Sen gittin ya…
Gidersen eğer bir gün yüreğimden gülmez yüzüm dünyam kararır sevgilim. Yarım kalırım ne neşem ne umudum ne de yaşama sevincim kalır. Senle renkleniyor dünyam, güneşimsin sımsıcak ısıtırdın yüreğimi. Elimi asla bırakma demiştim…
Sensiz yaşayamam, nefes alamam dünya bana zindan olur her fırsatta söylerdin sevdiceğim. Nereden bilebilirdim ki bir gün beni terk edip gideceğini. İhtimal bile vermezken ani gidişin yıktı beni… Gittin ya benden zalim yar yalnız ve kimsesiz bıraktın, kolumu kanadımı kırdın ve yüzüm gülmüyor artık. Mutlu musun? Bıraktığın enkazla gurur duyuyor musun?
Hayallerim vardı seninle güzel mutlu yıllarımız olacaktı. Hayatımın baharında feleğin sinesi gibi kanatlarımı biçtin gittin. Hatırlıyor musun? Nefes aldığım sürece asla elini bırakmayacağım dediğin o günleri… Ne çabuk unuttun. Gel gör ne hallerdeyim sensiz nefes almakta zorlanıyorum, tükendim bittim. Aşkın kor oldu yüreğimi kavurdukça kavuruyor. Biten bir sevdanın bıraktığı tahribatı nasıl onarabilirim ki. Viraneyim sensiz yıkık perişan hallerdeyim. Söz geçiremiyorum yüreğime ne yaşadığım beli ne de nefes aldığım. Hâlâ bir umutla bekliyorum gelişini ama yıllar geçti ve yoksun. Yaşadığımız onca güzel hatıralarla avunuyorum. Sen gittin ya gün doğmuyor ve bir türlü bahar gelmiyor yüreğime... Gelemeyeceğini bile bile bir umutla belki dönersin diye bekliyorum. Sinemde bıraktığın kor yangın sönmüyor sönmeyecek de nefes aldığım sürece…