Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI
Adnan İSLAMOĞULLARI

Sen...

Evlâdını yitirmiş üç babaya rağmen, Berkin’in, Burak’ın ve Ahmet’in babalarına rağmen, evlâdını yitirmiş üç anneye rağmen, Berkin’in, Burak’ın ve Ahmet’in annesine rağmen bu ülkenin evlâtlarının cansız bedenlerini bile bölüyorsun...
“Asmasaydık da beslese miydik?” diyen bir darbe lideri vardı ya, hatırladın mı? Hani şimdilerde ölmek için bekleyen ama ölemeyen, idam için bir soldan, bir ülkücülerden olmak üzere hasta bir zihnin adâletiyle(!) sıra tâkip eden, yapacağı darbenin meşrûiyeti için şartların olgunlaşmasını beklerken binlerce vatan evlâdının ölümünü seyreden bir darbe lideri vardı ya, hani şimdilerde hastane köşelerinde ölümü bekleyen ama ölmeyen, hatırladın mı?
Her geçen gün ona benziyorsun farkında mısın?
O, “Asmasaydık da beslese miydik?” diyordu...
Sen, “Polis o kalabalıkta nasıl fark etsin onun yaşını” diyorsun...
Sen, “Talimâtı ben verdim” diyorsun...
Sen, “Efsâne yazdılar...” diyorsun...
Sen, o efsâneye karşılık ikrâmiye veriyorsun...
O, idam etmek için yaş büyütüyordu...
Sen, elinde sapan olduğu için, sapanının içinde bilye olduğu için beden büyütüyorsun, “terörist” diyorsun, mezarına atılan bilyeleri “anlamadım” diyorsun...
Birine “şehit” diyorsun, ardından “tekbir” çektiriyorsun kalabalıklarına, diğerine “terörist...” diyorsun annesini “yuh” alatıyorsun kalabalıklarına...
Birine rahmet okuyorsun, “evlâdımız” diyorsun, “yavrumuz” diyorsun, diğerine bir “rahmet temennîsi” ni çok görüyor ve “terörist” diyorsun...
Üçünün de yüreğine evlât acısı düşmüş babaları, hayatını kaybeden diğer vatan evlâtları için “o da bizim evlâdımız” diyor ama sen, evlâdını yitirmiş üç babaya rağmen, Berkin’in, Burak’ın ve Ahmet’in babalarına rağmen, evlâdını yitirmiş üç anneye rağmen, Berkin’in, Burak’ın ve Ahmet’in annesine rağmen bu ülkenin evlâtlarının cansız bedenlerini bile bölüyorsun...
Sen, bu ülkenin silahlı kuvvetlerinin yüzlerce subayını teslim ettiğin, kahraman ilân ettiğin, zırhlı arabanı hediye ettiğin, “Bırakın rahat çalışsınlar” dediğin savcılara güvenmiyor, ifâde vermek için bile oğlunu teslim etmiyor, söz konusu olan kendi evlâdın olduğunda o savcıları “ajanlık” la suçluyorsun...
Sen, on yıldır iktidârına güç taşıyan insanları “ablalar-abiler” diye kalabalıklarına ihbâr ediyorsun. On yıldır senin için oy isterken “eyvallah” dediğin “ablaları-abileri kapınızdan kovun” diyorsun, sana oy isterken “mâsum” olanları, bugün sana oy istemedikleri için “hain” ilan ediyor, kalabalıklarına düşmanlık tohumları ekiyorsun, kalabalıklarını tahrik ediyorsun, kalabalıklarını manipüle ediyorsun...
Sen ateşle oynuyorsun...
Sen, mezhepçilik yapıyorsun...
Reyhanlı’da patlayan bombalarla parçalanan elli iki vatandaşın için “ölenlerin hepsi Sünniydi” diyor, ölen vatandaşlarının cansız bedenlerini bölüyorsun...
Sen, ekranlarda Mısır’da hayatını kaybeden Esmâ için ağlıyorsun, sen meydanlarda “mührünüzü AKP’ye basın, Esmâ’nın ruhu şâd olsun” diyor ve seçim meydanlarında “Esmâ pazarlaması” yapıyorsun ama “şehit yavrumuz” dediğin Burak için bir damla bile gözyaşı dökemiyorsun...
Sen, seni ve bakanların ve bakan çocuklarının hakkında ayyûka çıkmış yolsuzluk iddiaları için, ses kayıtları için, “montaj” diyorsun, “kumpas” diyorsun, ama kendi emrindeki TİB kayıtlarını ortaya dökmüyor, kendini savunamıyorsun, “montaj” dediğin konuşmaların nereden monte edildiğini izah edemiyorsun....
Sen darbe yapmakla, kumpas kurmakla, hainlikle, ajanlıkla suçladıklarından bir tek kişi hakkında dâvâ açmazken, açamazken, bir tek suç duyurusunda bulunmazken, bulunamazken, savcıları, polisleri oradan oraya sürüyorsun... Oğlun bile, “Bunları görevden almakla olmaz, operasyon yapmak gerekir” diyor yayınlanan kasetlerde, ama sen “iftirâ” dediğin suçlamalarla ilgili hukuk yolunu değil, yargı yolunu değil, adâlet yolunu değil, miting meydanlarında seni suçlayanları, kalabalıklarına “ihbar” ve kalabalıklarını “tahrik” yolunu seçiyorsun...
Sen bu ülkede gençliği bölüyorsun, sen bu ülkede ölen/öldürülen vatandaşlarının cansız bedenlerini bölüyorsun, sen bu ülkede adâleti, yargıyı, hukuku bölüyorsun, sen bu ülkede vicdanları, sen bu ülkede merhameti, sen bu ülkede insafı, sen bu ülkede ahlâkı bölüyorsun...
Sen, Oslo’da tâlimatını verdiğini söylediğin pazarlıklarla ülkeyi bölüyorsun...
Seninle aynı dili kullanan bir tek kişi kaldı bu ülkede, İmralı’da yatan “bebek katili” Abdullah Öcalan...
Farkında mısın?

Yazarın Diğer Yazıları