Siyaset Türkiye için yapılmalı
Kars-Ardahan ve Batum, ’93 savaşı olarak adlandırılan, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrası Rusya’ya bırakıldı.
O dönemi yaşamış olanların anlattığına bakarsak, 44 yıl Rus işgali altında kalan Kars ve Ardahan halkının Ruslarla hiç bir sorunu olmamış. Bütün sorunu Ermeni çeteleri çıkarmış. Rus işgalindeki bu illerde Ermeni çetelerinden saklanmak için halk olmadık eziyetlere katlanmış. Buna rağmen Ermeni çeteleri birçok insanı öldürmüş. Tahcir’i kan davası haline getirmiş bir Ermeni Diasporası, Erzurum’da, Kars’ta ve Ardahan’da Ermeni çetelerinin özellikle Taşnaksutyan çetesinin yaptıklarını görmezlikten geliyor. Kars’ta yıkılacak insanlık heykeli, aslında belediyenin iyi niyetle, Ermenistan ile yakınlaşma isteğinin bir göstergesiydi. Ne var ki bu tür iyi niyetli yaklaşımlar, daima yanlış anlaşılmış ve Ermeni Diasporasına tersine cesaret vermiştir. Özet olarak, Türkiye doğusunda her zaman tetikte olması gereken Ermenistan gibi bir devletle komşudur.
PKK terörünün maliyeti ağır
İsrail kendisini Orta Doğunun jandarması olarak görmektedir. Doyumsuz bir İsrail’den, ABD ve Avrupa hoşnut değildir. Bu doyumsuzluğu Türkiye için yeni bir tehlike olmuştur. İsrail ile olan kavgada Türkiye kazanacaktır. Ne var ki, bu gün kavgalı olduğumuz İsrail, Türkiye için bir tehdit unsurudur. Yunanistan’ın denizde sınırları 12 mile çıkarmasını Türkiye savaş nedeni olarak kabul etmektedir. Yunanistan da bu konuda ısrarlı davranmaktadır. Kıbrıs, giderek çözülmez bir noktaya taşınmıştır.Yani Türkiye’nin bir Kıbrıs sorunu var. Bulgaristan’da 250 bin Türk yaşamaktadır. Kısmen de olsa Bulgaristan ile her zaman bir sorun yaşayabiliriz. PKK terörü Türkiye için önemli bir sorundur. Maliyetleri ağırdır. Nihayet, Orta Doğu kaynayan bir kazandır. Hepimiz aynı gemideyiz... Böyle bir ateş çemberi içinde bir ülkede, aklı selim, birlik ve beraberliği, milli değerlerimizin korunmasını gerektirir. Bu ateş çemberi içinde güçlü bir Türkiye’nin olması gerekir. Ne var ki bizde akıl tutulması var. Özellikle siyasi partiler, küçük ve günlük siyasi çıkarlar, seçimde daha fazla oy almak ve popülizmin arkasında koşuyorlar.Ya işin farkında değiller veya bilerek Türkiye’nin zayıflamasını ve bölünmesini isteyen dış güçlerin aleti oluyorlar. Örneğin, Dersim tartışması Türkiye için bir tuzaktır.
İsyan olursa Başbakan ne yapacak?
Başbakan, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Dersimli. Dersim ile ilgili ne söylediklerini biliyorsunuz değil mi? Vergi vermediler diye Dersim’in köylerini kim bombaladı? Zamanının, o zamanki Cumhurbaşkanı’nın emriyle... Kimdi? İsmet İnönü, CHP’nin başındaydı.” diyor. Başbakanın bu sözünde çok fazla tarihi yanlış var. Ancak şunu sormak gerekir: “Bu gün vergi vermeyi reddedip, ayrılık isteyen bir isyan olursa, Başbakan ne yapacak? Zaafiyet gösterip devlet içinde devlete izin mi verecek? Yoksa devletin başı benim dediğine göre görevini mi yapacak?” Maalesef CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da aynı tuzağa düşmüştür. Çünkü o da, Tunceli’nin adını Dersim yapalım demektedir... Dersim belgelerini halka açalım demektedir. Aslında Dersim belgeleri Meclis tutanaklarında var... Tarihçiler zaten bu işi yapıyor. Olayı taze tutmak ve seçim bildirgesine koymak, Türkiye’nin bütünlüğü için yeni bir tehdit anlamına gelecektir. Ayrıca “Dersimin rövanşı mı alınıyor?” gibi bir yanlış anlamaya da yol açacaktır. Siyasi partiler, birkaç puan oy için değil; güçlü, bölünmez, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin geleceği için siyaset yaparlarsa, daha başarılı olurlar. Günübirlik politikalara kananlar bir defa kanar.