Sistemci Erdoğan ispiyonculuğu kurumsallaştırdı!..

"400 milletvekili verin bu iş huzur içinde çözülsün" diye 7 Haziran seçimlerine giden Recep Erdoğan aldığı yenilgiyi hazmedemedi. Erken seçim kaosuna zar atarak koalisyon formüllerini yok etti. Millete yeni dayatma ise şu; "Canınızı ve midenizi düşünüyorsanız 400 vekil verin."

Yerseniz!..

Sadaka ekonomisi kamuflajlı yağma ekonomisinin sıkıntılarını daha derinden hissedeceğiz... Güvenlik tehditleri ile devam edelim. Sizlere kare kare fotoğraflar sunacağım. İlki Saray'daki son muhtarlar toplantısından. Erdoğan, "hangi evde kim olduğunu bildirin" diyerek muhtarları ispiyonculuğa davet etmişti. Devlet adamlığına yakışır örnek bir tavır sergilemişti!.. Sonu nereye varır? Bilinmez ama Erdoğan ve dalkavukları bu işi kurumsallaştırdı.

Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Başbakanlık/İçişleri/Emniyet/Jandarma/MİT'in bir prototipini bin 123 odalı saraya inşa eden Erdoğan'ın gölge İçişleri Bakanı Efkan Ala üzerinden Abdülhamit döneminde kurulan hafiye sistemine benzer bir sistem için örtülü ödenekten düğmeye bastığı bilgisine ulaştık. Bunun sivil/militer ayağının ise Türkiye genelinde hedeflenen 20 bin muhtar (bu muhtarların yandaş olabileceği ve kendileriyle çalışılabileceği üzerinde durulmuş-aht-) ile sağlanması hedefleniyor. Bunun içinde sarayda Mahalle Sorumlusu/Muhtar/Parti Üyesi/Parti Temsilcisi/Belediye Yetkilisi/Gençlik ve Kadın Kolları Üyesi/Yandaş STK üyelerinden müteşekkil bir MABİK (Mahalle Bilgi İletişim Koordinasyon Merkezi) oluşturuldu. Efkan Ala ve Mustafa Varank'a bağlı olarak çalışan MABİK'e ulaşan bilgilerin, MİT-İçişleri Bakanlığı-Emniyet Genel Müdürlüğü ve AKP Genel Merkezi ile paylaşılarak gereğinin yapılması isteniyor. Saray'da aynı zamanda MABİK'e ulaşan bilgilerin yerine getirilip getirilmediğinin takibi içinde MABİK'e bağlı bir alt birim daha kuruldu.

AKP'de SESİK Saray'da MABİK... Bakalım nereye varacak bu abidik gubidik işlerin sonu!..

İkinci kare terör bölgesi gerçeklerinden!.. Dünkü yazımda yer verdiğim Valiler ve Jandarma komutanları toplantısı ile ilgili bölge kaynaklarından yeni teyit bilgisi geldi. Toplantıya katılan bir kaynak, yazdıklarımızı doğrulayarak, "Savunmada kalmamız isteniyor. Yani PKK'dan ateş gelirse karşılık vereceğiz. Çok kanımıza dokunuyor" dedi.

Organize işlere devam;

Urfa'nın 3 ilçesindeki "kritik" Emniyet Müdürlüklerinin kapatıldığını öğrendik. Urfa Valisi'nin şehrin "en kritik" ilçelerindeki Emniyet Müdürlüklerini kapatması şaşkınlık oluştururken, Kaymakamların haberi olmadan icraatın yapıldığı ileri sürülüyor. Söz konusu ilçelerde personelin merkeze çekilerek korumaların şubede görevlendirildiği belirtiliyor. YENİÇAĞ'a bilgi veren kaynak şunları söyledi;

"Son dört yıldır sözde Amed-Botan (Diyarbakır/Hakkari) eyaletleriyle sözde Amanos (Hatay/İskenderun) eyaletlerini bir birine bağlamak için Urfa ve Harran bölgesini pilot bölge seçen PKK'nın bu özel çalışmasına karşın Valilik oluruyla 3 kritik ilçede Emniyet Müdürlüğü lağvedildi. Urfa merkeze bağlı Karaköprü, Haliliye ve Eyyübiye ilçe Emniyet Müdürlükleri kapatılarak personel merkeze çekildi. Bu Emniyet Müdürlükleri iki hafta önce Vali imzasıyla kapatılarak işlemlerine son verildi. Gerekçe olarak güvenlik zafiyeti ile buralarda çalışan personelin aktif olarak kullanılmadığı ifade edildi. Kaymakamlar, bilgilendirilmesi yapılmadan icra edilen bu işleme oldukça tepki gösterdi. 3 ilçe kaymakamı kendilerine sorulmadan yapılan bu işlem için toplantı yaptılar. Ama sonuç değişmedi."

PKK'nın roketli-mayınlı

saldırılarının sırrı?

Çok fazla derin bilgiye ihtiyaç yok. Gazete fotoğraflarına, televizyon görüntülerine bakmanız yeter. Valilerin operasyonları 3 yıldır durdurmasından dolayı kışlaya hapsolan TSK'nın kaybettiği alan hâkimiyetini sağlamaya yönelik hamlelerini, PKK, "mayın tuzakları, yüklü miktarda patlayıcı ve roketli saldırılarla" etkisizleştirmeye çalışıyor.

Nedenlerden sadece biri;

Karayolları'na yeterince ödenek ayrılmaması, çevre yollarında asfalt yapacak il özel idarenin HDP'li belediyelere bağlanması... Bahar aylarının gelmesiyle birlikte yapılması gereken asfalt çalışması olmayınca kritik noktalara PKK'nın mayınlı tuzaklar kurması daha rahat gerçekleşti. Bunun sonucunda operasyonlarda şehit haberleri bir bir gelmeye başladı.

Buzdolabında başka ne var?

2011 seçimlerinden sonra Oslo ve İmralı mutabakatına bağlı olarak varılan kararları yerine getirmek için devlet bakanlıklarını icracı bakanlıklar adıyla Kalkınma ve Aile Bakanlıkları gibi bakanlıklara çeviren hükümetin, bunlara bağlı taşra teşkilatlarını da elden çıkarmak için bir çalışma yürüttüğü ancak 7 Haziran'da işler yolunda gitmeyince bunun da buzdolabına kaldırıldığı ortaya çıktı. Anketler yapılarak bölgenin nabzı tutuluyor. Hükümetin verilen sözleri yerine getirmek için harekete geçtiği ancak 7 Haziran'da istenilenin elde edilememesinden dolayı bunun şimdilik durdurulduğu belirtildi. Bu gerçekleşirse Doğu-Güneydoğu'da pek çok devlet kurumu/teşkilatı HDP'li belediyelere bağlanacak.

Türkiye, Saddam'ın Irak'ına, Esad'ın Suriye'sine çok benzemeye başladı.

Bu şartlarda seçim, Türkiye'nin bölünmesinin tescil edilmesi olur.

Demedi demeyin!..

Yazarın Diğer Yazıları