Şemdinli ve Beytülşebap üzerinden PKK stratejisinin analizi
PKK önce Şemdinli sonra Beytülşebap’ta 1992 Ağustos Şırnak baskınını hatırlatır şekilde yerleşim merkezlerini ele geçirme stratejisi izliyor. Önümüzdeki günlerde PKK’nın benzer girişimleri Çukurca ve Yüksekova’da gerçekleştirmesi büyük bir ihtimaldir. Özellikle Yüksekova PKK’nın yeni stratejisinde önemli bir aşamayı oluşturabilir.
PKK terör örgütü maoist gerilla savaşı stratejisini zihnine işlemiş ve coğrafya merkezli hareket eden bir terör örgütüdür. 1984’de örgüt terörizm sürecini başlatırken amacı Türkiye Cumhuriyetinin en zayıf olduğu ve coğrafyanın gerilla savaşı için en uygun alan olduğu Botan adını verdiği alanda terörizmi başlatmıştır. Botan, Şemdinli, Çukurca, Uludere, Şırnak, Eruh, Pervari ve Çatak ilçelerinin içinde kalan 15.000 km2’lik alandır. Bir üçgene benzer. 15 Ağustos 1984’de PKK bu üçgenin uç noktaları olan Eruh, Şemdinli ve Çatak’a saldırma kararı almış, Çatak’a saldıracak grup saldırıyı başaramamıştır.
Terör örgütü, 1988 ve 89 yıllarının hedefini “Botan’ın Fethi” olarak göstermiştir. 1991-92’de ise “Botan-Bahdinan Savaş Hükümeti” planını uygulamak istemiştir. Bahdinan bölgesi ise Kuzey Irak’ta Metina-Zap-Avaşin-Hakurk bölgelerinden oluşur. Bu plan ile amaç, PKK’nın Saddam’ın ordusundan ele geçirdiği silahlar ile sınır karakollarını basarak, bu karakolları boşaltmaya zorlanmaktır. Aynı süreçte, TSK yerleşim bölgelerine çekilirken PKK kent merkezlerine saldıracaktır. Bu saldırılara kentlerdeki PKK milislerinin desteği ile saldırılar fiili ayaklanmaya dönüştürülecek ve kentler kısa süreli olsa da feth edilecektir. Bu süreçte Türkiye-Irak sınırını anlamsızlaştırmak, fiilen Botan ile Bahdinan’ı birleşecektir. PKK’nın “askeri” ve “siyasi” organları, Botan’a yerleşeceklerdir.
PKK 2012 yazından itibaren Ortadoğu’daki yeni saflaşmanın ve Suriye iç savaşının kendisine sağladığı imkanlar ile “Botan-Bahdinan Savaş Hükümeti” planına “KCK’nın ve demokratik özerkliğin gerçekleştirilmesi” adı altında tekrar uygulamaya koymuştur. Önce Şemdinli sonra Botan’ın merkezi olan Beytülşebap’da saldırı gerçekleşmesi tesadüf değildir. PKK’nın kent merkezlerine saldırılarının amacı, kendi tabanını isyan koşulları için psikolojik olarak hazırlamak, devlet yanlısı halkı devletin ve ordunun güçsüz ve etkisiz olduğu konusunda ikna etmektir. Aynı zamanda dünya Türkiye’de bir Kürt baharı koşullarının oluştuğunu göstermekte büyük önem taşımaktadır. PKK bu amaçla gerilla savaş tekniği açısından anlamlı görülmeyen “cephe savaşı” gibi bir tekniği uygulamakta ve en azından PKK için bu aşamada çok önemli olmayan “alan hakimiyeti” kurdumun propagandasını yapmaktadır. PKK bu süreç devam ederken, bir yandan da kent merkezlerinde gerçekleştireceği silahlı ayaklanmanın temellerini hazırlamaktadır. Örgütün bazı merkezlerde taraftarlarına silah ve cephane aktardığı ifade edilmektedir.
PKK’nın amacı ayaklanma ile Türk Ordusunu “meskun mahal” çatışmasına zorlamaktır. Böyle bir çatışma PKK açısından askeri anlamda bir değer taşımasa da politik ve propaganda anlamında büyük değer ifade etmektedir. Özellikle Yüksekova ve Çukurca’nın PKK’nın önümüzdeki süreçte hedefinde olduğuna dair güçlü bilgiler gelmektedir. Tabii ki bu PKK’nın bilinçli yönlendirme çalışması da olabilir.
PKK’nın bu planını bozmanın tek yolu vardır. Birincisi “Bahdinan” bölgesindeki PKK kamplarını basmak ve işgal etmek. Çünkü “Botan” da Bahdinan olmadan değil silahlı çatışma yaprak bile kıpırdamaz. TSK, bu kamplara girer ve işgal edip kalabilir mi? Geçmişte bunu yüzlerce kez yaptılar. Ancak girmek ve kalmak sınırötesi harekat olduğu için hükümetin siyasi iradesine bağlı. “Botan”da alınacak önlem ise TSK’nın alan hakimiyeti sağlaması ve komando birliklerinin de alan hakimiyeti sağlanan ve PKK’nın hareket imkanı ortadan kaldırılan arazilerde gerçekleştireceği askeri operasyonlar ile PKK’yı bulması ve imha etmesidir.
Hüseyin Yayman Hürriyet’te yazdığı yazıda Beytülşebap saldırısının önceden bilindiğini, “tedbir alıp beklemeye başladıklarını” yazıyor. Sonra PKK yağmurlu havada saldırmış, IHA’lar ve helikopterler destek verememiş. Oysa, terörle mücadele Yayman’ın da ifade ettiği gibi beklemek ile değil, saldırarak yapılır. Komando birlikleri savunma yapmaz. Ancak Hükümet alan hakimiyetinden vazgeçmiş, birlikler kışlalarına çekilmiştir. Üstelik Beytülşebap’ta Jirki aşiretinde olduğu gibi devlet yanlısı aşiretler küstürülmüştür. Kötü gidiyoruz.