Şaman Destanım, Önceki Hayatım Ve...
Kocaeli Şairler ve Yazarlar Derneği’nin “Şiir İmecesi” vardı Kocaeli Kitap Fuarı’nda. Cebimde “Şaman Destanım”, vardım fuara. Daha zaman var, Süleyman Pekin dostumla stantları dolaşmaya başladık. “Kocaelili Türkçüler” adlı standı görünce hem şaşırdım, hem sevindim. Kitaplarına baktım, güzel, ciddi yapıtlar. Rus bilim adamı L.P Potapov’un “Altay Şamanizmi” adlı kitabı hemen “al beni” dedi, aldım. Kömen Yayınları’nca yayımlanmış 400 sayfalık bir kitap... Prof.Dr. Metin Ergun çevirmiş.
Bu kitaba döneceğim ama önce Şiir İmecesi’ne gidelim. Sıra bana geldiğinde dedim ki: “Reenkarnasyon, tenasüh, ruh gücü... Var mı, yok mu hep tartışılır... Eğer varsa, ben önceki hayatımda kesin Şamandım. Yoksa neden bu kadar ilgimi çeksin ki Şamanlık... Kitap sahibini bulur der sahaflar, Altay Şamanizmi kitabı da beni hemen buldu. Kütüphanemde de bir dolu Şamanlığa dair kitap var. Şaman Destanı şiirim de elimde, şimdi size onu okuyacağım.”
Bu şiirden kimi bölümleri daha önce bu köşede yayımlamıştım, şimdi bir bölümünü daha paylaşayım:
Doruğa esti doruğa
Bulut yuvarlayan Tanrı’ya doğru
Estikçe esine geldi yetmiş yedi dağ
Okuyup zamana üfleyecek
Irk Bitiği’nden şimdi yazgılar ırklayacak
Elinde Yada Taşı doğaya hükmedecek
Yağmur dökecek kuraklara
Coşa gelmiştir Şaman coşa
Coşa gelmenin “ku” hali coşku
Bir esriklik, bir deli-tepek
“Atam gök, anam yer”
Hüner hüner hüner...
Potapov’un kitabını okumaya başladım o akşam. Bildiklerime neler ekledim neler. Birkaçını paylaşayım sizinle. Altay Şamanizmine göre insan bütünüyle Tanrı ve ruhlara bağımlı. Bir dua metninde “Gök ile yer yaratıldığında bizim dinimiz geldi” deniyor. Şamanlara göre ölümden sonra yaşam kesinlikle var. Anadolu’daki “okuyup üflemek” geleneği, Şamanlıktan taşınma.
Bu kitabın üstüne ne gider peki? Buket Uzuner’in “Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları-Su” adlı son romanı elbette (Everest Yayınları). Ercilasun Hocamız, benden atik davranıp okumuş, dikkatleri bu kitaba çekmişti. Onu da almalıydım, Kamlık yani Şamanlık vardı o kitapta.
Alıp okudum. Şamanî öğeler polisiye romanın içine ancak bu kadar ustaca yerleştirilir. Polisiyeye meraklıysanız, bu kitap sayesinde Şamanlık, Türk Töresi ve Kutadgu Bilig hakkında bir hayli bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu bilgileri çoğaltacak ilginiz varsa, Türklüğün doruklarına da tırmanabilirsiniz. O doruklardan bakınca göreceklerinizle esrirsiniz, kömenlere, ülkülere dalarsınız. Yaşamınız anlamlanır, “Hiç düşündün mü ne içindir yaşamak/Bir görev yapmak içindir yaşamak/Er kişiysen görevin neyse başar/Zevke eğlenceye hayvan da koşar” dersiniz Atsız’ca.
Kitaba döneyim ve Şamanlığa değgin bazı satırları paylaşayım sizinle: “Bana Kaman nedir diye soran bir gence, günümüzün zekâ küpü bir filozofu, radikal bir çevre gönüllüsü, bir rüya tabircisi, otlarla konuşan bir ziraat mühendisi, araştırmaya meraklı bir organik kimyacı, aya ip merdiven atıp tırmanmaya kalkacak göklerin bilgesi, sınır tanımaz bir grafik sanatçısı, Nobelli yazarların tümünün hikâyeci pîri ve atonal şarkılar söyleyerek dans eden bir modern dansçının çok eski zamanlarda yaşamış ilk ata ve ninelerinden bahsederim. Sonra derim ki, bütün bu özelliklere sahip tek bir insan düşün, işte ona Kaman ya da Şaman denirmiş.”
Bunun üstüne ne diyeyim; hemişe bahar olasın, âbad olasın Buket Uzuner.