Sana ne?

Türkiye’den 3, İngiltere’den 2, İrlanda, Cezayir, Kuveyt ve Yunanistan’dan birer olmak üzere yükü çeşitli tıbbi, inşaat ve değişik insani malzemelerden oluşan toplam 9 geminin Gazze’ye girişine İsrail karşı çıkıyor.
Filistinli çocukların kollarını taşlarla kırmak, soykırımcı ülkelere nükleer silah satmaya kalkışmak, sivil halka hedef gözeterek ateş etmek, meskûn mahallere misket bombaları yağdırmak, bitkileri, ağaçları, ekinleri yakmak, etinden sütünden faydalanılan hayvanları telef etmek dâhil, İsrail’den insanlık dışı her şey beklenir, bu bizi şaşırtmaz.
Bizi şaşırtan, Türk medyasının bir buçuk milyon Gazze’liye reva görülen insanlık suçu bu ambargoyu savunmak için İsrail’in Ankara ve İstanbul’da bulunan adamlarını ekranlarına konuşlandırıp Türk halkının beynini yıkama gayretlerine çanak tutması oldu. Meğer İsrail ne kadar masummuş, meğer Gazze ne kadar bolluk ve refah içersindeymiş, yiyecekten içeceğe, inşaat malzemesinden sağlık malzeme, araç ve gereçlerine her şey haddinden meğer ne kadar fazlaymış Gazze’de! İsrailli yetkilileri dinlerken insanın Gazze’ye yerleşesi, emekli olup ömrünün son günlerini Gazze’de geçiresi geliyor. Meğer İsrail Gazze halkını Türk halkından ve dünyadaki bütün insan hakları savunucularından çok daha fazla seviyormuş, düşünüyormuş da haberimiz yokmuş.
Denilebilir ki, İsrail’in kendini savunma hakkı yok mu? Olmaz olur mu, biz her zaman, “Vur, fakat dinle!” diyenlerdeniz, tamam da, karşılarına da insan bir Gazzeli koymaz mı canım? Hadi Gazzeli bulamadınız, Filistin halkını Türkiye’de temsil eden bir Allah’ın kulu Filistinli yok mu Türkiye’de?
Konvoyda değişik ülkelerden onlarca gazeteci ve milletvekili var.
Madem Gazze İsrailli yetkililerin söylediği gibi böyle güllük gülistanlık, refah düzeyi neredeyse İsviçre’ye denk, bırakın bu vekil ve gazeteciler girsin Gazze’ye. Girsin, iddialarınızı canlı yayınlarla bütün dünyaya anlatsınlar da haklılığınız ortaya çıksın, nedir bu tedirginlik böyle? Sonra, gemiler sizin değil, içindeki mallar da sizin değil ve o gemiler İsrail’e de gitmiyor, size ne oluyor da “Ben sizi Gazzeye sokmam!” diye tutturuyorsunuz?
Yunanistan’ın başına bir iş gelse, Asya’dan birkaç ülke de Atina’ya yardım konvoyu düzenlese, Türkiye Yunanistan’ın etrafını kuşatıp, “İzin vermiyorum arkadaş, yükü İstanbul’a indireceksiniz!” dese bunun adı eşkıyalık, korsanlık olmaz mı? Olur. Türkiye yaptığı için daha beteri olur üstelik. Başkası yapınca korsanlık ve eşkıyalık olan İsrail yapınca niye korsanlık ve eşkıyalık olmasın?
Yani sana ne benim enjektörümü, sargı bezimi, benim gemimle senin dışındaki bir ülkeye göndermemden? Bu yalnızca Gazze’ye değil, Türkiye’ye ve o gemilere sofrasından ekmeğini kısıp pamuk koymuş, ilaç koymuş, su koymuş, çimento koymuş her ülke için bir “ambargo” değil midir? Yani İsrail bir bakıma aralarında Türkiye’nin, Yunanistan’ın, İngiltere’nin de bulunduğu ülkelere, siz falan ülkeye benden izinsiz bir şey gıda dâhil hiçbir şey gönderemezsiniz demiş olmuyor mu?
Hangi devirde yaşıyoruz?
Bu ne küstahlıktır böyle!
Biri de çıkmış diyor ki, madem niyetiniz yardım, öyleyse Kızılay kanalı ile gönderiniz! Yok ya, başka emriniz var mı? İsrail’i yönettiğiniz yetmiyor gibi Türkiye’yi de mi yönetmek niyetiniz, ister Kızılay’la gönderirim, ister İHH ile kâhyası mısın?
Artık yeter!
Korsan değil devlet olun.
Olun da, insan kardeşler olarak yaşayalım şu dünyada!

Yazarın Diğer Yazıları