Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Seçilmişi tekrar seçmek!

Yeni dönemde de tekrar belediye başkanı olmak isteyen adaylar bunu yalnızca “halka hizmet” aşkları yüzünden istediklerini söylerler. Başkan adaylarının içinde seçilmek için yaratıldığına inananlar da vardır. Başkan olmayı bir var olma/yok olma sorunu olarak görenlerin sayısı da çok fazladır.
Şu veya bu biçimde Türkiye’de bir kez başkan olan kişi, birkaç kez seçilme imkânı da elde etmektedir. Doğal olarak başkanlığı bir kez ele geçiren kişinin kendi isteğiyle oradan gitmesi söz konusu olmamaktadır. Bir başkan ancak iyice yıpranır, hakkında onlarca yolsuzluk efsanesi üretilir, artık onu oraya taşıyanlar tarafından taşınamaz hale gelirse makamı zorunlu olarak terk etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Bu yüzden bir dönemden fazla başkan seçilen kişi kendisini vazgeçilmez olarak görmeye, yaptıklarını kimsenin yapamayacağına inanmaya başlar.
Aslında bir kişinin birkaç dönem başkan olmasının çeşitli yararları da vardır. Adam işi, ayak oyunlarını, seçilme yollarını, muhalifleri dışlamayı öğrenmiştir. Kentin ya da beldenin sorunlarını da tanımıştır, acemiliği atmıştır, yasaların boşluklarından yararlanmayı öğrenmiştir. Bu bağlamda aynı kişi üçüncü ya da beşinci defa belediye başkanı olunca yolsuzluk dahil her icraatı için “durmak yok, yola devam” diyecektir. Hâlbuki yeni seçilen bir başkanın işe nereden başlayacağı, öncelikleri neye vereceği ve ne yapacağı ya da yapamayacağı belli değildir. Adam belki de “eski köye yeni adet” getirecektir. Yeni seçilen başkan gelenekselleşmiş çıkar ilişkilerini değiştirmek ve yeni bir kadroyla çalışmak bile isteyebilecektir. Bu durum sistemin aynen devam etmesini isteyenler için sonun başlangıcı anlamına gelir ki bu durum çoğu zaman istenmez.


Yeni başkan seçmek!
İlk kez seçilen bir başkan yeni olmanın, kendini kanıtlamanın, bir şeyler yapmanın heyecanı içinde yanlış işler (!) yapabilir. Bu bakımdan geniş kitleler tarafından mevcut başkanla idare-i maslahat etmek en iyisi gibi görülebilir. Sürekli eski başkanı seçmek -eğer varsa- onun yanlışlarını, yolsuzluklarını ve haksızlıklarını da onaylamak anlamına gelir. On ya da yirmi yıldır başkanlık koltuğunda oturan kişi “eski tas, eski hamam” dinginliği içinde zamanı eritip bitirir. Ancak sonuçta olan, ona değil, onu seçenlere olur.
Türkiye’de yorgun, heyecansız, bitmiş tükenmiş, yumuşak başlı, iddia ve ideal sahibi olmayan başkanların sayısının bu kadar fazla olmasının nedeni budur. Eski başkan için halkın şu veya bu biçimde teveccüh ettiği bir başkan olmak, mevcudu muhafaza etmek ve halk dalkavukluğu yapmak yeterlidir.
Yeni başkan seçmek yeni iddiaları, yeni heyecanları ya da yeni bir anlayışı işbaşına getirmek demektir. Daha önceki dönemlerde yapılan suiistimalleri, yolsuzlukları denetlemek, ihmal edilen ya da gözden kaçırılmış olan projeleri ele almak ancak böyle olur. Yeni seçilen başkanın en azından eskisinden daha çok kendini kanıtlamak, iddialarını hayata geçirmek için elinden geleni yapmaya çalışacağı düşünülmelidir. İlk kez seçilen bir başkanın eski başkanın iyilerini daha iyi bir biçimde devam ettirmeye, eksiklerini tamamlamaya, yanlışlıklarını düzeltmeye çalışacağı da var sayılabilir. Bir başkana ilk kez seçilmenin ve başarmanın verdiği heyecan ve motivasyonu başka hiçbir şey vermez. Aynı göreve kâh partisinden kâh çaresizlikten, kâh da diğer nedenlerden dolayı defalarca seçilen bir kişide ne heyecan, ne iddia, ne de böyle bir motivasyon görülebilir. O, imtiyazlarını garanti altına aldıkça heyecanlanır. İddia, ideal, heyecan, tez, proje, motivasyon ve amaç yorgunu bu tür başkanlar toplumun sırtındaki asalaklardır. Toplumun geleceği onların oradan indirilmesine bağlıdır. Anlayanlar için yalnız mekânı değiştirmek te değil onlarca yıldır başkanlık yapanları değiştirmekte de ferahlık vardır!

Yazarın Diğer Yazıları