Sıkıyönetim masadan kalktı...

AKP içeride dışarıda pazarlık masaları arasında mekik dokuyor. Görünen zirvelerin yanında görünmeyen kapı arkasında yapılan çok ciddi kritik görüşmeler var.. Hükümet içeriden ve dışarıdan tezgahlanan baskılar yüzünden tam anlamıyla abandone olmuş durumda. Ulaşabildiğim perde arkası bilgileri hassas durum süzgecinden geçirerek aktarmaya devam edeceğim.

6 Ekim akşamından, HDP’nin isyan çağrısından başlayalım. Hükümet HDP’nin sözde MYK’sından çıkacak çağrıyı önceden haber aldı. Çeşitli kanallardan HDP’ye “açıklamayı yapmayın” baskısı yapıldı. Ahmet Davutoğlu devreye girdi özel çabaların ardı arkası kesilmedi fakat HDP ikna edilemedi. Selahattin Demirtaş geri adım atmadı.
Sonrası!..
Ve başlayan isyan hareketinin ardından önceki gün toplanan güvenlik zirvesi. Olayların bastırılması için her türlü alternatif masaya yatırıldı. Bunlardan biri de sıkıyönetim seçeneğiydi. Zirvenin güvenlik kanadı sıkıyönetime şiddetle karşı çıktı. “Sıkıyönetimi 1 ay ilan ettik sonra da kaldırdık ne olacak?” sorusu masada enine boyuna tartışıldı. Bunun iç ve dış etkilerinin ve Türkiye’ye ekonomik maliyetinin eksileri alt alta konulduktan sonra “çare değil” sonucuna varıldı. Zirvenin güvenlik kanadı toplantıda iktidarın kulağını çekti de diyebilirim. Nasıl mı!.. Hapishanelerden salıverilen militanlarla birlikte acı KCK gerçekleri tüm verileri ile Hükümetin önüne konuldu. Çıkan olaylarda sadece Diyarbakır’da 2 bin civarında PKK/KCK militanının görev yaptığı ve bunların büyük bölümünün son dönemlerde hapishanelerden salıverilenlerden oluştuğuna dikkat çekildi. “İsyan hareketlerini örgütleyen şehir eylemlerinin sorumlusu KCK, Kandil’e de hükmediyor ve yönetiyor” un tüm belgeleri bir daha Hükümetin dikkatine(!) sunuldu.Güvenlik birimleri son olarak Hükümete şu tavsiyede bulundu;
“Ortada elini kolunu sallaya sallaya gezen KCK suçluları var. Eldeki kanunlar sıkı ve kararlı bir şekilde uygulanırsa ve bu suçlular yakalanıp içeri tıkılırsa sonuca ulaşılır. Sıkıyönetim gibi tedbirlere de ihtiyaç kalmaz. Kanunların kararlılıkla taviz vermeden uygulanması lazım.”
“Çözüm süreci” zırvası ile terör örgütü karşısında eğilen ve pazarlıklarla sürekli taviz veren iktidar, tavsiyeyi eyleme geçirebilir mi?
Hayal bile edemiyorum!..
Ayaklanma ile birlikte gelişen diğer gündem sorularına geçelim..
Askerin terörle mücadelede ihtiyaç duyduğu ve Bakanlar Kurulu’nun tozlu raflarında bekleyen yasal zırh konusunda hâlâ Hükümet ayak diretiyor.
PYD lideri Salih Müslim’in “Kobani”ye istediği Türkiye koridoru için Ankara, katı tutumunda ısrar ediyor. Müslim’e son gönderilen mesaj; “Cizre ‘kantonunuz’ müsait, istediğiniz yardımları oradan geçirin.”
Suriye sınırımızda askerin son durumu; Olayların en başından beri “saldırı ve ateş nereden gelirse gelsin anında misliyle cevap verilme” ye kararlı bir şekilde devam ediliyor. Bu TSK’nın baştan beri uyguladığı ortak genel karar.
İsyan hareketleri ile birlikte Ankara’da İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan masadaki son polis notlarından da genel gidişatı sağlıklı takip etmeniz için özet sunalım. Emniyette tüm izinler iptal edildi, polisin çalışma saati 8’den 12’ye çıkartıldı.
* Şehrin yaklaşık 80 ayrı noktasında öldürme, yakma, yol kesme, silahlı çatışma ve yağmalama olayları devam ederken Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker akşam Diyarbakır’a gelince olaylara müdahale etmeye çalışan zırhlı araçlardan AKP İl ve İlçe binaları dışındakilerin tamamı Bakanı korumak için ayrıldı. Banka ve market yağmaları bu saatlerde daha da yoğunlaştı ve kolaylaştı.
* Cizre-Nusaybin’de PKK’nın dağ kadrosundaki teröristler şehre indi.
* “Çevik Kuvvet ve Özel Harekat Birimlerinin her an dış göreve gidecek şekilde hazırlanmaları” talimatı verildi. Sokak çatışmalarının yaşandığı illerde polislere çelik yelek giymeleri talimatı verildi. Valilik ve Emniyet Müdürlükleri önünde güvenlik önlemleri alan polisler çelik yelek giydi.
* Kobani direnişini bahane eden PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca Hakkari Merkez ve ilçelerde
devam eden olayların 4. gününde şiddet giderek
tırmanıyor.
* BDP parti temsilcisi Rahmi Temel’in, parti binasında öğlen saatlerinde gerçekleştirdiği toplantı esnasında “Biz Kobani desteği için Suruç’a gidiyoruz. Kalanlar yolları kessin, ortalığı yaksın, savaş alanına çevirin” talimatı verdiği öğrenildi.
* İl Jandarmadan takviye kuvvet istendi ancak hâlâ olaylar bastırılmış durumda değil, emniyet lojmanlarına 50 ve 100 kişilik gruplar halinde taşlı ve molotoflu saldırılar düzenlendi, Adliye lojmanı ve Adliye otoparkına aynı şekilde kalabalık gruplarca saldırı düzenlendi, Adliye otoparkı içerisine kadar giren grup, binanın tüm camlarını kırarken attıkları molotoflar sebebiyle bir sivil araç ateş aldı, yanan araç TOMA tarafından söndürüldü. Gözü dönen PKK yandaşları Hakkari Polisevine dahi molotoflu saldırı düzenledi.
* Kızıltepe’de bütün yollar kapalı, Nusaybin şehir merkezi berbat vaziyette vatandaşları sokağa çıkarıyorlar, Mardin merkezde yolları kapattılar, il jandarmayı taşlıyorlar, vali ve tugay komutanı Kızıltepe’den gelirken yolda mahsur kaldılar.
* Kızıltepe’de de vatandaşları sokağa çıkarmaya
çalışıyorlar.
* “Kobani düştü kimse yatmayacak, her tarafı yakıp yıkacaksınız” diye talimat gelmiş.
* Cep telefonu mesajından herkese gönderiyorlar, evleri kapı kapı dolaşıp insanları sokağa çıkarıyorlar.
* Ara yollar dahi kapalı, YDG-H’cılar yol kontrolü yapıyor.
* Kızıltepe-Urfa ana yolu, ipek yolu da kapalı.
* Kızıltepe-Mardin yolu YDG-H tarafından kesildi. Yan yollar da kapalı, hava alanı yolu YDG-H
kontrolünde.

Yazarın Diğer Yazıları