Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sen bilirsin Ülkücü!

Okumak, araştırmak yerine işin kolayına kaçıp birkaç gizemli kelimenin arkasına sığınanlar, kulaktan dolma söylentileri bilgi diye yutturmaya çalışır. Hele vereceği mantıklı cevabı olmayanların, lafı evirip çevirip "Dış güçler! Karanlık odaklar! Bazı mihraklar! Okyanus ötesi plan! Gündem saptırması! Üst akıl! İradeee! Entelijansiya, İstihbarat örgütleri! Çok gizli bilgi! Konjonktür gereği! Stratejik durum! Operasyon!" gibi kelimelere getirmeleri, yerli yerinde kullanmaktansa satır başlarında altını çizer gibi yapmaya kalkışmak çıldırtıyor insanı. Duyan gören "Strateji dehası, uzman bilge kişi" filan zannediyor bu yersiz çemkirmeleri. Günlük hayatta bu ve benzerleriyle öyle sık karşılaşıyoruz ki gına geldi desem abartmış sayılmam. Türkiye'de yeni siyasi arayışlar gündeme geldiğinde, mevcutların başarısızlığı tartışılmaya başlandığında televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, sosyal medyada yukarıda belirttiğim kelimelerle ahkâm kesenlerin sayısında patlama oluyor. Bu gidişle daha çook suyun kaldıracağı CHP ve MHP pilavında da vaziyet aynı. Kemal Kılıçdaroğlu için 77 il başkanı destek açıklaması yapmış. Geri kalanları kutlamak lazım. Bu arada bu 77 il başkanına, sorumlu oldukları illerde ne kadar başarılı olduğunu soran yok! "Hangi yüzle destekliyorsun" diyenin de ya sesi çıkmıyor veya çıkıyor da basına yansımıyor. Demek ki 77 il başkanı Kılıçdaroğlu ve yönetiminin "çeyrek parti" konumundan pek hoşnut. İktidar olmak, ülke sorunlarına çare aramak gibi dertleri, hedefleri yok. CHP'de durum böyle de MHP de farklı mı? Pazar günü yapılacak il başkanları toplantısı öncesi Balgat Plaza'ya çağrılan il başkanlarının eline tutuşturulacak bildiriye imza atmaları istenecek. Hani "toplumsal baskı-mahalle baskısı" dediğimiz olgu var ya MHP'de bunun adına "teşkilat hiyerarşisi" ya da "parti disiplini" deniyor. Bazılarının yüreği kanayarak bildiriye imza atacağını biliyoruz. CHP'de 77 olur da MHP geri kalır mı? 80'i geçmemesi ayıp sayılır. Oyun bozanlık olarak görülür. Aslında toplantıya çeşitli sebeplerle gelemeyen en az 10 il başkanı olur. Lakin temsilen katılanın vekaleti aranmaksızın imzası geçerli sayılır. Islak imzası olmasa da imzalamış sayılır bazıları. İşin daha da vahimi bazı il başkanları bildiride ne yazdığını da bilmez. Çünkü okumalarına gerek yoktur. Onların yerine siyasi büyükleri kararı vermiştir. Sorgulamaya kalkışmak biat kültürüne, parti disiplinine aykırıdır. Biraz kem küm eden hemen kapalı kapıların ardına ikna odasına çekilir. İmzalamaktan imtina edenler istifaya çağrılır, görevden alınma ile tehdit edilir. İhraç edilme sopası gösterilip en ucuz yafta olan "hain ilan edilme" korkusu salınır. Bütün bu baskılara rağmen "Hayır!" diyebilecek iradeye sahip olanlar da elbette çıkacaktır. "Önce siz genel merkez yöneticileri istifa edin!" sözlerini sarf edeceklere de rastlanır. İradesine ipotek koydurmayacak, şahsiyet sahibi insanlar olmasa çürümekte olan siyasetten külliyen soğuyacağız. Sayılarının artmasını bekleme umudumuz olmasa bu satırları yazma zahmetine bile katlanmayız.

Bu gözler neler gördü... Salya-sümük ağlayanlara, "gidersen kendimi yakarım" diyenlere, taklacılara, parende atanlara ve sonunda akrep gibi kendini sokanlara tanık olduğumuz gibi "alın atınızı verin tımarımı... Şahsiyetimi ezdirmem.. İnsanımızın yüzüne nasıl bakacağız? Seçmene nasıl hesap vereceğiz!" Diyebilme cesaretini sergileyenleri de tanıyoruz. Siyaseti, işgal ettiği makamı geçim kapısı, meslek haline getirenlerle, hizmet ve ideal için yapanları da biliyoruz. Tercih elbette kendilerine ait. Bir nevi gerçek anlamdaki ülkücüler ile ülkücülükten geçinenlerin ayrışmasına tanık olacağız. İçeride başka, dışarıda başka maskeler takanları tanıyacağız.

Sen bilirsin Ükücü!.. Yarın seni ve yıllardır mücadelesini yürüttüğün davanın temsilcileri, Ankara'da senin iradeni yansıtacak. İl başkanlarını başkente yolcu ederken beklentilerini, isyanlarını, fikirlerini ifade edip, temsilcine, elçine görevini hatırlatmak da sana düşüyor. Cefayı sen çekerken sefasını sürenlerden şikayetçi isen yansıt iradeni. Önlerine getirilen, imzalaması için dayatılan bildiriyi hatırlat temsilcine. Dönüşünde yüz yüze bakabilme ihtimalini de söyle. Yüreğinden gelen sesi dinle... Sen bilirsin Ülkücü!

Yazarın Diğer Yazıları