bir entelektüel derinlik kazandırmaya çalışacağız. Bizce bu önemli."
--Yeni bir devletin kurulması, bağımsızlık ilanı, bir konfederatif yapı görüyor musunuz?
"Biz hem Suriye'nin hem Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız, bu tabloyu kim ortaya çıkardı, onun sorgulanması lazım."
--Barzani'nin, 'Referanduma herkesten destek bekliyoruz' mesajı var. Türkiye, engelleyebilir mi?
"Az önce söyledim, dünyada gittikçe yalnızlaşan bir Türkiye var. Eğer yalnızlaşmışsanız, uluslararası arenada sözünüz geçmiyorsa, hiçbir şey yapamazsınız, sadece seyirci konumunda kalırsınız. İktidar karşı olduğunu söylüyor, güzel. Ne yapıyorlar? Sadece konuşuyorlar."