"Siz kimsiniz?"

Yavuz Selim Demirağ

FETÖ'nün "cemaat" olarak el üstünde tutulduğu zamanlarda her şeyi göze alarak üzerlerine giden, Harp okullarındaki yapılanmayı "İmamların Öcü" kitabında kaleme alan korkusuz bir yürek,

FETÖ'nün kumpaslarında; Balyoz ve Ergenekon'da korkmadan şerefli Türk subayının yanında duran bir kalem,

Mağduriyetleri, haksızlıkları yılmadan, çekinmeden yazan, üzerine giden bir isim,

Hiçbir zaman inandığından, mücadelesinden, davasından dönmeyen büyük bir karakter…

Muhtemelen, yazdıklarının bir satırını bile okumayanlar tarafından evinin önünde, alçakça bir saldırıya uğradı.

Ailesinin gözleri önünde, savunmasız bir şekilde, arkasından sopalarla vuruldu.

Neresinden tutarsanız tutun, hangi açıdan değerlendirirseniz değerlendirin kabul edilebilirliği, meşruluğu olmayan bir hadise.

Tam da beklediğimiz gibi saldıran 7 kişinin 6'sı göstermelik olarak yakalandı. Saatler içerisinde Savcılık kararıyla serbest kaldılar.

Şimdi diyeceksiniz "Madem serbest bırakacaktınız neden yakaladınız?"

Konunun bamteli de burası zaten.

Açıkça mesaj veriyorlar; "Sana vuranları yakalamamız mesele değil, ama bize göre bu yapılan 'suç' değil, ayağını denk al."

Hani öyle 6 kişiyle sınırlandırılabilecek, piyonlar ya da maşalarla ifade edilebilecek bir organizasyon değil karşımızda olan.

Devleti devlet olmaktan çıkaran zihniyetin son eylemi!

Kontrollerini o kadar kaybetmiş durumdalar ki; insanların kızgınlığını almak, dışarıdan Türkiye'ye bakıldığında duyulan utancı azaltmak için piyonlara bile dokunmuyorlar.

"Geçmiş olsun" mesajı yayınlayacak kadar bile insanlıkları kalmamış.

Açıkça "devlet biziz, kanun biziz, biz ne istersek o olur" diyorlar!

Türkiye'nin geldiği ve getirildiği durum tam da budur.

Kurumlarımızın içi boşaltılmış, adaletin terazisi şaşmış; partilerin, kişilerin, tarikatların hukuku başlamıştır.

Böyle bir manzara, böyle bir tabloda dayanabilmek gerçekten çok zor.

Yeniçağ olarak uğradığımız bu kaçıncı saldırı?

Fikirleriniz yok mu? Yazıya yazıyla, söze sözle karşılık verebilecek kapasiteniz yok mu?

Bu şekilde ne gibi bir sonuç alacağınızı düşünüyorsunuz?

Yeniçağ, bir düşüncenin, bir beklentinin, bir talebin karşılığı değil mi?

Yeniçağ'ı susturursanız, milyonlarca insanın farklı kanalları, farklı girişimleri olmayacak mı?

***

Celal Şengör, "Dünyanın birçok bölgesini gezdim, Türkiye Afganistan'dır, Türkiye benim gördüğüm en ilkel ülkelerden biridir" açıklaması yapmıştı.

O günlerde çok katılmasam da geldiğimiz durum itibariyle galiba en güzel bu şekilde özetlenebilir.

Çünkü Demirağ'a yapılan saldırının bir benzeri Afganistan'da yapıldı. Hem de aynı saatlerde.

Afganistan'ın tanınmış kadın gazetecilerinden biri olan Mena Mangal başkent Kabil'de sokak ortasında vurulup öldürüldü. Mangal'ın yakınları, gazetecinin araç beklerken motosikletli iki saldırganın ateş açması sonucu vurulup öldüğünü duyurdu.

Mangal'ı vuranlar belli mi? Değil.

Ceza alacaklar mı? Meçhul.

Dünya medyası ise "Afganistan'da gazeteci öldürüldü" diye duyurdu.

Ve bitti…

***

Yavuz Ağabey çok daha sağlıklı bir şekilde aramıza dönecek ve yazılarına devam edecek.

Haksızlıkların, yanlışların üzerine gidecek.

2016 yılında FETÖ yöntemiyle gözaltına alınıp, aynı gün serbest kaldığında çok güzel bir yazı kaleme almıştı. O yazısını hiç unutamam…

Yavuz Ağabey'in "Kimsiniz siz?" yazısının son 2 paragrafıyla bitirmek istiyorum:

"Nezaretin kapısından dahi geçmeyen ülküsüzler, ülkücüler adına ahkam keser olmuş duyduğumuza göre... Gölgesinden korkanlar Kara Kaan ile iş tutar olmuş öyle mi? 'Dönen dönsün yolundan ben dönmezem, yolumdan' diyen Pir Sultan'ın yolundayız. Alçaklığın da bir sınırı vardır. (Çukurlar) Düştüğünüz gayyadan sizi kimler çıkarır bilemeyiz. İşte meydan! Biz Çögen Tepesi'nde mitralyöze kılıç çeken Enver Bey'in Resneli Niyazi, Kuşçubaşı Eşref, Telgrafçı Hamdi'nin, Sakarya'da Akdeniz'i hedefleyen Gazi Mustafa Kemal'in, Edirne sınırında 'ben kaçarsam beni de vurun' diyen Üsteğmen Alparslan'ın askerleriyiz. Biz! Ölümlerle eğlenen Tuna yürekli Türkleriz.

Kâinatın soytarısının sofrasından badelenenler ile komşunun bahçesinden meyve çalan uğursuzlar... Ve bizim mahallede salyangoz satmaya kalkışan kardinalin köleleri, Alamut'un Haşhaşileri siz kimsiniz? Sahi ulan, bizi ters kelepçe ile diz çöktürmeye kalkışan imam kılığına girmiş Fetö'nün zağarları, Amerika'nın köpekleri, plazaların lejyonerleri siz kimsiniz?"

Yazarın Diğer Yazıları