Devletin uçağı da kullanılsa, kullanan kuruma fatura ediliyor.
Ben demiyorum.. Uçak havuzu oluşturulduğunda yaptığı açıklamayla bizzat devletimiz diyor..
Ne mi diyor?
"Kurulacak uçak havuzundan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yanı sıra gerekli olduğunda ve acil durumlarda Dışişleri Bakanı ve diğer bakanlar da yararlanacak. Havuzdaki hava araçlarının bakımı, onarımı ve diğer ihtiyaçları Türk Hava Yolları tarafından karşılanırken, kullanım giderleri ve diğer masraflar kullanan kuruma fatura edilecek."
Bu uygulama 12 yıldır yapılıyor..
Neymiş? Bakım ve onarım THY'nin... Kullanım giderleri ve diğer masraflar kullanan kurumun...
Yani öyle, şahsi garajınızdaki araba değil bunlar, devletin havuzundaki uçaklar...
Marşa bas ve yallah... Yok öyle bir şey..
**
Buna rağmen, sanki tek kuruş ödenmiyormuş, masrafı yokmuş, hatta devletin imkanlarıyla yayan gitmişler gibi açıklama yapılıyor Meclis Başkanlığı'ndan.
**
Ve gelelim açıklamanın bir başka önemli falsosuna..
Diyor ki Meclis Başkanı;
- Cibuti'de FETÖ'yle mücadele konularını da görüştük.. Dönüşte de gördük ki olumlu gelişmeler var..
Buyur burdan yak.
Avrupa'nın Başbakanları bile tarifeli uçak kullanırken, Meral Akşener, "Cümbür cemaat özel uçaklarla bu ne saltanattır" diyor, gelen cevabın içinde, o anahtar kelime var, "FETÖ'yle mücadele.."
Durum aynıyla şöyle ki;
- Mevzu karıştı hacı abi.. Çek bi FETÖ..
**
Üstelik, Cibuti'ye gitmişken, bi koşu fetö'yle mücadele de edip dönen Meclis Başkanımızın toplantısına katılanlar arasında, Türk okullarından mezun olan öğrenciler de var..
O okullar kimin acaba?
Mücadele ederken, FETÖ'nün eğitim ağının talebeleriyle buluşma da neyin nesi?
**
Ama dedim ya, sıkıştın mı çek bi FETÖ..
Bu arada, ne dedi Meral Akşener;
- Bu geziden öğreniyoruz ki Cibuti'ye bir de hibe baraj yapıyormuşuz.. Bildiğin baraj.. İstanbul'un su sorununa çare olacak Melen Barajı'na milyar harcayıp yapamadılar, Afrika'nın Cibuti'sine baraj yapıp caka satıyorlar..
Bu konuya dair tek cümle var mı açıklamada.. Yok..
Barajı da FETÖ'ye bağlayacak bir açı bulamadılar demek ki..
**
Meral Akşener'in özel uçaklı seyahatlere tepkisi yeni değil..
Cumhurbaşkanı'nın uçağından tutun da, her kademeye yayılmış uçak saltanatına her konuşmasında değiniyor.
Hatırlayın, daha birkaç ay önce Arjantin'deki bir toplantı dönüşü neler olmuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Arjantin'de bir toplantıya gitmişti özel uçakla...
Dönüşte, ekonomisi Türkiye'den büyük olan Endonezya'nın Bakanı'nın tarifeli uçakla, İstanbul üzerinden ülkesine döneceğini duyunca, özel uçağına davet etmişti..
Beraber fotoğraf da verdiler uçak içinde..
Bizim Bakan özel uçak keyfi yaparken, sıkı durun, ekonomisi Türkiye'den büyük Endonezya'nın Bakanı hangi havayoluyla dönecekmiş memleketine?
Bingoooo.. Türk Hava Yolları..
Hadi yine buyur burdan yak..
**
Demem o ki, gerçek ve hak yüze vurulunca ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırıyor insanlar..
"Devlet işidir elbette gidilecek" deniyor, "Devlet işine gittik" diye cevap veriliyor..
"Cami açtınız. Allah razı olsun deniyor." Açıklamaya, "Cami açılışında sorun görülmüş gibi" algı sıkıştırılıyor..
Bunlar kurtarmayabilir diye, açıklama bir de fetö'yle mücadele sosuyla bezeniyor.. Oldu bitti..
**
Olmadı da, bitmedi de..
Devletin havuzundan bile kullanılsa, kurumunuz faturasını ödüyor, biiir..
Cibuti'ye tarifeli sefer var. Business bölümü de var.. Binin gidin.. İkiii..
Bu kadar sıkıntı içindeki milletin kesesinden özel uçak saltanatı, neresinden bakarsanız bakın, israftır.. Üüüüç..
Ve lafa geldi mi hepimizden Müslümansınız(!) ya, ama, açıklamanızda Meral Akşener'in konuşmasında dillendirdiği Hadis-i Şerif'e atfen tek kelime yok..
Neydi o Hadis-i Şerif;
- Derede abdest alırken bile suyu ziyan etmeyiniz...
**
Bütün bu gerçeklere rağmen, olmadı, işin içinden çıkamadın mı?
