Siyasal ve Bilimsel MÜTHİŞ AÇIKLAMALAR
Geçen Cuma gecesi TELE1 televizyonunda yayınladığımız Ceviz Kabuğu programında ülkemizin en önemli biyologlarından Prof. Dr. Ali Demirsoy ağzımızı açık bırakan açıklamalar yaptı.
Şaşkınlığımız, Cumartesi günü benim moderatörlüğünü yaptığım "İklim Değişikliğine Farklı Ana Bilim Dalları Üzerinden Bakmak" başlıklı çalıştayda da sürdü.
OSMANLI VE PİRAMİTLER
Ceviz Kabuğu programında konuşan Prof. Demirsoy, şunu söyledi:
"Osmanlı 400 yıl hükmettiği, kontrolü altında tuttuğu, kendisine bağlı Mısır'daki piramitler hakkında bir satır bile yazmadı!"
Bunu tarihçilerin araştırması ve vurgulaması gerekir.
Bu nasıl olabilir?
Nasıl bir vurdumduymazlık ve bilime sırt çevirmektir?
Osmanlı o sırada nelerle uğraşıyordu, 400 (DörtYüz) yıl boyunca hiç mi kimsenin ilgisini çekmedi?
*
Biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy, bizleri hayretler içinde bırakan açıklamaları sırasında;
- Uzayda çok küçük örümcek bulunduğunu (tozlarla giden),
- Dünyadan sürekli olarak Mars'a doğru hidrojen kaçağı olduğunu,
- Bazı galaksilerde "manyetik alan" bulunmadığı için yaşamın mümkün olmadığını,
- Bir "yaşam alanı" oluşabilmesi için 40 bin farklı canlının birlikte olması gerektiğini, eğer biz uzayda yaşam kolonisi oluşturmak istiyorsak 40 bin canlıyı yanımızda götürmemiz gerektiğini (Nuh'un Gemisini hatırlıyoruz değil mi?-HC)
- Işık hızına ulaştığında zamanın durduğunu (Einstein),
- Evrimi anlamak için uzayı anlamak gerektiğini,
- Einstein'ın kimi zaman odasına uzun zaman kapandığını, herkesin onu formüller üzerinde çalışıyor sanırken, onun porno izlediğini (Bu tür bilgiler genellikle verilmez ama bir insanın çalışma düzeni hakkında çok önemlidir.) söyledi.
İSTANBUL'U DEPREM DEĞİL İNSAN YIKAR!
Cumartesi günkü -çok büyük katılımın olduğu ve Tez-Koop-İş'in düzenlediği- bilimsel toplantıda konuşan Jeolog Prof. Dr. İlyas Yılmazer, İstanbul depremi hakkında çok farklı bilgiler verdi.
TV'lerde kafaları karıştıran "uzmanlardan"(!) farklı açıklama yapan Prof. Yalmazer şöyle dedi:
"İstanbul'un yüzde 95'i kayalıktır.
Bugüne kadar depremin kayalık alanları yıktığı görülmemiştir, yıkımlar büyük oranda ovalık, düz yerlerde olur.
Dolayısıyla deprem İstanbul'u yıkamaz.
Ancak, iki katlı binanın üzerine üç kat daha çıkılınca yıkım kaçınılmaz oluyor.
BİN 740 KM. DEREMİZ YOK OLMA TEHLİKESİNDE
Toplantıda konuşan Orman Mühendisi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bugün Doğu Karadeniz'de risk altındaki dere yatağının uzunluğunun tam 1.740 km. olduğunu, doğal suların çok değerli olduğunu açıkladı.
Kurdoğlu, suyun ekonomik değerini ise şu örnekle açıkladı:
"Musluk suyunun tonu kaynağında yaklaşık 3.-TL (sadece üç!) iken havada (uçaklarda) ton fiyatı 10-12 bin TL'ye ulaşıyor.
Artık ekosistemleri egosistemler yönetiyor."
Prof. Dr. Emin Akçaoğlu da, küresel ısınmanın günlük yaşantımıza etkisini "Küresel ısınma" sonucu dünyada 80 milyon iş kaybı olacak ama en çok işçilerin canını yakacak" sözleriyle açıkladı.
Prof. Akçaoğlu, otomobil teknolojinin artık elektrikliye döndüğünü, Avrupa'nın birçok ülkesinde dizel otomobillerin yasaklandığını, yakında benzinlilerin de yasaklanacağına dikkat çekti.
SONUÇ
Sonuç olarak önemli açıklamaları şöyle özetliyoruz:
400 yıl Mısır'a hükmeden Osmanlı, dünyanın en büyük eserlerinden piramitler hakkında bir satır yazı yazmamış! (Skandal!).
Uzayda çok küçük örümcek bulundu.
Bir "yaşam alanı" oluşabilmesi için 40 bin farklı canlının birlikte olması gerekiyor.
İstanbul'un yüzde 95'i kayalık olduğu için -insan müdahale etmezse- deprem yıkamıyor.
Doğu Karadeniz'de risk altındaki dere yatağının uzunluğu 1.740 km!
"Küresel ısınma" sonucu dünyada 80 milyon iş kaybı olacak ama en çok işçilerin canını yakacak.
Alman Volkswagen'ın Türkiye'deki yatırımı "ölü yatırım" olmamalı.
Musluk suyunun tonu yaklaşık 3.-TL (sadece üç!) iken havada (uçaklardaki ton fiyatı 10-12 bin TL!
"Eko" sistemleri "ego" sistemler yönetiyor.