Yıllardır maç izleriz. Hele hele derbileri! Çocukluk zamanlarımızda bir ayrı, yetişkin zaman ve statümüzde bir ayrı, uzmanı olduk artık bu "seyir safahatının". İşte tüm bu duygularla itiraf etmek isterim ki 7 bin metrekarelik çim zeminde, boş tribünlerde hiç zevk almamıştık şimdiye kadar futbol müsabakalarından. Esasen bu bize bağlı bir şey değil, futbolun doğasında olan bir husus. Seyircisi yoksa bir bütünün tek ayağı yok anlamı taşırdı. Ne oynayan zevk alır motive olabilir, ne ev sahibi takım seyirci avantajını kullanabilir, ne de futbolcuların feryat ve naraları arasında izleyen zevk alabilirdi. Hele hele seyircisiz derbiye de çok şahit olmamıştık.
Buna rağmen pazar günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisinden keyif aldığımı, mutlu olduğumu itiraf etmek istiyorum. Ben de hayret ettim. İlk kez seyircisiz bir futbol müsabakasından zevk alabilmiştim. Üstelik ezeli rekabetin sürdüğü Galatasaray-Fenerbahçe derbisinden. 19:00'da başlayan maçta 19:03'te 15-20 Fenerbahçeli idarecinin alkışladığı bir pozisyonda korner kazanıp ilk alkışları alan Fenerbahçe. 5. dakikada Galatasaray'ın kornere çıkan akınını alkışlayan 20-25 Galatasaraylı idareci ve maçın 6. dakikasında dışarıdan atıldığı çok belli ve çim sahaya süzülen bir kırmızı havai fişek huzmesiyle aralıklarla oturmuş protokol tribününde ki Federasyon Başkanı, iki kulüp başkanı ve birkaç protokol mensubu ile bir de çiçeği burnunda İstanbul emniyet müdürü ve gençlik spor müdürü. İşte seyircisiz derbinin özeti bu.
İlave etmek isterim ki Süper Lig'in şampiyonu olur diye şimdiden takdim edebileceğim iki takımından biri Fenerbahçe, diğeri ise Galatasaray. Her iki takım da iyi idi. "Nasılsınız?" dediğim Fenerbahçe Başkanı iyiyim "Daha da iyi olacağız" diyordu. Bu vesile ile hem güzel bir takım kurup, hem de sağlığı ile mücadele eden Galatasaray başkanımız ile sohbetimde de kendisinin moralini yüksek buldum, mutlu oldum. Her iki takıma da hayırlı olsun.
Bu derbiden esinlenerek ifade edip önermek isterim ki; Pandemi nedeni ile seyircisiz oynanan müsabakalarda önce 3 boş 1 dolu şekliyle alınabilecek seyirci ile hem maksat hasıl olabilecek, hem de modern dünyaya ayak uydurabilen uygar bir Türkiye görüntüsü bizi mutlu edecektir. Esen kalınız.
