Saray'da yine Soylu kavgası çıktı!..
AKP Genel Başkanı R. Erdoğan, bugün 40 belediye başkan adayını açıklayacak. İktidarın küçük ortağı MHP'de kampta. Doğal olarak, gözler, İstanbul ve Antalya'dan gelecek açıklamalara çevrilecek. Türkiye, can alıcı 2 gündem maddesine kilitlendi; belediye başkan adayları ve soğan depolarına yapılan baskınlar. Anlayacağınız, heyecan dorukta!..
Cumhur ittifakında "uzlaşı formülü" ne olacak diye siyasi kulisler bir hayli kafa yorarken, önceki gece, iktidarın menkul adaylar borsası olan Çukurambar semtinde yoğunluk had safhaydı. Ne telaş ne telaş!.. O nasıl bir heyecan fırtınası esiyordu ki sormayın gitsin. Küçük dağları ben yarattım havası ile lüks arabalarını valelere bin bir çalımla teslim eden al yanaklı tosuncuklar telefon diplomasisinin tozunu attırıyordu. Canti takım elbiselerinin üst cebinden fışkıran rengarenk mendilleri ile jöle kafalılar saraydan gelen belediye başkan adayları trafiğini yönetiyorlardı. Her odada her masada "reis"in kimi nereye aday yaptığına dair son sıcak bilgiler paylaşılıyordu. Haberi kapan, telefona sarılıp müjdeyi veriyor, suratı düşen son bir defa şansını denemek için sarayın yolunu tutuyordu!.. Müjdelerle gelen duygusallık, mekan sahiplerine kabarık adisyon tahsili olarak geri dönüyordu!..
O çok heyecanlı gecede iktidar kulisleri derin bir sarsıntı geçirdi. Sarayın en yetkili odasının en dibinden gelen bir haber kafaları allak bullak etti. Bomba haberi vermeden önce hafızaları kısa bir süre için tazeleyelim;
Veliaht mücadelesinin en kuvvetli adaylarından Süleyman Soylu ile damat Berat Albayrak arasında birbirlerine omuz atmaya kadar varan kapışma malumunuz. Kamuoyu önünde görüntülere kadar düşen kavga bastırılmış gibi gözükse de içten içe en hararetli şekilde devam ediyor.
Gelelim iktidar kulislerini derinden sallayan habere... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ismi uzunca bir süre Ankara, İstanbul ve İzmir için konuşuldu. İktidar içindeki çevreler, Soylu'nun bu 3 ilden hangisinden aday gösterilirse gösterilsin kazanacağını iddia edip durdular. Ancak kazın ayağı öyle değildi. Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı görevinden kesinlikle ayrılmak istemiyordu. Hatta, bir ara, MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'nin de devreye girip Cumhur İttifakı pazarlıklarında Soylu'nun Bakanlık görevinde devam etmesini şart koştuğu da rivayet edildi. Peki gerçek neydi?.. AKP kulislerine göre; belediye başkan adayı olmak istemeyen Süleyman Soylu'ya veliahtlık kavgasında rakibi damat Berat Albayrak tuzak kuruyordu. Berat Albayrak, Soylu'nun İzmir'den aday yapılması için çalışıyordu. Çünkü, İzmir'de AKP'nin kaybetmesine kesin bir gözle bakıldığı için Soylu'dan kurtulacak ve bir taşla iki kuş vuracaktı. Soylu tuzağı görüyordu ancak emir demiri kestiği için çaresizdi.
O gece sabahın erken saatlerine kadar çalkalandı Ankara... Sarayda aile içinde büyük tartışma yaşanmıştı. Saray kaynaklarından aldığım bilgilere göre; R, Erdoğan, damat Albayrak'ın da dahil olduğu yakın aile bireyleri ile gece yaptığı toplantıda İstanbul belediye başkanlığına aday gösterilecek isim konusunda kriz çıkmıştı. Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı'na, Süleyman Soylu'yu düşündüğünü söyleyince başta Emine Erdoğan ve damat Berat Albayrak olmak üzere şiddetli bir itiraz ve muhalefet ile karşı karşıya kalmıştı. R.Erdoğan, "anketler, Süleyman Soylu ile kazanacağımızı gösteriyor. Mecburuz" demesi bile iç isyanı bastıramamıştı. "Peki, sonuç ne oldu" diye sorduğumda, saray kaynakları, "Cumartesi'yi bekleyeceğiz" demekle yetindiler...
TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın İstanbul'dan belediye başkanlığına aday gösterileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Yıldırım'ın bunu istemeye istemeye kabul edeceği de bilinen bir gerçekti. AKP'de malum olan diğer bir husus ise 15 Temmuz gerçekleri ve bazı şirketlere dağıtılan ihaleler yüzünden uzun bir süredir Binali Yıldırım ile R. Erdoğan arasında yaşanan kırgınlık ve küskünlüklerdi. Binali Yıldırım'ın içine sindiremediği olayları şimdi buraya yazmaya kalksam ikinci bir yazı olur!..
Tokuşan omuzların kavgasını kim kazanır?.. Bugün öğleden sonra göreceğiz... Şunu söylemekle yetineyim;
İleride televizyon dizlerine senaryo konusu olabilecek bir hanedan kapışması izliyoruz. AKP'de, "saray içi bir darbeden" söz edenler bile var!..
***
Zonguldak'da meydana gelen ve 3 işçinin ölümü ile sonuçlanan üzücü maden ocağı kazası hakkında da bir kaç şey yazmak istiyorum. Kazanın, ruhsatız, kaçak çalışan bir ocakta meydana geldiği ortaya çıktı. Kimse timsah göz yaşları dökmesin!.. O yörede ne dolaplar çevrildiği ve ekmek parası uğruna başka şans tanınmayan gariplerin nasıl o ocaklarda çalışmaya mahkum edildiği, zorunlu bırakıldığı herkesin malumu. Eğer, gerçek suçluların üstüne gitmeye kararlı olan bir baba yiğit ortaya çıkabilirse, o kaçak madenlere kimlerin yol verdiğini, rüşvet çarkının nerede döndürüldüğü ve kimlerin bu kirli çarktan nemalandığına iyi baksın. Suçu Zonguldak ve Zonguldaklı da aramasın!..
TEKZİP METNİ
T.C. Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliği D. İş. No: 2018/6303 D.İş
Yeniçağ Gazetesi'nde ve gazeteye ait internet sitesinde 24.11.2018 tarihinde manşetten ve devamında 3. sayfada 'Saray'da Yine Soylu Kavgası Çıktı!..' başlığıyla yayınlanan Ahmet Takan tarafından kaleme alınan yazı tümüyle çarpıtılmış ve asılsız ifadeler içermektedir.
Yayınlanan bu çarpıtılmış yazı ile Yeniçağ Gazetesi ve yazarının Müvekkilimin şahsı üzerinden kasıtlı bir algı operasyonu yaptığı açık şekilde anlaşılmaktadır. Gazetecilik meslek ilkelerini çiğneyerek yayın yapan gazete her ne kadar tarafımızca muhatap alınmak istenmese de kamuoyunun yalanlarla meşgul olmaması ve gerçeklerin kayda geçmesi adına bu tekzip metni hazırlanmıştır.
Ahmet Takan, daha önce de 27.02.2018 tarihli köşe yazısı ile Müvekkilim Sayın Berat Albayrak ve Sayın Süleyman Soylu'yu hedef alarak aynı iddiayı gündeme getirdiği yazısı nedeniyle tarafımızca hazırlanan tekzip metnini mahkeme kararına istinaden yayınlamak zorunda kalmış olsa da kasıtlı ve aleyhte yayın anlayışını sürdürerek tekzibe konu iş bu yazısı ile de gerçek dışı iddiasında hukuka aykırı şekilde ısrar etmektedir.
Yazıya konu edilen İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ile Müvekkilim şekilde en ufak bir anlaşmazlık dahi yaşanmamıştır. Gerek Müvekkilim Sayın Berat Albayrak gerekse Sayın Sayın Süleyman Soylu şahsi menfaatlerini değil milli menfaatlerini ön planda tutarak kamuya hizmet görevlerini layığıyla sürdürmektedirler. Müvekkilimin mesleki ve ahlaki anlayışı milli menfaatlerin söz konusu olduğu yerde kişisel anlaşmazlıkların bahsinin yapılamayacağı yönündedir. Bu sebeple Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan tarafından ortaya atılan bu iddianın provokasyondan başka hiçbir niteliği bulunmamaktadır. Bu şekilde gazetenin ve eser sahibinin belirli kişi ve kurumları hedef alarak 'gazetecilik' kisvesi altında kamuoyunu kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Müvekkilim Sn. Berat Albayrak'ın siyasi konumu nedeniyle bu tür maksatlı haberlere konu edildiği, eser sahibi tarafından kaleme alınan ve sistematik olarak yayınlanan çeşitli yazılardan de anlaşılacağı üzere Müvekkilim üzerinden T.C. Hükümeti'nin de doğrudan hedef alındığı, gazetenin yalan haberlerle siyasi bir çıkarım elde etmeye çalıştığı ortadadır.
Gazetenin ve eser sahibinin sadece belirli kişiler aleyhine birtakım iddialar ortaya attığı ve bunları hiçbir şekilde ispatlayamadığı gibi hukuki müeyyidelere de maruz kaldığı ancak bu hukuksuz uğraşına ara vermeden aynı iddiaları başka şekillerde gündeme getirdiği böylece gazetecilik, kamuoyunu bilgilendirme namına herhangi bir uğraşının olmadığı yalnızca Müvekkilim gibi hedef aldıkları kişilerin itibarlarını sarsmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Yeniçağ Gazetesi ve yazarları uzun süredir Müvekkilimi hedef alan yazılarla gerçeğe aykırı şekilde belirli bir amaca matuf iftira niteliğindeki iddialarını yayınlayarak hukuk dışı ve basın meslek ilkelerini açıkça ihlal anlamına gelen yayıncılık politikasını sürdürmektedir. Bu nedenle Yeniçağ Gazetesi'nin çamur at izi kalsın stratejisine uygun olarak, kin ve nefret söylemleriyle sürdürmekte olduğu yayın anlayışı basın ve ifade özgürlüğü korumasından yararlanamamalıdır. Zira basın özgürlüğü korumasından yararlanmanın öncelikli kriteri en azından görünür gerçekliğe uygunluktur. Fakat Yeniçağ Gazetesi'nin hiçbir somut gerçekliğe dayanmayan uydurulmuş iddialarla Müvekkilim aleyhine yayın yapması her bakımdan hukuka aykırıdır.
Basın ahlakını gözeterek kamuoyunu aydınlatma noktasında bir kaygısı bulunmayan gazete tıpkı daha önceki gerçek dışı yazılar nedeniyle tarafımızca gönderilmiş olan tekzip metinlerini mahkeme kararları mecburiyetiyle usule uygun olmasa da yayınlamış olduğu gibi, bu gerçek dışı iddialar nedeniyle de Müvekkilimi hedef alan 24.11.2018 tarihli yazının neden olduğu kişilik hakları ihlalini cevap/düzeltme metnini yayınlayarak gidermelidir.
İfade ve basın özgürlüğünün sınırlarını aşarak yayın yapan basın organları kamuoyunu, ortaya attıkları iddialarla yönlendirebilmekte ve bu anlamda hedef aldıkları kişilerin itibarlarına zarar verebilmektedirler. Gazete ile televizyonların propaganda ve algı yönetiminin en etkili enstrümanlarından olduğu gerçeği yadsınamaz. Bu anlamda propaganda ve kamuoyu üzerindeki algı yönetiminin Yeniçağ Gazetesi'nde sistematik olarak yayınlanan bilhassa Ahmet Takan imzalı yazılar ile Müvekkilim Sn. Berat Albayrak aleyhine sürdürüldüğü görülmüştür.
Sonuç olarak yazı içeriğinde bahsi yapılan olay tamamıyla hayal ürünü bir kurgudan ibarettir.
Bu sebeple tekzibe konu yazı içeriğinde Müvekkilimin adının kullanılması habercilik adına kamuoyunu gerçek bilgilerle aydınlatma noktasında hiçbir kaygısı olmayan gazetenin kasıtlı yayın anlayışını bir kere daha gözler önüne sermektedir.
Ülkesini seven, görev bilinci taşıyan, tüm eylem ve işlemlerini hukuk dairesinde yapan Müvekkilim Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak bu karanlık odaklara karşı mücadelesini tüm kararlılığıyla sürdürecek, asılsız haber yapmayı kendine düstur edinmiş olan Yeniçağ Gazetesi ve yazarlarından hızlı ve etkin bir şekilde bu hukuk dışı eyleminin yargı önünde hesabı sorulacaktır.
Kamuoyuna saygılarımızla sunarız.
T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. BERAT ALBAYRAK
Vekili Av. Ahmet ÖZEL