Siyasetin rüzgar gülleri!..

İçişleri Bakanlığı kayıtlarındaki siyasi partiler saymakla bitmez... Fakat, her daim gündem maddesidir; yeni siyasi parti oluşumları..
Türk siyasetinin çıkmaz sokaktaki değişmez arayışları da desek herhalde hataya düşmüş olmayız.
Liderlik sultalarının ve anti-demokratik uygulamaların değişmediği siyasi parti kanunlarını görmez; her nedense, devamlı, yeni oluşum gözler, peşinde koşarız!..
Değişen ne olacaksa!..
Kurtarıcı mı ararız?.. Kaypaklık mı yaparız?.. Patinaj mı çekeriz?..
Yoksa!.. Hepsi birden mi?..
Siyasi parti çöplüğü gibi Türk siyasi hayatı..
Seçimi 4 senede bir de 5 senede bir de yapsanız değişmez.. “Yeni parti var mı?”  diye kazınıp
dururuz..
Yine bir genel seçimin arifesindeyiz.. Vatan toprakları elimizden gidiyor.. Her gittiğimiz yerde katıldığımız özel sohbet ortamlarında aynı soruya muhatap oluyoruz;
“Sen gazetecisin kulağın deliktir. Bilirsin.. Yeni bir parti var mı?” ..
AKP’den kopanların kurduğu ve kuracakları iddia edilen partiler.. CHP’den ayrılan Emine Ülker Tarhan’ın partisi, cemaat nerede, kime destek verecekler?..
Şüpheli, imalı sorular, medya servisleri üzerinden yapılan yorumlar..
Fakat!.. Değişmeyen tek şey var;
Hep eski yüzler ve siyasetin tacirleri!..
Yeni siyasi rant kapılarının iflah olmaz arayışları..
Son, flaş(!) olarak yeni kurulan ve de kurulması düşünülen partileri bir tarafa ayırıp, nasıl bir çıkmaz içinde olduğumuzu örneklemek için siyasi kulislerde çokça konuşulan bir gelişmeden bahsetmek istiyorum.
Kendi ikballeri için siyasette kapı kapı dolaşanlardan..
AKP’den ayrılıp yeni bir parti kurma hazırlığında olan eski İçişleri  Bakanı İdris Naim Şahin’in oluşumundan..
Çok yıllar önce başka partileri gezdikten sonra MHP’ye geçip Devlet Bahçeli tarafından baş tacı ve mebus edilen bazı isimler geçtiğimiz günlerde “sürpriz” bir şekilde üyelikten istifa ettiler.
Niye mi?..
“Türk milletinin ihtiyaç duyduğu yeni oluşum için...”
Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile görüşüyorlar.. Bazı parlak isimleri oluşuma katıp hatta genel başkanlık kavgasında uzlaşı için doğal elçilik yapıyorlar. Bu arada uzun süredir el altından sürdürdükleri CHP ile temasları da ihmal etmiyorlar..
Bu kadarda bırakalım.. Onların hedeflerinin ne olduğu üzerine zaten çokça yorum yapılıyor..
Fakat değişmez bir gerçek var. Bu, siyasetin eski ve de çokça yıpranmış yüzleri devamlı AKP’nin değirmenine su taşıyor..
Elimde anket falan yok ama, çevremde tespit ettiğim kadarıyla aynı tezgahlar devam ederse 10 Ağustos’ta kırılan sandığa gitmeme rekoru  önümüzdeki genel seçimde en azından egale edilecek gibi görünüyor.
AKP’nin kurmayları, görünürde olup-bitenler için memnuniyetle bıyık altından gülüp el ovuştururken, Abdullah Gül-Ali Babacan formülleri
ise moda deyimle trend-topic oluyor siyaset kulislerinde.
AKP’de düzen değişmez ise Abdullah Gül’ün Ali Babacan ile halihazırda teşkilatlanması tamamlanmış bir siyasi partide yola devam edeceği çokça satın alınıyor siyaset pazarında. 3 dönemliklerin, MHP ve CHP’nin bazı namlı isimleri ile kalbur üstü bürokratların isimleri sıralanıyor..
Sonra bir daha soruluyor ve cevabı da kendiliğinden veriliyor;
“Cemaat kimi desteleyecek...”
“Hakan Şükür’e bakın. O nereye geçerse oraya destek verirler...”
İşte bu yüzden!..
Türk siyasetinin de hali, ülkemizde oynanan içler acısı futbolun kalitesi ile eşit değerde..
Milyon Eurolar kazanan fakat .... (burayı değerli okurlarım dolduracak)
Vatan bölünme eşiğindeyken başkentin klasik Salısında kulislerde neler konuşulduğunu merak ediyorsunuz diye bu satırları kaleme aldım..
Ha bir de yine değişmez olan milletvekilliği liste kavgaları ve de dedikoduları var..
Atalar boşa dememiş  “eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” diye!..

Yazarın Diğer Yazıları