“Seçimin galibi PKK”

İstanbul Barosu Genel Sekreteri Avukat Hüseyin Özbek, “10 Ağustos’u beklemeye gerek yok” diyerek yaptığı analizde “Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi PKK’dır” diyor;
“(...) Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasıyla ilgili olarak yazılı ve görsel medyada yapılacak kısa bir gezinti kurgulanan tezgahın anlaşılmasına yetecektir. Kamuoyu algısının nasıl oluşturulduğu, bilinçlerin nasıl darmadağın edildiği, bayrak yakma eylemlerinin odağındaki siyasal Kürtçülüğün nasıl bayrak dostu olarak pazarlandığı apaçık görülecektir. Televizyon programlarında ve köşe yazılarında Demirtaş, güven verici, ılımlı kişiliği, kimseyi dışlamayan kucaklayıcı tavrı nedeniyle övülmektedir. Etnik ve mezhepsel farklılıkların, kültürel çeşitliliğin, alt kimliklerin, itelenenlerin, ötelenenlerin, emeğin adayı olarak parlatılmaktadır.
Kimi sendikal oluşumlar, kimi marjinal siyasi gruplar, bazı Alevi dernekleri Demirtaş’ı desteklediklerini ilan etmektedirler. Emek safından tekelci sermayenin dolma kalemliğine hızlı geçiş yapan kimileri de sol söylemli sis bombalarıyla kafaları karıştırmaktadırlar. Etnik virüs bulaştırılarak ideolojisine, varlık nedenine yabancılaştırılan kimi sol oluşumlar da Demirtaş tribününde yerlerini almış durumdadırlar.
Sıfır maliyetli, getirisi yüksek seçim kampanyasıyla Demirtaş üzerinden bölücü terör örgütü meşrulaştırılarak siyasal yaşamımızın vazgeçilmez bir unsuruna dönüştürülmektedir. Yakın zamana kadar PKK için hain, bölücü, bebek katili, kan içici sıfatlarını kullanan Türkiyeli medya, etnik bölücülüğün siyasi temsilcisini Cumhurbaşkanlığı makamına en uygun aday olarak alkışlamaktadır.
Seçim kampanyasını PKK’nın meşrulaştırılması üzerine kuranlar, 11 Ağustos’ta devletle masaya eşit muhatap olarak oturtacakları etnik bölücülüğün elini güçlendirecek bir süreci başlattıklarının bilincindedirler.
Bölücü terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kodlarına, ulus devlet ve üniter yapısına, Türk milletinin varlığına, siyasi sınırlarına, al yıldızlı bayrağına itirazı halen devam etmektedir. Emperyalizmin, Fırat’sız, Dicle’siz, GAP’sız bir Türkiye projesinin sahadaki tetikçiliğini kesintisiz sürdürmektedir.
Mütareke döneminin İngiliz imalatı Kürdistan Teali Cemiyeti’nin günümüzdeki uzantısının devletin birliğinin simgeleştiği makamı talep eder hale gelmesi kampanyanın yol açtığı toplumsal narkozun etkisini göstermektedir.
Bölücü terör, tarihin altın tepsi içinde sunduğu fırsatı meşrulaşma ve siyasallaşma yolunda sonuna kadar kullanacaktır. Seçilmesi durumunda Cumhurbaşkanlığı yeminini asla etmeyecek olan bir kimliğin Atatürk’ün koltuğuna talip olması gelinen noktanın hazin fotoğrafı olarak gelecek kuşaklar tarafından ibretle hatırlanacaktır.”


Bayramlaşma...
Bayram “sizden gelenler” gününe denk gelince, bayram mesajları da sizden gelsin dedim.
Biz yarın uzun uzun bayramlaşırız da, dertleşiriz de bakalım Yeniçağ okurları neler paylaşmış mesajlarında:
Adana’dan İbrahim Batcık, “Bu güzel günde Yüce Rabbim Musul’da, Kerkük’te, Tuzhurmatu’da zulüm gören kardeşlerimize yardım etsin inşallah, bizlere onlarla kucaklaşıp kutlayacağımız nice bayramlar nasip etsin inşallah. Bu aziz mübarek günlerde dualarımızı kardeşlerimizden esirgemeyelim” diyor.
Afrika’dan selamla, hasretle yazmış M. Emin Dindar:
“Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ” Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, necât (cehennemden kurtuluş) “buyurduğu bir Ramazan ayını daha tamamladık. Fakat Müslüman coğrafya, yüzyıllardır batının hedef tahtası ve şiddetin dozu,dahili ve harici cephelerden gelen saldırılarla her geçen gün artarak devam ediyor. Miladi 7.asrın başında insanlığın kurtarıcı olarak gönderilen kutsal dinimiz bugün propaganda merkezleri tarafından terörle ilişkilendiriliyor. Dün İslam’ın dünyaya yayılmasında en büyük görevi layıkıyla yapan Yüce Türk milletti olarak bugün meydanı eşbaşkanlara, din tüccarlarına ve bölücü mihraklara bırakmak gibi bir lüksümüz yok. Görevimiz kutsal, yolumuz uzun ve çetin. Bu vesileyle Mübarek Ramazan bayramının,yaşamakta olduğumuz netameli günlerde vatanımıza,milletimize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini, Yüce Yaradan’dan niyaz ederim.”
Halil Akyol, “Bayramlarım bayram gibi yaşanacağı nice bayramlar” dilemiş.
Recep Karabay, hazır ve huzur temennisini bildirirken bir de uyarı eklemiş:
“Günümüzde bayramı zehir eden en önemli şey de yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği trafik kazaları. Bayram gibi bir bayram yaşamak için kurallara uymalı ve mümkünse ziyarette önceliğimiz ailemiz olmalıdır.”
Bu bayrama da “hak” larına kavuşamadan buruk girenlerin dilekleriyle bitirelim:
Fen ve Teknoloji Öğretmenleri, Tarih Öğretmenleri, Sosyal Bilimler öğretmenleri “acil atama” beklemeye devam ediyor. Tek istedikleri emeklerinin karşılığını almak, mesleklerine başlayabilmek olan bu gençlerin daha fazla mağdur edilmemesi ümidiyle...

Yazarın Diğer Yazıları