Şemdinli'de ne oluyor?
Türkiye gözlerini 5 günden beri Halep’te Esad güçleri ile isyancılara dikmiş bakarken, Şemdinli kırsalında PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar 8 günden bu yana devam ediyor. Çatışmaların arka yüzünde PKK’nın Şemdinli ilçe merkezini ele geçirmek üzere hazırladığı kapsamlı bir saldırı planı var. Bu saldırının 15 Ağustos’da yapılması ve PKK’nın kuruluşunun gündeme taşınmasının hedeflendiği de ifade ediliyor.
Ancak PKK’nın Şemdinli’deki amacının politik propaganda açısından daha büyük olduğu anlaşılıyor. PKK’nın amacı 1992’de Şırnak’ta denediği gibi Şemdinli ilçe merkezini ele geçirip daha sonra güvenlik güçlerini ilçeyi bombalamaya ya da sokak sokak PKK ile çatışarak temizlemeye zorlarken, olayı dünyanın gözleri Suriye’nin üzerinde iken büyük bir propaganda başarısı yakalamaktır. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyi üzerinde zaten sorgulanan etkisi tamamen ortadan kalkmış olacağı gibi, “Arap Baharı” Kürt Baharı olarak Türkiye sınırlarının içine girmiş olacaktı.
PKK’nın bu planının öğrenilmesi sonrasında güvenlik güçleri hazırlık içinde olan PKK’lı unsurlara karşı operasyon başlatıyorlar. 2000 askerin katıldığı operasyonlar üzerine PKK’lıların normal şartlarda yapmaları beklenen, Kuzey Irak’a geri çekilmesi. Ancak PKK’lı teröristler Kuzey Irak’a çekilmek yerine bölgede kalarak TSK birliklerine karşı hareketlere/saldırılara başlıyorlar.
PKK’nın halen Şemdinli kırsalında yapmış olduğu eylemler “gerilla savaşının” mantığına aykırı. Çünkü gerilla savaşı tekniğinin temeli, güçlü düşman karşısında“vurup-kaçmak” ilkesine dayanıyor. Oysa PKK’nın yaptığı, askeri ifade ile “cephe savaşı” benzeri bir çatışma türü. PKK bu tür çatışmayı iki kez gerçekleştirdi. 1992 Ağustosunda Kuzey Irak’ta ilerleyen bir Türk komando birliğine karşı, vadide tıkama gerçekleştiren PKK’lı teröristler, cephe savaşı yaptılar. Türk komando birliği bunun üzerine geri çekildi. Bundan cesaret alan A. Öcalan Ekim-Kasım 1992’de Kuzey Irak’a giren Türk birliklerine karşı PKK’lılara cephe savaşı sürdürme emri verdi.
Türk birlikleri cephe savaşı veren PKK’lıları zırhlı birliklerin ve hava kuvvetlerinin desteği ile kısa sürede etkisiz hale getirdi. PKK büyük kayıplar verdi ve sınır bölgesini boşaltarak Irak içlerine çekilmek zorunda kaldı. Öcalan, bu mağlubiyetin cezasını yerel PKK liderlerine, özellikle Nizamettin Taş’a kesti.
Türkiye içinde ise PKK’nın Şemdinli’de bir haftadan beri süren çatışmalar benzeri bir tür cephe savaşı/çatışması 1992 Şırnak dahil, 1990’lı yıllarda bile gerçekleşmedi. Şemdinli çatışmaları terör ile mücadelenin gelmiş olduğu zaaf noktasını göstermesi açısından çok çarpıcıdır. Tabii artık PKK, Şemdinli’de ne yaparsa yapsın askeri açıdan bunun bir değeri yok. PKK da bunu biliyor. PKK açısından önemli olan Şemdinli baskınının boşa çıkmasından sonra Şemdinli kırsalında TSK karşısından kaçmayarak çatışma gücü sergileyip hem kendi tabanına moral aşılamak hem de şimdi Orta Doğu bölgesini Suriye eksenli olarak izleyen bütün güçlere “Ben buradayım.Varım ve TSK ile geri çekilmeden çarpışıyorum” duygusunu vermek.
Senelerden bu yana PKK terörünü ve güvenlik güçlerinin PKK’ya karşı gerçekleştirdikleri operasyonları değerlendiren bir akademisyen olarak doğrusu Şemdinli’de süren çatışmanın bu kadar uzaması beni şaşırttı. Savaş uçakları ve savaş helikopterleri tarafından desteklenen komando birliklerinin normal şartlarda işi bu kadar uzatmaması lazımdı. Yerel şartları ve gelişmeleri bilmeden bu tür durumlarda yargılar vermek yanıltıcı olabilir. Ancak yine de bu kadar uzamazdı bu iş, ne oldu diye düşünmeden edemiyorum.