Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Sevr ve 301'inci Madde!

Üç küçükler işi büyüttü. Birisi Rusya’ya; bir diğeri İran’a, öbürü de Türkiye’ye karşı meydan okumaktalar. Bir süre önce Gürcistan’ın Cumhurbaşkanı, Rusya Federasyonuna karşı “Rusya ile savaşmaya hazır olmaları gerektiği” anlamına gelen sözler etmişti. Ardından da işgal altındaki Irak’ta Amerika’nın desteğiyle sözde Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Celal Talabani, İran’la imzalanan Cezayir Antlaşmasını tanımadığını söyleyerek İran’a karşı Saddam’ın yaptığı savaş tehdidini tekrar etmiş oldu.
Başbakan Erdoğan’ın, “Komisyon kuralım, arşivleri açalım” çağrısına yanıt vermek için toplanan Ermenistan Meclis’inden savaş ilanı gibi talepler geldi. Türkiye’den soykırım için 14.5 milyar dolar ve 301’inci maddenin kaldırılması, ek olarak da Sevr anlaşmasındaki sınırlara dönülmesi istendi.
Çapına, kapasitesine ve gücüne bakmadan emperyal söylem geliştiren her üç ülkenin kukla yönetimleri de aynı merkezden aldığı güçle konuşmaktadır. Aslında her üç meydan okuma da küresel güç ABD adına yapılmaktadır.
Anlaşılan küresel merkez, ilan ettiği (GBOP vb..) projelerini hangi aktörleri kullanarak gerçek-leştireceğini de isabetle belirlemiş. Küresel projenin bölgesel maşaları da rollerini fazlaca ciddiye aldıkları görülmektedir.
Türkiye yönünden bölücülük/terör/soykırım iddiaları emperyal projenin yeni düzenlemeler için benimsediği ve kullandığı araçlardır. Bölgede meydana gelen gelişmeler kurgulanmış planların doğal sonucu olarak işlemektedir.
İlginçtir son zamanlarda yaşananlar, Türk milliyetçileri tarafından yapılan analizlerin isabetini gösterir niteliktedir. Etkin medyanın yabancılaşmış yerlileri bu tehlikeye dikkati çeken Türk milliyetçilerini “Sevr Paranoyası” na tutulmakla suçluyorlardı. Güneydoğu’da bölücülerin açıkça “ayrı devlet/ayrı bayrak” talepleriyle Ermenistan Meclisinde yapılan tartışmalarda açıkça Sevr taleplerinin gündeme getirilmiş olması, hiçbir yoruma ihtiyaç göstermemektedir. Ermenistan meclisinde açıkça Sevr anlaşmasının, Türkiye ile ilişkilerde temel teşkil edeceği ifade edilmiştir. Alınan bilgilere göre aynen şu görüş ileri sürülmüştür: “Türkiye ile aramızdaki sınır çizgisi de yeniden belirlenmeli. Sovyetler döneminden sonra bağımsızlığını kazanan Ermenistan bu yüzden temel olarak Sevr anlaşmasını görmektedir. Bu anlaşmaya göre ise sınırlar çok farklı bölgeleri kapsıyor”.
Demek ki dünden bugüne birilerinin ne Şark Sorunu ne de onun uzantısı olan SEVR hedefi bitmiş değildir. Sevr, bilindiği gibi Türkiye coğrafyasında bir Kürt bir de Ermeni devleti çıkarmayı esas almıştı. Bugün de bu amaç için Türkiye düşmanları var güçleriyle gayret göstermektedir. Anayasada yer alan 301’inci maddenin değiştirilmesi teklifi de gerçekte Ermenistan’ın işini kolaylaştırarak Sevr’e giden yolu açmaya yöneliktir. Çünkü 301’inci maddede yer alan “Türklüğe hakaret” ibaresi çıkartıldığı ya da esnetildiğinde, Türkiye içerisinde de “Soykırım” iddiaları dile getirilebilecektir. Bundan dolayı da kimsenin “Türklüğe” hakaret etti diye hakkında dava açılamayacaktır. Böyle bir durum Türk kamuoyu üzerinde Ermeni iddialarına dayanan psikolojik harekâtın gerçekleştirilmesine katkı sağlayacaktır.
1. maddeyi değiştirmeyi ya da kaldırmayı AB, ABD, bölücüler ve Ermenistan’ın hararetle talep etmesi rastlantı olabilir mi? ABD’nin soykırım iddialarını sürekli canlı tutması ve Lozan’ı hâlâ onaylamamış olması rastlantı olabilir mi? 301. maddeye ifade özgürlüğü için karşı olduğunu söyleyenlere inanmak mümkün müdür? 301’inci maddenin değiştirilmesini savunanların tamamının Sevr rüyası görmeleri tesadüfle açıklanabilir mi? Bütün bu gelişmeler ne anlama gelir?
Sevr’e giden yolda ayak bağı olarak gördükleri 301’inci maddenin kaldırılması için Türkiye’ye baskı yapmakta anlaşmışlardır. Böylece devleti zaafa uğratabileceklerini düşünmektedirler. Arkası da sonra gelecektir. Bu da Türkiye uyumaya ve AB uyum yasalarına uymaya devam ederse mümkün olabilecektir. Onların hesabı budur. Bu ülkeyi sevenlerin hesabı nedir? İşte o belli değildir!

Yazarın Diğer Yazıları