Senin evladın var da ne oluyor
Saray'dan yükselen "Kalkıp benim evladıma, ismiyle Bilal'i ver iktidarı al'; bu ne biçim yaklaşımdır ya?.. Sen kimsin?.. Nasıl böyle bir hakareti yaparsın? Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz. Çünkü bunlar aile, evlat nedir bilmez..." bağırışlarını duyan hemen herkes, şu günlerde benzer soruları soruyor olabilir yine her gün ekranlarımızda zuhur etmeye başlayan yüzü(!)nü gördükçe:
- Senin evladın var da ne oluyor?
- Sen, evlat-aile nedir biliyorsun (bilmek madden sahip olmakla erişilen bir şuurmuş gibi) da ne oluyor?
***
Hangisi içler acısı;
"Evladı olmayan"ın;
- Meşruiyeti olan bir iktidar tesisi için "hukuk devleti"nin işletilmesini isteyerek,
- "Bilal" dahil adı hırsızlıkla, yolsuzlukla, rüşvetle, iltimasla anılan kim varsa "bağımsız yargı"ya teslim edilmeleri suretiyle suçsuzlarsa kamu vicdanında da aklanmalarını, suçlularsa cezalandırılmalarını ve böylelikle adaletin tecellisini talep ederek,
Aslında evladına, evlatlarınıza -dediğiniz gibi sütten çıkmış ak kaşık arılığındaysalar şayet- etraflarını saran şaibe halesinden kurtulmaları, özgürleşmeleri için fırsat sunması mı?
("Ver Bilal"i derken, esir alıp köle pazarında satmayı, kör kuyulara atmayı, kuyruğuna teneke bağlayıp mahallenin maskarası yapmayı, tabutluklara kapatmayı, cımbızla o fenomen sakallarını yolmayı, üç başlı ejderhaların önüne atmayı filan planlamıyor hiç kimse sonuçta!..)
Yoksa...
"Evladı olan"ın;
- Kendi evladını Çağlayan Adliyesi'ne gönderemezken, Ayşe Teyze'nin, Fatma Nine'nin, Satı Kadın'ın, Esma Ana'nın evlatlarını Cudi'ye, Gabar'a, Tendürek'e, Amanoslar'a , Çukurca'ya, Silopi'ye, Cizre'ye pusulara, tuzaklara, kumpaslara yollaması mı gözünü kırpmadan?
- Kendi evladı hakkında yazılan bir tek satıra tahammül edemezken Mehmet Amca'yı, Ali Dayı'yı, Hüseyin Emmi'yi evlatlarının katlini sükunetle kabule zorlaması mı?
- Kendi evladını gözaltına alma ihtimali olan bir tek polis, kendi evladının ifadesini alma ihtimali olan bir tek savcı, kendi evladı hakkında tutuklama kararı verme ihtimali olan bir tek hâkim barındırmaz, bu uğurda devlet sisteminin içini boşaltmayı göze alırken, başkalarının evlatlarının canlarını alan katilleri besleyip büyütme sürecinin mimarı olmak mı?
Hangisi kötü, hangisinin telafisi yok, hangisinin affı mümkün değil;
"Evladı olmayan"ın "ver Bilal'i, al iktidarı" demesinin mi?
"Evladı olan"ın;
"Al Hakan'ı ver başkanlığı..."
"Al Ferdi'yi ver başkanlığı..."
"Al Barış'ı ver başkanlığı..."
"Al Ömer'i ver başkanlığı..."
"Al Bahadır'ı ver başkanlığı..."
"Al Recep'i ver başkanlığı..."
"Al Halil'i ver başkanlığı..."
"Al Emre Kaan'ı ver başkanlığı..."
"Al Hudeyb'i ver başkanlığı..." pazarlığı yapabilmesinin mi terör örgütleriyle?
Hangisi?
"Evladı olmayan"ın, kanı kaynayan, en deli çağlarındaki milyonlarca evladın kılına zarar gelmesin diye türlü eleştiriyi sineye çekmesi mi yıllardır...
"Evladı olan"ın, yüzlerce evladı babasız, yüzlerce anayı evlatsız bırakması mı "açılım" diye diye...
Milleti ailen, "Mehmet"i Bilal kadar oğul kabul edemedikten sonra evladın olsa ne, olmasa ne!