Sizi gidi Bizanslılar sizi !
Üzerinden dört gün geçti..
Herkes hala anlamaya ve anlatmaya çalışıyor;
- Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı programın sonucu ne oldu? Seçmeni nasıl ve ne derece etkilediler? Sonuca yansır mı?
Bu sorulara dört gün sonra hala yanıt aranıyorsa, etki tahmin edilenin çok ama çok altında demektir..
Anket şirketleri program sırasında ve sonunda doğrudan görüşmelerle çalışma yaptı..
Evlerde kahvelerde bahsi geçti.. Siyasiler, gazeteciler, ekranlarda onlarca kişi konuştu etti, ama hala "Etkisi ne oldu?" sorusuna, net bir yanıt yok..
**
Bakın, İngiltere'de iktidar partisinin yeni genel başkanı seçilecek.. Adaylar BBC'de yayın yaptı.. Ve aynı akşam bir kanaat oluştu..
Oysa biz dört gündür, "Program kime yaradı?" sorusuna net yanıt veremedik..
Neden biliyor musunuz?
Türk siyaseti bir süredir "Arena"ya döndü..
Tartışma ya da uzlaşma kültürümüz taammüden öldürüldüğü için, bu tür organizasyonlardan tek bir beklentimiz var;
- Kim galip, kim mağlup..
Dikkat buyrun, bir değer, bir tavır üzerine uzlaşı arayışı yok..
Mesela "Demokratik tavrın güzel bir örneğiydi" diyerek kapatmıyoruz konuyu..
İlla galip arıyoruz, illa mağlup arıyoruz..
Roma'nın meşhur arenalarındaki gibi..
**
Ne diyor adamın biri;
- Halk arenada olan bitenle ilgilenmez.. Kim nasıl dövüşüyor, kim nasıl bir taktik uyguluyor, onunla ilgilenmez.. Halkın arenada ilgilendiği tek şey "KAN"dır.. Kan görmek ister..
**
Teşpihte hata olmaz.. Geçen Pazar günü ekranda 'kan' göremediğimiz için hala kafamız karışık..
Siyaseti 'kan dökülen arenaya' çevirirseniz olacağı bu..
Birbirlerine karşı, uzun süredir unuttuğumuz ve de olabildiğince nezaket gösteren adaylar işimize gelmedi..
Birbirlerini ısırmadılar.. Belki de program formatı gereği ısıramadılar..
Hakkı teslim edeyim, İsmail kardeşim buna izin de vermedi..
Dolayısıyla, arenaya çevirdiğimiz siyasette kan görmeyince, tatmin olmadık..
Bu belirsizlik ve kararsızlığın sebebi budur..
**
Bakın bir başka örnekle, daha da açayım;
İsmail Küçükkaya'nın adaylardan biriyle program öncesi bir araya gelmesiyle ilgili görüntüleri,
Gizemli süsü verilmiş güvenlik kamerası görüntüleriyle oluşturulan algıyı daha çok konuştu Türkiye..
İsmail'e linç girişimini, 3 saatlik programdan daha dikkatle ve daha heyecanla izledi ve konuşuyor Türkiye..
Neden?
Çünkü orada bir linç girişimi var, orada bir 'kan' ihtimali var..
Zamanın ruhu ve konjonktür gereği, olabileceğin en iyisini yaptığı halde, istediği gazeteciliği yapamadığını biliyorum İsmail'in..
Ama, o çirkin, o ahlaksız güvenlik kameralı algı hamlesinin daha çok konuşuluyor olmasının başkaca bir açıklaması yok..
Yayından önce, her iki adayla ve kurmaylarıyla görüştüğünü açıkça ilan etmesine rağmen, bu ahlaksızlıkla, bir insan ezilmeye çalışılıyor ya..
Orada duygusal da olsa, 'kan akma' ihtimali var ya..
Değmeyin heyecana..
**
Zaten ne diyordu Cumhurbaşkanı;
- İstanbul'u Konstantinapol olarak görmek isteyenler var..
Peki neresidir o Konstantinapol? Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti..
Arena da bir Roma geleneği-icadı..
Siyaseti arenaya çevirdiklerini en iyi kendileri bildiği için, akıl hep Roma'ya gidiyor..
Konstantinapol örneği de, Patriğe 'Ekünemik' demeleri de hep bundan..
Rahmetli Erbakan olsaydı ne derdi biliyor musunuz;
- Sizi gidi Bizanslılar sizi!