Seçim kapıda:İran, mutlaka bir şeyler yapacak

Dün sabah HaberTürk'te mükemmel bir analiz dinledim. Ebru Baki'nin programında üç konuk vardı. Bunlardan biri Prof. Dr. Kürşad Zorlu idi. Hoca, Kasım Süleymani'ye suikast sonrası olacaklara ışık tuttu. Bozok Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Zorlu'nun, işaret ettiği muhtemel olasılıklara dikkatinizi çekmek istiyorum.

"İran'da 21 Şubat'ta genel seçimler yapılacak. Bu yüzden yükselen tansiyonu düşürmek için mutlaka bir büyük eylem gerçekleştirilecektir. Muhtemelen de seçilecek şahıs ve tesisin ses getirecek nitelikte olması önemli. Yoksa istenilen tatmin sağlanamaz.

Bir başka göç

Özellikle Tebriz'deki olayların nasıl bastırıldığı ortada. Ölü sayısı 3 bin 500'den fazla. Genelde ise aynı kökten gelme olanlar. Ekonomide gelinen kötü durum, bir başka büyük sorun. Ülke adeta barut fıçısı. Bunun sonucunda Azerbaycan'a ve Türkiye'ye İran'dan her an göç dalgaları başlayabilir."

Diğer unsurlar

Kürşad Zorlu, ayrıca ABD'nin kesinlikle Suriye'den çıkmayacağını, buradaki devasa üssün genişletilme çabasının aynı hızla sürdüğünü anlattı. Eski programda bulunan, kuzeyden Akdeniz'e çıkıştan vaz geçilmediğini söyledi.

PKK/YPG unsurlarıyla irtibatlarının kesilmeyeceğini, çok net belirtti.

Diğerleri

HaberTürk'teki programda diğer profesörler Mithat Baydur ve Fuat Keyman'ın üstünde durdukları ise Türk askerinin Libya'daki konumuydu. Bizim bu ülkede yer alışımızdan endişelerini anlattılar. Mevcut sorunları açık bir dille ortaya koydular.

Özetle

Seçimler kapıda. İran yönetimi bu yüzden acele hedef arıyor. ABD ambargosundan bunalmış vaziyette. Temennimiz, bu kaostan mümkün olduğunca hasarsız çıkmamız...

Aklın yolu bir

Yaşar Usluer'in yazısı İstanbul Kanalı'na dair. Kaynağını ise bize yani Yeniçağ'a dayandırması hoş:

"Kurt/kuzu hikâyesini biliyorsunuz. Hani kurt kuzuyu yemek için bahane arıyor. Sen benim suyumu bulandırıyorsun diyor. Kuzu, ben aşağıda, sen yukarıdasın, suyunu nasıl bulandırayım deyince, çobanlar söyledi bana küfretmişsin deyip, yiyor. Bu hesap, Sözcü yazarlarının cezalarını akla getiriyor. Delil olmadan da ceza verilebiliyor. Merakla bekliyorum. Bakalım İstinaf ve Yargıtay ne diyecek?

Uzman görüşü

Yeniçağ'daki haberde Uzak Yol Gemi Kaptanları Derneği Başkanı kılavuz kaptan Arif Bostan şöyle demişti; 'Kanal İstanbul'un uzunluğundan ziyade genişliği ve derinliği daha büyük önem arz ediyor. Amaç, İstanbul Boğazı'ndan geçen tehlikeli yük taşıyan gemileri elimine etmek ise bu ölçülerden, özellikle 25 metre derinlik yeterli olmayacaktır. Günümüzde bahsettiğimiz gemilerin eni 32 metreden 48 metreye, boyları ise 15 metreden 300 metreye kadar. Draftı ise -geminin su altında kalan derinliği- 20-25 metre arası olabilmektedir. Dolayısıyla mevcut durumda gemide meydana gelen arızalar ve kazalar yine olabilir. 25 metre derinlik sınırda bir değerdir.

Yoğunluk

Normalde deniz suyu 1.025 olarak kabul edilir. Burada yoğunluğun az olması gemi draftının artması demektir. İstanbul Boğazı'nın en dar yeri 685 metredir ve bu bölgede en son 190 metre uzunluğunda olan gemi arıza sonucu Aşiyan önünde sahile kadar girmiş ve arkasından gelen gemileri de tehlikeye düşürmüştür. Aynı gemi Kanal İstanbul'daki genişlik dikkate alındığında bu geçiş yolunu tamamen kapatacaktır.'

Daha emniyetlisi varken

2018'de İstanbul Boğazı'ndan 41 bin 103 gemi geçtiğini hesap edince daha dikkatli hesap yapmak şart. Kaptan Bostan, '2018'de İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin kaçı yeni hattı kullanacaktır' demekte. Ve konuyu, 'Ücretsiz ve daha emniyetli bir su yolu varken hiç bir uzak yol kaptanı paralı ve riskli bir su yolunu tercih etmez.' diye bağlamakta.

Aklın yolu bir..."

***

Mesajlara devam

Abdurrahman Yiğit, Hakk'a yürüyen Metin Güyer'in yeterince anılmamasından şikayetçi. Bize de sitem ediyor. Alaattin Demirtaş, yerli otomobilimizi Subaru'ya benzetmekte. Ali Cenap Gümüşçüoğlu, doğum tarihlerimizin aynı olduğunu belirtmekte.

GÜNÜN SÖZÜ

Sıkıntı yoktur. İcat edilir. Necdet Evrimer

Yazarın Diğer Yazıları