Sefalet, bağnazlık, vahşet!..
Siyah maske takmış bir kişi, elindeki kılıçla bir kütüğe başı yaslanan yaşlı adamın arkasında duruyordu...
Celladın yakınında silahlı şahıslar, çevrede ise olayı izleyen çok sayıda insan vardı...
Cellat elindeki kılıcı aniden kurbanın boynuna indirdi ve ortalık kan gölüne döndü...
Şiddeti şova dönüştüren film sahnelerinden biri değildi bu... Tam aksine kurban, Sina Yarımadası'ndaki Sufiler için sembolik bir isim olan ve Ariş kentindeki evinden kaçırılan Ebu Haraz adında, 100 yaşındaki din adamıydı...
IŞİD'ın infaz görüntülerini yayımladığı yaşlı adam büyü yapmakla suçlanmış ve o da örgütün katlettiği onlarca din adamı gibi, sözde şeriatı savunan teröristlerin kurbanı olmuştu...
Kasım 2016'da gerçekleşen bu vahşetin üzerinden 4 yıl geçti ama IŞİD ve türevleri durmuyor... Onlardan biri de "Eş- Şebab..."
"İslami Mahkemeler Birliği" adlı yapılanma Etiyopya devletinin operasyonlarıyla dağıtılınca, ortaya çıkmıştı Eş-Şebab...
Selefi-Vehhabi çizgisinde terör ettirirken, sözde "İslam'ın düşmanlarına karşı cihat" ilan etmişti bu örgüt!..
Eş- Şebab, 2006'da örgütlendiğinde faaliyet alanı olarak Güney Sudan'ı da seçmişti.
Ve örgüt günümüzde Federal Geçiş Hükûmeti (FGH) ile Afrika Birliği Somali Görevi'ne karşı savaşmaya devam ediyor...
Açlık ve sefaletle savaşan Somali'de dinci terörün bir hedefi de bölgeye gelen uluslararası yardım kuruluşlarının çalışanları...
Örgüt şu ana kadar onlarca yardım kuruluşu çalışanını kaçırarak katletti...
Bu şiddet sarmalı öylesine büyüdi ki, yardım kuruluşları bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Yani, milyonlarca insanın ekmeğe - suya muhtaç olduğu Somali iyice yokluğun sefaletine terkedildi...
Dinci örgüt yalnızca muhaliflere ve yardım kuruluşlarına değil,
başka sivil hedeflere yönelik saldırılarla da korku saçmaya devam ediyor...
El- Şebab Türkiye'ye düşman...
Şubat 2012'de yayımlanan bir video mesajıyla El-Kaide'ye bağlandığını ilan eden Eş- Şebab örgütü, "terörün şemsiyesi" olarak nitelendirilen Usame bin Ladin'e sığınınca daha da acımasız olmuştu...
Örneğin; dört örgüt üyesi 21 Eylül 2013'te, Nairobi'deki bir alışveriş merkezine düzenlediği saldırıda 67 kişiyi öldürmüştü...
2 Nisan 2015'te, yine 4 örgüt üyesinin, Kenya'nın Garissa şehrindeki Garissa Üniversitesi'ne düzenlediği saldırıda 148 kişi katledilmişti...
Eş- Şebab, 30 Aralık 2018'de en kanlı saldırılarından birini yapmıştı...
Örgütün, başkent Mogadişu'da düzenlediği bombalı araçlı saldırıda 2 Türk vatandaşı dahil en az 80 kişi ölmüş, 100'den fazla insan yaralanmıştı... Saldırının düzenlendiği bölgede yol yapım çalışmasına katılan Türk mühendis grubu vardı...
Örgüt, Somali'ye büyük oranda insani yardım yaptığı ve Mogadişu'daki askeri üste Somali ordusuna eğitim verdiği için asıl hedefin Türkiye olduğunu duyurmuştu...
Müslümanı vuran dehşet!..
2014'e kadar Muhtar ebu Zübeyr tarafından yönetilen ve o tarihten bu yana da yeni lideri Ahmet Ömer denetiminde dehşet saçmaya devam eden örgüt Yemen, Somali ve çevresinde 9 ile 14 bin arasında milatana sahip olmasına rağmen, şeriat kurallarını uyguladığı Güney Somali'nin önemli bir bölümünü denetimi altında tutuyor...
Asıl adı "Hareket eş-Şebab el-Mücahidin" yani (Mücahit Gençlik) olan örgüt, Somali ordusu ve ABD'nin düzenlediği operasyonlarda 6 üst düzey ismi öldürülünce, önemli bir yöneticisi de iç hesaplaşmada infaz edilince büyük darbe aldı...
Somali Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Ajansı (NISA), infaz edilen örgüt üyesinin Eş-Şebab'ın Mogadişu'daki suikastlarından sorumlu "Muaviye" kod adli Musa Moalim olduğunu açıklamıştı...
Son olarak 22 Ağustos 2020'de, Somali'nin başkenti Mogadişu'da bir otele düzenlenen bombalı ve silahlı saldırıda en az 16 kişiyi öldüren örgüt ne yazık ki durdurulamıyor...
Çünkü onlarce devlet tarafından "terörist örgüt" olarak ilan edilen Eş- Şebab, bağnazlık ve cehaletin girdabında bildiğini okumaya devam ediyor...
Peki, Eş- Şebab'a niçin mi dikkat çektik?
Kuran okuyanlara kurşun!..
Bu köşede daha önce vurguladığımız gibi; El Kaide ve daha sonra yine Selefi-Vehhabi çizgisinde palazlanan IŞİD de "İslam düşmanlarına karşı cihad" ilan ettiğini öne sürerken, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerde niçin sadece Müslümanları hedef aldığı sorusu yanıt bulamıyor...
Üstelik Eş- Şebab örgütü de tıpkı köklerinden beslendiği El Kaide ve IŞİD gibi Somali, Yemen ve çevresinde sadece sıradan Müslümanları değil, din adamlarını da hedef almaya devam ediyor...
Son bir hafta içerisinde örgütün düzenlediği iki saldırıda medrese hocaları ile din alimlerinin hedef alınması, Selefi çizgisindeki örgütlerin asıl hedeflerinin ne olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirdi...
15 Eylül'de, ülkenin Güney Batı eyaletindeki Huddur ilçesi kırsalında hatim duası için toplanan medrese hocalarını hedef alan mayınlı saldırıda 6 kişi yaşamını yitirdi...
Dehşet verici bir saldırı da önceki gün yaşandı...
Somali'nin güneyinde 5 din adamı Kur'an-ı Kerim okudukları sırada silahlı bir kişinin saldırısına uğrayarak yaşamlarını yitirdi...
İki saldırının yaşandığı bölgeye giden yolların Eş- Şebab'ın kontrolünde olması, örgütü hedef noktasına oturttu...
Evet; defalarca vurguladığımız gibi, İslam coğrafyası dehşet verici bir talihsizliğin ortasında, inançlı insanları birbirine düşüren emperyalist bir tezgahın karambolünde tükenmeye devam ediyor...
Amerika'nın, Avrupa'nın ve Rusya'nın Mars'ta yaşam alanları bulmaya çalıştığı bir yüzyılda, din savaşlarının cenderesine sıkışan Müslüman ülkelerin bu dehşet verici kavgaya daha ne kadar tahammül edeceği sorusu ise ne yazık ki yanıt bulamıyor!..