Şırnak Üniversitesi'nde neler oluyor?..

Yanlış hatırlamıyorsam, Şırnak Üniversitesi 2008 yılında kuruldu. Çok da isabetli bir karardı, çok iyi yapıldı. Bölge gençlerini, terör örgütü PKK'nın tuzağından kurtarmak, dağa çıkarılmalarını engellemek için yerinde bir iş yapılmıştı. Üniversite ilk kurulduğunda şehir merkezinin içinde sıkışıp kalmıştı. Fiziki ve maddi imkanları kısıtlıydı. Devlet, bölge gençleri üniversite eğitimi alsın, cahillik batağının esiri olmasın diye tüm imkanları seferber etti. Yeni bir kampus alanı alındı. Şırnak Üniversitesi'nin yeni kampusunun inşası biraz uzun sürdü. Bilebildiğim kadarıyla, toplamda 300 milyon lira civarında devlet kasasından para harcandı. Tam meskun mahal operasyonlarının arifesinde bu modern kampus tamamlanmıştı. Öğrenciler ve üniversitenin öğretim üyeleri ve görevlileri, Şırnak'a 2 kilometre yakınlıkta bu yeni yerleşkeye taşındılar. Üniversitenin fedakâr bilim adamları, Şırnak'ta meskun mahal operasyonu başlayınca eğitim-öğretime ara vermedi. Batman'a taşındılar. Eğitim-öğretim, operasyonlar bitene kadar Batman'da devam etti. Bu yıl yeni yerleşkelerine geldiler. Tam huzuru bulduk derken bu sefer idari sorunlarla mücadele etmeye başladılar.

Şırnak Üniversitesi bugünlerde oldukça huzursuz günler geçiriyor. Aklınıza terör olayları falan gelmesin. Çok şükür ki kahraman güvenlik güçlerimiz Şırnak'ta asayişi sağlamış vaziyette. Şırnak Üniversitesi, fakülteleri, enstitüleri ve yüksek okulları ile birlikte oldukça büyük bir üniversite. Fakat, Rektörü Prof. Dr. Mehmet Nuri Nas'ın uygulamaları ile ilgili çok şikayetler geliyor kulağımıza. Hatta bunlar, raporlaştırılarak Ankara'ya da gönderildi. Ancak ilgilenen olmadı!..

Deniyor ki:

"Rektör bey, bölgenin en muhteşem üniversitesinin kampusunun binalarını parça parça satıyor. Merkez laboratuvar olarak yapılan ve içine malzemeler yerleştirilen çok büyük bir binayı 112 Acil Servis'e verdi. Turizm Fakültesi olarak kurulan muhteşem bir binayı salt elektrik ve su bağlanmadığı için (toplamda 200.000 liralık harcama gerektiriyor) belediyeye vermeye çalışıyor. Kampusu İdil'e taşımak istiyor. Yapılması gerekenleri yapmadığı gibi, 'burada üniversite olmaz. Üniversiteyi İdil'e veya Cizre'ye yakın bir yere taşımak lazım' diyerek, kampusu neredeyse satılığa çıkarmış bulunmaktadır. Üniversite personelinin oturduğu lojmanlarının bir bölümünü adliyeye satma gayreti içinde. Üniversitemizde yaklaşık bir yıldan beri hâlâ rektör yardımcısı yok. Bütün yetkileri tek elde topladı."

Bir iddia da, Rektör Nas'ın YÖK'e yazarak Şırnak Üniversitesi'nin kapatılıp İdil'e taşınmasına ilişkin resmi talepte bulunduğuna ilişkin.

Şırnak'ın içinde bulunduğu zor şartlar hepimizin malumu. Onlara bir diyeceğimiz yok. Devlet kurumlarının bu şartlar altında birbiri ile dayanışma ve yardımlaşma içinde olmasına da itirazımız yok. Ancak!.. Durumdan vazife çıkarmaya çalışanlar, fırsatı ganimet sananlar da bilmelidir ki meydan sanılanın aksine boş değil. Terörle mücadele sadece silahla mı yapılır?.. Bugüne kadar hep söyledik, önce bataklığı kurtarmak lazım diye. Bunun bir yolu da gençleri terör örgütüne itmek yerine üniversitelere çekmektir. Devlet kasasından milyonlar harcanacak, sonra da parça parça tasfiye etme kurnazlığı ile kapıya kilit vuracaksınız. Yüz bin kere hayır!..

Sayın Rektör, bu iddialara cevap verirse bu köşede aynen yayınlayacağım.

*****

Keçi Adası'nın kilisesi!..

***

Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos'un Muğla/Keçi adamıza askeri botla yaptığı çıkarmaya itiraz eden, tepki gösteren resmi bir kanal oldu mu?.. Şu satırların kaleme alındığı ana kadar tık yoktu. Ege'deki Yunan işgali altındaki 18 adamızdan biri olan Keçi adasında 7 Mart Salı günü başka neler olmuş? Yunanistan basını üzerinden yeni görüntülü belgelere ulaştık.

Pavlopoulos, Türkiye'ye meydan okuduğu, tehditler savurduğu Keçi Adası ziyaretinde tüm adayı yanındaki papaz efendi ile turlamış. Müslüman Türk milletinin topraklarına sadece askeri üs kurmakla yetinmemişler. Pek de güzel (!) bir kilise inşa etmişler. Yunan Cumhurbaşkanı Türk milletine kin kusarken papaz efendi ile birlikte kilisede ayin yapılarak, Yunan askerine moral motivasyon desteği verilmiş...

Şimdi soruyorum:

Eyy!.. Camilerde referandum propagandası yapanları seyredenler, sahte hadis uyduran üfürükçülere kulak verenler... Bu görüntüleri içinize sindirebilecek misiniz?.. Bu dinbazlara, hiç mi sormayacaksınız; "Her seçim dönemi camileri propaganda üssü haline getiriyorsunuz, Müslüman Türk kanı ile sulanmış topraklarının işgal edilmesine, oralara kurulan kiliselerden bu insanlara hakaret, küfür edilmesine neden sesiniz hiç çıkmaz" diye..

Diyanet İşleri Başkanlığı'na ise soru sorup rahatsızlık vermek istemem. Çünkü onlar, daha mühim işlerden, referanduma "evet" hutbeleri hazırlamaktan başlarını kaşıyacak zamanları yok!..

Yazarın Diğer Yazıları