Şemdinli'de operasyon neden uzun sürdü?
Semdinli’de PKK’nın ilçeyi basmak için hazırlamış olduğu terör saldırısı güvenlik güçlerinin istihbarat alması ve geliştirdikleri önlemler neticesinde engellendi. Ancak bu sırada PKK, güvenlik güçlerine karşı “cephe savaşı” benzeri bir çatışma süreci geliştirdi. K. Irak’tan Şemdinli’yi basmak için gelen PKK’lılar, güvenlik güçlerinin saldırması üzerine K. Irak’taki güvenli kamplarına geri çekilmeden, Şemdinli kırsalında kalarak güvenlik güçlerine direndiler.
Bu direniş ile hem Türk ve dünya kamuoyuna “Ankara, Suriye’de PKK-PYD’nin hakim olduğu alana baskı yapmak istiyor ancak Türkiye, içinde duruma hakim değil” mesajı vermek istediler hem de yıllardan bu yana önce ikili iktidar oluşturup sonra kurtarılmış bölge yapmayı hedefledikleri Hakkari’de sosyal ve siyasal otoriteyi ele geçirmek doğrultusunda önemli mesafe kaydettikten sonra askeri alanda da “ikili iktidarı” oluşturmak doğrultusunda önemli bir mesafe kaydettiğini göstermeyi hedefledi.
Öte yandan PKK’nın Şemdinli kırsalında, neden 20 gün kadar uzun süre direnebildiği, ayrı bir tartışma konusu oldu. Bu nedenlerden birisi güvenlik güçlerinin PKK ile çatışmalarda artık risk almadıkları gerçeği idi. Bu başlığın altı çok uzun doldurulabilir.
İkinci nedenin ne olduğu 13 Haziran 2012’de Hürriyet gazetesinde Şükrü Küçükşahin’in yazmış olduğu “MİT soruşturması tezgahsa vay ki vay” başlıklı makaleden anlaşılıyor. Küçükşahin şöyle diyor: “Bu arada Şemdinli operasyonu niye uzun sürdü onu da açıklayalım. Süreci tamamen sivil kadrolar yönetti. Komutanların ifadesi ile vali “git” dedi, asker gitti. Vali, “kal” dedi asker kaldı. Vali de süreci siyasi otoritenin ” Öncelik hava harekatı. Yavaş da olsa, emin ilerleyin. Uzun sürse de kayıp az olsun “talimatına göre yönetti. Çünkü PKK, çok geniş bir alana mayınlar döşemiş, tuzaklar kurmuştu. Yani uzun operasyon, siyasi bir karardı ve siyaset sonuçtan memnun kaldı.”
Bu noktada operasyonu yöneten valinin kim olduğu önemlidir. Askeri birlikleri yöneten bir valinin düşük yoğunluklu çatışma ve temel askeri strateji/taktik konusundaki bilgileri nelerdir? Hakkari Valisi Orhan Alimoğlu ile ilgili internetteki temel mesleki bilgiler şöyledir: Orhan Alimoğlu, 1977 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Mezuniyetine müteakip Mülkiye İdare Amirliği mesleğine intikal ederek, 1980 yılında Göynük Kaymakamlığına atandı. Daha sonra sırası ile Susuz, Avanos, Geyve, Elbistan ve Körfez Kaymakamı olarak görev yaptı. Trabzon Vali Yardımcılığından sonra Sakarya Vali Yardımcısı iken Temmuz 2005 yılında Sakarya il Özel İdare Genel Sekreterliğine, 22 Aralık 2008 tarihinden itibaren Aksaray Valiliğine atandı. Alimoğlu, Aksaray Valiliğinden Hakkari Valiliğine ise Mayıs 2012’de atandı. Görüldüğü gibi 32 yıllık mülki deneyiminde Alimoğlu’nın Güneydoğu Anadolu deneyimi olmadığı görülüyor.
Terör konusunda ne kaymakam ne de vali iken hiçbir deneyimi olmayan bir valiyi Türkiye’de terörün en üst noktaya tırmandığı ile vali olarak atamak akıldışı olduğu gibi, o mülki idareciye karşı da yapılmış bir eylemdir. “PKK Terörü Neden Bitmedi Nasıl Biter?” kitabımda terörle mücadelede deneyimli mülki idarecilerin görev yapmasının çok önemli olduğundan bahisle özellikle valilerin sahip olması gereken özellikler konusunda şu tespitlerde bulunmuştum: Daha önce bölgede kaymakamlık veya valilik yapmayan bir bürokrat, bu bölgede görevlendirilmemelidir. Bu bölgede görev yapacak valiler, genç, dinamik ve deneyimli kişiler arasından seçilmelidir. Valiler ve kaymakamlar başta olmak üzere bölgeye atanan bütün memurlar, bölgeye gitmeden önce kapsamlı bir özel eğitimden geçmelidir. Bu çerçevede bölge tarihi, il tarihi, ilçe tarihi, PKK ve öncesindeki bölücü eylemler ve potansiyel, bölücülük ve PKK ile mücadelenin tarihi ve psikolojik harekat konusunda uzmanlaşmalıdır. Derslerin verilmesinde Düşük Yoğunluklu Çatışma Enstitüsü’nün görevlendirilmesi çok faydalı olacaktır.
Eğer Hakkari’ye hiç Güneydoğu Anadolu deneyimi olmayan, terör ile mücadele konusunda yetişmemiş bir vali yollanıyor ve askeri birlikleri de onun emrine veriyor ise AKP Hükümetinin ne yapmak istediğini anlamak daha zor olacaktır.