Şeytanın Avukatlığı
Gazetecinin görevi kamuyu bilgilendirmek olduğu için "kendi savunmadığı bir düşünceyi araştırıp görüşünü açıklarken bazen böyle insanlarda var" diyerek "şeytanın avukatlığını yapmak" gerekirse o terimi kullanır. Maksadı şeytanın avukatlığı değil, kimsenin aklına gelmeyen bir konuda farklı fikirleri seslendirmektir. Günlük kısır çelişmeler esnasında yerli yerinde bu terimi en çok siyasiler kullanır. Dahası rakiplerinin iyi niyetli olmadığına dair suçlama için "şeytanın avukatlığını yapma!" Sözleri sarf eder. Felsefi boyutuna girip konuyu farklı alanlara çekmeye niyetim yok, Gazeteciler için şeytanın avukatlığını yapmak kötü bir şey olmadığı gibi araştırma konusunda gerekli yöntemdir. Çoğunlukla aklına yatmayan, açığa çıkmasını beklediği bir hususta; "Şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse" diye konuya girizgah yapar. Meslek hayatımda çeyrek asrı geride bıraktım. Doğrusu bu terimi yazılarımda kullanmasam da , televizyon programlarında ve panellerde yaptığım konuşmalarda seyrek de olsa sarf etmişimdir. Geçtiğimiz günlerde emekli asker bir arkadaşım telefon ile arayarak, Genel Kurmay Başkanı Hulisi Akar'ın NATO Parlamenterler Asamlesi 62. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı değerlendirmemi istedi. Gazeteciyiz tamam da her haberi tek tek okumak, satır aralarından farklı yorumlar çıkarmak görevimiz. Lakin hepsine yetişmek mümkün degil. "tamamını hatırlamadığımı" ifade edip vaziyeti kurtarmak istedim. Ama bizim emekli asker aynı zamanda benim gibi Kayserili. Akar ile ilgili düşüncelerimi bildiği gibi 30 yıllık meslek hayatında birkaç kez de yakın çalışmış. Kılçığı attı bir kere… Merak ettim. Okuyup arayacağımı söyledim. İnternet marifetiyle farklı haber sitelerinden okudum. Hulusi Akar 15 Temmuz Kanlı kalkışmasını anlatmış. Bu arada toplantıya gözlemci sıfatı ile katılan Ermeni milletvekili Koryum Nahapetyan meşhur ermeni soykırımı ve Türk askerinin Suriye'den ne zaman çekileceği ile ilgili sorular yöneltmiş. Haber bültenlerinde "Akar Ermeniye haddini bildirdi" başlığı ile verilen notu defalarca okudum. Evet, sözde Ermeni Soykırımı konusunda rol çalmaya çalışan Nahepetyan'a hak ettiği cevabı vererek iyi de yapmış. Ama konuşmasının son bölümünde "Halep ile ilgili Türk Silahlı Kuvetlerinin tek mermi attığını söyleyen varsa istifa ederim" diyen Akar'a "İyi de komutanı olduğun Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı mensupları Ankara'da Meclise bomba yağdırdığında niçin istifa etmedin?" diye sorsa acaba ne derdin?
Dayanamadım, arkadaşımı telefonla aradım. "Bana şeytanın avukatlığını yaptırmak istediğini anlıyorum" diyerek kafama takılan soruyu ona da yönelttim. Önce müthiş bir kahkaha ardından derin bir sessizlik… Şimdi kafalara takılan bu soruyu yönelttiğimiz için de, şeytanın diğer avukatları bizi Ermenicilik ile suçlarsa şaşırmayacağım.
Not: Perşembe günü saat 20:00'de Türkiyem TV'de Emekli Kurmal Albay Mustafa Önsel'i konuk edeceğim. Ağacın Kurdu kitabı 34 baskı yaptı. Yeni eseri "Aşil'in Topuğu O Gece" on günde 5. baskıda. O geceyi, 15 Temmuz'un bilinmeyenlerini konuşacağız iyi seyirler.