Seçim yasasından önce son çıkış

En hatırı sayılır muhalefetleriydi.

Türk-Eğitim Sen''in "AK Partili Milli Eğitim Bakanlığı''nın Andımızın okutulması uygulamasını kaldıran yönetmelik hükmü"nün iptali için açtığı davada, Danıştay 8. Dairesi''nin verdiği kararı özülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp atılması, milli vicdana tercüman olunması" olarak tanımlayıp, "Takdir ve tasvip ettiklerini" ilan etmelerinden çok kısa bir süre sonra, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu''nun tam aksi yönde tavır alıp kararı bozmasına, "Sorumsuzca, şuursuzca, haktan ve hukuktan mahrum bir şekilde, adeta yangına körükle gider gibi" diye isyan ettiler.

"Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu''nun Türk''üm demekten rahatsızlığı hüsran verici bir çarpıklıktır" dediler.

"Danıştay skandal bir karara imza atmış, milli gerçeklerle çatışmıştır" dediler.

"Ülkemizi yeni bir karmaşanın içine çekmeye, anlaşmazlıkları körüklemeye, kutuplaşmayı tahrik etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur" dediler.

"Öğrenci Andımızın okullarda okutulmasına engel çıkarmak, hukuken set çekmek haysiyetli ve demokratik bir tavır olamayacaktır" dediler.

Kararı "Pimi çekilmiş bir bomba"ya benzettiler.

Danıştay''ı "Bu yanlıştan dönmeye" davet ettiler.

Döndü mü?

Hayır.

Ne oldu?

Hiç.

***

En keskin muhalefeti yapmaları beklendi;

Tekrarlanacak İstanbul seçimlerinin arifesinde, İmralı''daki cani terör örgütü başı Abdullah Öcalan''ın HDP seçmeninin oylarını AK Parti''ye yönlendirmek üzere yazdığı mektubunun TRT okutulması üzerine, "Öcalan''ın mektubundan medet uman namerttir" dediler.

Ne oldu?

"Öcalan''ın mektubundan medet uman"larla girdiler seçime!

***

Muhalefet filan değil düpedüz gemileri yakma, köprüleri atma hamlesiydi;

Cumhurbaşkanı, TBMM''ye sundukları "ceza indirimi" yasa teklifleri için, "Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz" deyince, "Bizim cezaevlerini boşaltmak için böylesi bir teklifi yaptığımızı dile getirenler ya ne dediğimizi anlamıyorlar ya da safa yatıp havayı bulandırmak, keçeyi suya atmakla oyalanıyorlar" dediler ve Sedat Peker''in yer, zaman, isim vererek gündeme getirdiği iddialardan sonra "manidarlığı" çok daha yerli yerine oturan şu çıkışı yaptılar iktidara:

- …uyuşturucu baronlarını konuşan yoktur. Uyuşturucu ticareti yapan, bu işten servet kazanan, doğu batı uyuşturucu trafiğini yönlendiren şerefsizlerin, hatırlı ve arkası olan insanlık müsveddelerinin üstüne giden hiç yoktur… Hadi baronların yakasından tutalım. Hadi siyasetten iş dünyasına kadar yer tutmuş uyuşturucu tacirlerini analarından doğduklarına pişman edelim. Bu konuda sorumluluk almayan, zehir tacirlerine dünyayı dar etmek için her teşebbüse destek vermeyen bin defa namert olsun!..

Ne oldu?

Hiç!

Son birkaç ayda kirli uyuşturucu ağını deşifre edecek, yargıya intikalini sağlayacak yığınla fırsat vardı; hangisine omuz verdiler?

Hiçbirine!

***

Daha da ileri gidip…

"Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle geri adıma zorlanmasıyla yok sayılmasıyla tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak diğer tarafın tahakküm ve dayatmayasıyla üstten bakmasıyla parmak sallamasıyla yaşayamayacaktır…Samimiyet, safiyet, fedakarlık ve dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürdürülemeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler, heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir. Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur. Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. ''31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri''ne kendi adaylarımızla kendi amblemizle katılıp, Türkiye''nin her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi Allah''ın izniyle yapacağız" diyerek ittifakı sonlandırdıklarını bile ilan ettiler.

Ne oldu?

Hiç!

İstanbul''da AK Parti''nin adayı Binali Yıldırım''ı…

Ankara''da AK Parti''nin adayı Mehmet Özhaseki''yi…

İzmir''de AK Parti''nin adayı Nihat Zeybekçi''yi desteklediler!

***

"İktidar ittifakı içinde yapıcı muhalefet" konumlandırmasını "memleketin hayrına" diye mutlulukla karşılayan Engin Altay''ın umudunu kursağında bırakmak istemem ama -şu aşamada- çok da sevinilecek, hayra yorulacak bir şey göremedim ben ortada!

"Köprüden önceki son çıkış" kaygısı oluşmuş olabilir ama iktidarın günahlarından ziyade, üzerinde uzlaşılamayan "Seçim Yasası"nın bir kör budayıcıya dönüşmesinden kaçışla alakalı olabilir olsa olsa…

NOT: Bütün kalbimle haksız çıkmayı dilediğim bir yazı… Haksız çıkarsam, hiçbir şey için dilemediğim kadar coşkuyla özür dileyeceğim sizden!

Yazarın Diğer Yazıları