Savcılar iş başında
Hürriyet’ten Saygı Öztürk’ün haberine göre “İddianamenin içeriğiyle ilgili” haber ve yorumlardan dolayı cumhuriyet savcılarına 450 suç duyurusunda bulunuldu. “Bilgi sızdıran” görevliler hakkında soruşturma açıldı.
İşte Öztürk’ün haberi:
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon Soruşturması ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan yayınlar nedeniyle cumhuriyet savcılıklarına 450 suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.
“Soruşturma kapsamında yapılan yazışmalar ve soruşturmanın içeriğiyle ilgili her konuda bilgisi sahibi olmam mümkün değil” diyen Engin’in verdiği bilgiye göre, soruşturma ile ilgili bazı bilgilerin basına sızması üzerine aralarında Emniyet mensupları, adliye çalışanlarının da bulunduğu bazı görevliler hakkında soruşturma açıldı. Bilgilerin avukatlarla gazetecilere sızdırılması müfettişlerin araştırma başlatmasına da neden oldu.
Bilgi sızdıran görevliler var
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi ile yetkili bölümü, bu bilgileri sızdırdığından şüphelenilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında ’evrakta gizliliğin ihlali ve görevi kötüye kullanma suçları nedeniyle soruşturma başlattı. Bu suçların ağır ceza mahkemelerinin görevine girmemesi nedeniyle soruşturma evrakı Fatinh Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Bu soruşturma, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nda 2008/8032 sayılı soruşturma dosyası üzerinden devam ediyor.
+ + +
Başsavcı yandaş medyayı yalanladı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin:
“Soruşturmanın başladığı tarihten itibaren yazılı ve görsel basında örneğine çok az rastlanan bir yoğunlukta soruşturmaya ilişkin bir kısmı gizli olan belge ve bilgilerin yayınlanması suretiyle soruşturmanın gizliliğini ihlal edici nitelikte yayın ve yorumlar yapıldığı görülmüştür. Ancak bu yayın ve yorumların çok büyük bir bölümünün maalesef gerçek dışı olduğunu ifade etmek isterim.
Bir çoğu doğru olmayan (bu) bilgiler, çeşitli kişi ve gruplar tarafından da yanlış yorumlandığı için kamuoyunda yanlış beklentilere yol açmakta, soruşturmanın selametini, şüphelilerin özel yaşam ve temel haklarını ihlal etmekte ve yargı aleyhine de ağır eleştirilere sebebiyet vermektedir”.
+ + +
Medya ‘iddianame’yi böyle gördü
Hürriyet
İddianame yine sızdı
Başsavcı “Bu kadarı açıklanabilir” dedi, ancak ardından iddianameden “gayri resmi” blgiler yine basına sızdı.
Milliyet
Ergenekon’a ilginç benzetme
Ergenekon iddianamesinde savcının, örgütün tarikatvari bir yapıda olduğu yorumu yaptığı öğrenildi.
Radikal
11 vahim suçlama
Sabah
Darbeci, isyancı terör örgütü
Başsavcı, “Herkesin bildiği klasik terör örgütünden öte” dedi.
Akşam
Terör farklı ceza aynı
Engin, 2.455 sayfalık iddianameyi açıklarken, Ergenekon’un farkını vurguladı. Yeni terör örgütü tanımı yaptı. Ancak, liderlerine istenen ceza aynı: Müebbet hapis
Vatan
Savcıdan yeni bomba: Agarta
İddianameye göre Ergenekon, 600 yıllık geçmişi olan “Agarta” efsanesine dayalı, tarikatvari bir örgütlenme... Peki Agarta ne?
Cumhuriyet
İddianamede yok yok
’600 yıllık tarikatvari örgüt’olduğu ileri sürülen Ergenekon’la Hizbullah, İBDA-C, TİT ve bazı çete liderleri ilişkilendirildi. Danıştay ve Cumhuriyet’e saldırılar; Kışlalı, Hablemitoğlu ve bazı faili meçhul cinayetler ile Gazi olayları dosyada yer aldı
Zaman
Ergenekon iddianamesi tamamlandı, söz mahkemenin
UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dosyada, Danıştay saldırı- sı da var. Mahkeme 15 gün içinde davanın kabulü veya reddi yönünde karar verecek.
Yeni Şafak
Ergenekon tarikatı
Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan ve tutuklanan sanıklar hakkında hazırlanan iddianamede, sanıkların “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasıyla cezalandırılmaları istendi.
Taraf
Onları Ergenekon öldürdü
Ergenekon iddianamesinde karanlık cinayetler de yer alıyor. Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Yücel Özbilgin ve Necip Hablemitoğlu’nu öldürenler çete bağlantılı.
Güneş
En büyük iddia iddianamede yok
2 bin 455 sayfalık metinde iktidar yanlısı medyanın günlerdir yazdığı “Darbe Günlükleri” ile ilgili tek satır yer almadı..
Star
Hedef Devlet
Ergenekon, ’devlet otoritesini yıkmak’ve ’temel hak ve hürriyetleri yok etmek’için kurulmuş bir terör örgütü olarak tanımlandı.
Milli Gazete
İşte İddianame
86 kişi darbe teşebbüsü ve bunun gerçekleşmesi için çeşitli eylemlerde bulunmakla suçlanıyor
+ + +
Bilgi kirliliğine sert tepki
Sözde demokrat
Bu dava, kendine aydın diyen, liberal ve demokrat sıfatını layık gören birçok insanın gerçek tıynetini de ortaya koydu.
Güya Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin parlamenteri olan Cem Özdemir’e bakın.
Daha ortada iddianame bile yokken, o savcı olup kendi iddianamesini yazmış, hákim olup kendi davasını görmüş, kendi cezasını vermiş ve bu yetmiyormuş gibi, “Bunlar idamlık” diyerek infaza bile geçmiş.
* Ertuğrul Özkök
Adaletin tecellisi
Düzmece haberlerle insanlar asılsız suçlamalar altında bırakıldılar, itibarları yok edildi, hayatları zehir oldu... Peki bu haberleri belli gazetelere aynı anda servis yapan merkez neresiydi? Yargı neden bu müdahaleyi durduramadı. Başsavcı’nın yalnızca şikâyet etmesi, Türk yargısının müdahale edemeyeceği kadar güçlü bir dezenformasyon merkezinin varlığını akla getirmiyor mu? Bu koşullarda adaletin tecelli edeceğine sayın Başsavcı inanıyor mu?
* Melih Aşık
Hesap sorulacak mı?
Başsavcı Engin, “basında çıkan haberlerin asılsız” olduğunu söylüyor. Hangileri asılsız? 2007 Haziran’dan bugüne kadar Ergenekon’la ilgili binlerce haber ve yorum çıkıyor. Sadece bu yıl 23 Ocak’tan günümüze kadar Ergenekon’la ilgili TV’lerde ve gazetelerde 5 bin 998 haber yayınlanıyor. O asılsız haber ve yorumlarla pek çok insan, Başsavcı’nın deyimiyle, “şüpheli” konumda. O şüpheliler yarın mahkemede suçsuz çıkarsa, yanlış haberlerin hesabını kim soracak?
* Yalçın Doğan
Dava bitmiş savcının haberi yok
Sabah’ta Mehmet Barlas şöyle yazıyordu: “AK Partililer Şener’e Turhan Çömez’miş gibi bakmasın. Şener, çete veya darbeci örgüt kurmuyor ki, parti kuruyor.”
“Eyvah” dedim içimden. “İddianameyi beklerken dava açıldı ve sonuçlandı da haberim mi olmadı?”
Sonra telaşla AKP medyasının küçük gazetelerine baktım. Dava açılmış, yargılama bitmiş, mahkûmiyetler verilmiş ve Yargıtay da kararı onaylamış!
Kimlerin hangi suçlardan mahkûm edildikleri, yayınlarından açıkça belli oluyordu çünkü.
Tam o sırada televizyonun canlı yayınına İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı çıkmasın mı?
Belli ki onun da davanın sonuçlandığından haberi yokmuş!
Oysa AKP medyasını izlese davanın çoktan bittiğini öğrenebilir, televizyon canlı yayın araçlarını bu kadar meşgul etmezdi.
Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller üyesi Cem Özdemir’in bile bildiği bir durumdan Başsavcı’nın haberdar olmamasını yadırgadığımı da belirteyim.
Özdemir, Avrupa hukukuna vukufunun bir sonucu olarak sanıklara verilen cezayı bile biliyordu: İdam kalkmasaydı, asılırlardı!
Not: SBF’deki ceza hukuku derslerinden aklımda şöyle bir şeyler kalmış: Aksine verilmiş bir mahkûmiyet kararı olmadıkça herkes suçsuzdur. Herkesin açık ve adil bir mahkemede yargılanma hakkı vardır. Şüpheden sanık yararlanır. İddia makamı, iddialarını ispat ile yükümlüdür vs...
* Mehmet Y.Yılmaz
Psikolojik savaş gazeteciliği
Engin’in hangi haberleri kastettiğini bilmiyoruz. Ama örneğin Mustafa Yücel Özbilgin’i öldüren Alparslan Arslan’ın, Veli Küçük’le Norveç’te çekilmiş fotoğrafı diye yayımladıkları görüntüdeki gencin Azerbaycanlı biri olduğu ortaya çıkınca hiçbirinin özür dilemediğini anımsıyoruz.
Aylarca “Ümraniye’de bir evde bulunan 27 adet el bombasının, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılanlarla aynı seri numarası taşıdıkları ortaya çıktı” diye yazdılar. Oysa Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, “Ümraniye’de ele geçirilen bombalar ile Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar aynı seriden değiller” diye yazdı.
Bir çift söz de Sayın Başsavcı’ya söyleyelim: Kurumlar adına basına bilgi veren “sözcü” ler oluşturulmadığı sürece basının kamuoyuna doğru bilgi vermemesinden şikáyet katiyen bitmez. * Oktay Ekşi
+ + +
BAŞBAKAN'A GÖNDERME
'Bayrak’a saygı’ Tuhafmış
Köşesinde “Kemalizm” eleştirisi yapan Taraf yazarı Etyen Mahçupyan anlaşılmaz bir örnek verdi. Bir İsviçreli hediyelik eşya firmasının Avrupa Futbol Şampiyonası’nda mücadele eden 16 takımın bayraklarını yan yana getirip ürettiği paspasa “ay-yıldızlı bayrağımız ayaklar altına alınamaz” diyerek itiraz eden Büyükelçiliğimizi eleştiren Mahçupyan, bunu “tuhaf bir ruh hali” olarak tanımladı.
Mahçupyan’ın bu satırları akla, Başbakan’ın Yunanistan’ın Selanik kentinde yapılan Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilecek ’aile fotoğrafı’nda liderlerin duracağı noktayı belirlemek için yere konan Türk bayrağını kaldırmasını getirdi. Mahçupyan Başbakan’ın ülkesinin bayrağını yerden kaldırmasını da “tuhaf Kemalist davranış” olarak tanımlamış oldu.
+ + +
MİNİ YORUM
Primat suç işlediğini söyledi
Primat İsmet, iki gündür “bilgi ve belge sızdıranların pervasız yayınları hakkında işlem yapılsın” çağrımızda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.
“Kanuna göre iddianame mahkemede şüphelilerin yüzüne karşı okunmadan yayımlamak yasaktır ama biz gazeteciler bu yasağın etrafından dolaşabilmek için elimizden geleni yaparız” diyen primatın bahanesi de hazır: “kamuoyunun haber alma hakkı, şüphelilerin kendilerine yönelik suçlamaları duymaları hakkı kadar önemlidir.”
* Selcan TAŞÇI