Şimdi de Afganistan bataklığı!.. (25 Haziran 2021)
İlk grup 17 Eylül 1950''de uğurlanmış... Kore''de toplam 23 bin Türk askeri görev yapmış...
Güney ve Kuzey bölgeleri arasındaki savaş bittikten sonra Kore''deki Türk askerlerinin sayısı 1960''da 200 kişiye, 5 yıl sonra manga düzeyine indirilmiş, 1971''de ise Kore''de Türk askeri kalmamış...
"Kore''de ne işimiz vardı" sorusunun halen yanıt bulamadığı savaşta 721 Türk askeri şehit olmuş, 2147''si de yaralanmış...
Ancak Kore Savaşı''nın nasıl bir bataklığı olduğunu kanıtlayan kahredeci bir başka gerçek ise savaşta 175 Türk askerinden bir daha haber alınamamış olması!..
21 bin 212 kişinin gazi olduğu Kore Savaşı''nın üzerinden 70 yıl geçti, 2 bin civarında gazinin yaşadığı tahmin ediliyor...
Atatürk''ün genç cumhuriyetinin ayağa kalktığı dönemde, Kore Savaşı''nın patlak vermesiyle birlikte Türk halkı 3 yıl boyunca oradan gelen haberlerle sarsılmış...
Nihayetinde, Türk askerlerinin kendi topraklarında-kendi ülkeleri için savaşması ile bir başka ülke için, gurbet elde savaşması arasında, insanın yüreğini sarsan devasa bir fark var...
Birçok filme konu olan, son dönemde de "Ayla" adlı filmle milyonlarca insanı ağlatan Kore Savaşı anılarının üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen, Türkiye halen başka ülkelerde, başka uluslar için Türk askerini cepheye sürmekten çekinmiyor...
Rumların ezdiği ve büyük katliamların yaşandığı Kıbrıs''a huzur getirmek için 1974''teki müdahaleden tabii ki söz etmiyoruz... Çünkü orada Türkler vardı...
Peki; AKP''nin iktidara gelmesiyle birlikte "açılım- çözüm" adı altındaki siyasi tuzakların da palazlandırdığı teröre karşı, Türk askerinin sürüklendiği Kuzey Irak ve Suriye''nin yanısıra, Libya bataklığına ne demeli?..
En büyük bela Kuzey Irak...
PKK''nın 15 Ağustos 1984''te Irak''tan sızarak, Eruh ve Şemdinli''ye baskın düzenlemesiyle birlikte, Suriye, Irak ve İran gibi ülkeler terör gruplarını barındırarak Türkiye başına büyük belalar açtılar...
Türkiye işte bu yüzden merkez üssünü kandil Dağı''nda oluşturan PKK varlığını yok etmek için 37 yıldır Irak sınırında teyakkuz halinde...
Türk Silahlı Kuvvetleri 1984''ten bu yana Kuzey Irak''a "sıcak takip" adı verilen ilk operasyondan sonra, "Süpürge, çelik, atmaca, tokat, şafak, Murat, güneş, kararlılık" adları verilen onlarca harekat düzenledi...
Büyük operasyonlardan biri de 28 Mayıs 2019''da "Pençe Harekatı" adı altında yapıldı...
Aynı yıl düzenlenen "Pençe 2 Operasyonu"nun ardından "Pençe-3" ve "Pençe-Kartal" operasyonları da geçen yıl PKK''ya büyük darbe vurdu...
Bu operasyonlar daha sonra "Pençe- Yıldırım" ve "Pençe- Şimşek" olarak devam etti...
Aralarında üst düzeyi örgüt üyelerinin de bulunduğu yüzlerce PKK''lının etkisiz hale getirildiği bu operasyonlarda kaç Türk askerinin şehit olduğu, kaçının yaralandığı konusunda resmi bir açıklama yok... Ancak bu operasyonlarda 300''den fazla askerin şehit olduğu tahmin ediliyor...
Suriye, Libya, kayıp...
Türk askerinin en çok darbe aldığı yer ise ABD ve Avrupa''nın Orta Doğu''yu işgal etme bahanesiyle bir bataklığa dönüştürdüğü Suriye...
Bir yandan PKK, diğer yandan El Kaide ve IŞİD''in büyüdüğü Suriye''den sızan terör artarken, Türkiye hem sınırın ötesinde konuşlandı, hem de bu ülkeye yaptığı sınır ötesi harekatlarla tehdidi dağıtmaya uğraştı...
2015''ten itibaren, son 5 yılda Suriye içlerine yapılan "Şah Fırat, Fırat Kalkanı, İdlip Operasyonu, Zeytindalı Harekatı, Barış Pınarı Harekatı ve Bahar Kalkanı Harekatı" gibi
askeri müdahalelerde binlerce PKK, IŞİD ve El Kaide militanı öldürülürken, İdlib''de 59, Barış Pınarı''nda 93 asker şehit oldu.
Medyaya yansıyan rakamlara bakılırsa Suriye operasyonlarında şehit olan askerlerin sayısı en az 190. Ancak bu sayının 250''nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor...
Unutulmasın ki, Türkiye sadece dinci- bölücü terörü engellemek için Suriye gitmedi...
Ne yazık ki Avrupa ülkeleri ile Amerika''nın Orta Doğu''dan rant elde etme planlarının da kurbanı oldu Türk askerleri...
Peki; Türk Ordusu''nu sınır ötesinde tehlikeye atan operasyonlar bitti mi?.. Ne yazık ki hayır!..
İYİ Parti''den tepki...
Sınırımızdaki ülkeler yetmezmiş gibi, Türk askeri geçen yıl da Halife Hafter adlı iç savaş kışkırtıcısının Libya''daki tehdidine maruz kaldı...
Türkiye''nin ne tuhaf ki, "Suriye milli ordusu" adı verilen grupla birlikte bölgede olduğu açıklanırken, Erdoğan 22 Şubat 2020''de; "Birkaç tane şehidimizin karşılığında 100''e yakın lejyoneri etkisiz hale getirdik. Şehitler tepesi boş kalmayacak" diyerek Libya''daki ilk şehitleri de duyurmuş oldu...
Şimdi de yeni bir bela Türkiye''nin kapısında... Afganistan''daki Taliban ve benzeri güçlere karşı savaşta 2 binden fazla askerini kaybeden Amerika pes etmiş olmalı ki, Kabil Havaalanı''nı korumak için bölgede bulunan Türk askerlerinin sayısının artırılmasını istemiş...
Yani Türk askeri; 11 Eylül 2001''deki İkiz Kuleler saldırısının 20. yıldönümünde Afganistan''dan tamanen çekileceğini açıklayan Amerika''nın bile baş edemediği radikal dinci örgütlere baş başa kalacak...
Türk askerinin 6 yıldır Kabil''de bulunduğunu açıklayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar yeni asker gönderilmeyeceğini öne sürse de, ABD''nin çekilme kararı ile birlikte Taliban''ın saldırılarını arttırması, Türk askerinin büyük tehditle karşı karşıya kalacağını kanıtlıyor...
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener''in aşağıdaki açıklaması da, Türkiye''nin neden bu bataklığa sürüklendiği konusunu sorgulatıyor;
"Amerika Afganistan''dan çekiliyor... Ama aklı oradaki havaalanında kalıyor... ''Ne yaparım?'' diye kara kara düşünürken iç politikada Amerika''ya etmedik laf bırakmayan Erdoğan devreye giriyor ve nedense bu işe gönüllü oluyor. Sırf sen yeni Amerikan başkanına şirin görüneceksin diye böyle bir riske girmenin akılla izah edilir bir yanı yoktur.
Böyle devlet yönetilmez. Bu maceraya atacağın kınalı kuzuların ayağına taş değse senden biliriz, hesabını da sana sorarız."
Evet; Türkiye 1984''ten itibaren, sınır ötesi operasyonlarda (Irak, Suriye ve Libya''da) sadece yüzlerce askerini kaybetmedi, terörle mücadele uğruna milyarlarca dolarını da tüketti...
Sormak lazım; emperyalizm bile kendi çıkarı için oluşturduğu kanlı bataklıklardan kaçarken, Türkiye bu mecralara ne için- kimin için sürükleniyor acaba?..
1950''lerden bu yana, geçmişin acıları yetmedi mi ülkemize?..