Şeker fabrikalarından sonra sıra Kıbrıs'ta mı?..
Türkiye, 24 Haziran baskın seçimlerine giderken Kıbrıs'ta akıl ve mantık dışı işler oluyor. Hem de neredeyse Annan Planı'na rahmet okutacak cinsten işler!.. Gazeteniz YENİÇAĞ dışındaki medya organları yeniden "yes be annem" moduna döndü. Siyaset kurumu ise kendi telaşında!..
Ege, Yunan gölüne döndü. Baskın seçimin gündeme girmesiyle Suriye'de ne dolaplar çevrildiğinden kamuoyu habersiz. Mehmetçiğin kanı ve canı pahasına gerçekleşen Zeytin Dalı harekatından sonra Afrin'den kulağımıza pek hoş şeyler gelmiyor!.. Fırat'ın doğusu batısı bıçakla kesilmiş gibi gündemimizden çıkarılıverdi. Kıbrıs'ta olup bitenleri Suriye'den bağımsız düşünemeyiz. Hasan almaz, basan alır mantığıyla Türkiye, 24 Haziran seçimlerine giderken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kanımızı donduran bir teklifte bulundu. Akıncı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis'e çağrıda bulunarak "Guterres Belgesi"nin kabul edilmesini istedi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in hazırladığı belgeye göre, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi ve yerine çok uluslu BM gücünün konuşlandırılması öngörülüyor. Türkiye'nin Kıbrıs garantörlüğü kaldırılıyor. Guterres Planı, 2004 Annan Planı'ndan çok daha ağır tavizler içeriyor. AKP iktidarı, 2004 Annan Planı ile Kuzey Kıbrıs topraklarının dörtte birini Rumlara vermeyi taahhüt etmişti.
AKP iktidarı Annan Planı'nı kabul ederek, Rumlara, Erenköy, Günebakan, Yeşilırmak, Ömerli, Güzelyurt, Kırklar, Gaziler, Akıncılar, Paşaköy, Akdoğan, Türkmenköy, Korkuteli, Düzce, Güvercinlik ve ara bölgeyi bırakmıştı.
Akıncı'nın önerdiği 2017 Guterres Planı ile Annan Planı'ndan daha ağır toprak tavizleri veriliyor. Annan Planı'nda verilenlere ilave olarak Dipkarpaz, Açık Maraş ve Kapalı Maraş bölgeleri de Rumlara teslim ediliyor. Kuzey Kıbrıs topraklarının yarısı kadar toprak Rumlara teslim ediliyor. Kıbrıs'ta yaşayan Türklerin yaşam alanı daraltılıyor. Türk milletinin vergileri ile inşa edilen Geçitköy Barajı da Rumlara veriliyor.
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, yeni şer planında gözlerden kaçan bir hinliğe de "Türkiye'den gönderilen su, önce Rumlara daha sonra da İsrail'e gönderilecek" diyerek dikkat çekti. Yalım, "Kıbrıs'taki Türk askerinin sayısı 650'ye indirilecek. Türkiye'nin garantörlük hakkı sona erecek. Mustafa Akıncı'nın akıl hocasının Tayyip Erdoğan olduğu açıkça görülüyor. Çünkü aynı önerileri geçen yıl Tayyip Erdoğan yapmıştı. Akıncı, papağan gibi Erdoğan'ın söylediklerini tekrar ediyor" dedi.
Ümit Yalım, Mustafa Akıncı'nın, Güney Kıbrıs'taki Rum millî muhafız ordusu ve EOKA terör örgütünü görmezden geldiğine işaret ederek şunları söyledi;
"Akıncı, Guterres Planı'nı savunurken 'barışçı çıkış yollarını el birliği ile bulmamız lazım ki bir daha bu ada kana bulanmasın' diyor. Kuzey Kıbrıs'taki Türk askerinin sayısının 650'ye düşürülmesini öneren Akıncı, Güney Kıbrıs'taki Rum Millî Muhafız Ordusu'nu görmezden geliyor. Mevcut askerlere ilave olarak Rum Millî Muhafız Ordusu'na 2016'da 3 bin, 2017'de 4 bin olmak üzere toplam 7 bin sözleşmeli asker alındı. Akıncı, Rum tarafının askeri varlığını sürekli olarak artırmasını eleştiri konusu bile yapmıyor.
Güney Kıbrıs'ta, yapılan EOKA Terör Örgütü'nü anma törenlerine GKRY Lideri Anastasiadis de katılıyor. Törenlerde EOKA terör örgütünün bayrakları dalgalanıyor ve örgüt mensupları EOKA şapkasıyla boy gösteriyor. Akıncı, Güney Kıbrıs'ta halâ çalışmalarına devam eden EOKA terör örgütünü de görmezden geliyor.
Akıncı, EOKA terör örgütünün Türk soydaşlarımıza karşı yaptığı katliamları ne çabuk unuttu. Asker sayısını 650'ye indirerek Türk soydaşlarımızı yine EOKA terör örgütünün eline mi teslim edecek?
Akıncı'ya bir kez daha hatırlatalım. Eğer Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm isteniyorsa Kıbrıs Adil Yerleşim Planı uygulanmalıdır. Çünkü toprak isteme hakkı, savaşı kazanan tarafa aittir. Şehit kanlarıyla sulanmış Kıbrıs topraklarını ve ecdat yadigârı Osmanlı vakıf arazilerini Rum tarafına vermeye kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir!.."