Sam Amca ister, Erdoğan verir
Faşist olduğu yeni keşfedilen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkmakla kalmayıp İslam’a tavır alsa da bizim başbakanımızın yakın dostudur. Tıpkı Berlusconi gibi. Erdoğan diğer kankası Obama’ya gidiyor.
Evet, dünyaya barış ve istikrar getireceği iddiasıyla maskesini değiştiren Sam amca, Afganistan’a 30 bin ek asker gönderme kararı alırken NATO ülkelerinden de on bin asker talebinde bulundu. Toplam 100 bin askerin ABD’ye maliyeti yıllık 100 milyar doları geçecekmiş. Bir koyup 10 almak gibi sihirli ticaretin erbabı olan Sam Amcanın bunun karşılığında Afganistan’dan 1 trilyon dolara yakın bir çıkarı vardır.
Bu sütunlardan daha önce yazdım. Dünyanın uyuşturucu piyasasının yıllık 2 trilyon doları bulduğunu ve bu miktarın büyük bir bölümünün Afganistan kaynaklı olduğunu bu işlere kafa yoranlar bilir. Afganistan’da petrol ve doğal gaz olmadığına göre ABD’nin orada ne işi olur ki?
Bu çetrefilli konulara fazla dalmadan Sam Amcanın asker talebine yeniden dönelim. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Gül “Muharip güç göndermeyi düşünmüyoruz” dese de “Kazan kazan” politikası yapan Erdoğan açılımda kazanma adına Obama’ya söz vermek zorunda kalabilir. Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönüşünde veto hakkını kullanmayan Erdoğan’ın “Kazan kazan”ı artık “Kazı kazan”a dönüşmüştür. NATO’nun askeri kanadına sessiz sedasız dönen Fransa 1500 asker talebini duymamazlıktan geliyor. Afganistan batağına girmeye hiç niyeti olmayan Fransa “Sadece Afgan güçlerinin eğitimini yaparız” diyerek NATO’ya dönüşünün bedelini de ödemekten kaçınıyor. Nobel Barış Ödülü sahibi Obama ile Beyaz Saray’da görüşecek olan Tayyip Erdoğan’ın Afganistan ile Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağları konuşacak zamanı yok. Zira alt yapı görüşmeleri çoktan bitti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Richard Hollbrook işi pişirdi bile. Hollbrook aylardır “Eğer Afganistan’da muharip asker katkısı olacaksa Türkiye bunu yapacak ülkelerin en önünde gelenlerinden biridir. Buna inanıyorum” dediğine göre hatırı kırılacak değil ya.
Neredeyse 30 yıldır olağanüstü koşullarda terörle mücadele konusunda dünyanın en iyi askeri olan Mehmetçiğin, Afganistan’da cepheye sürülmesi bana göre sessiz sedasız gerçekleşebilir. Bu konuda AKP hükümetinin en önemli silahı şüphesiz yedi yılda ele geçirdikleri medya. Erdoğan ve Arınç’ın “Bakın şehit cenazesi gelmiyor, analar ağlamıyor” sözleri yeniden gündeme getirilecek. Askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığı sözleri ise bu defa dünya barışına katkı sağlamak gibi süslenerek servis yapılacak. Televizyonlarda Afganistan’daki Türk birliğinin çalışmaları uzun uzun gösterilerek zemin hazırlanıyor bile. Devriye görevi görüntüleri yakında Taliban operasyonlarına dönüşürse şaşırmayın.
Tabii bütün bunlar tereyağından kıl çeker gibi gelişirken ABD’nin Türkiye’ye miadı dolmuş savaş gemileriyle askeri yardımının hibe olduğu haberleri de gazete manşetlerine yansıyacak. Irak’ın kuzeyinden birkaç elebaşı teslim edilip kamuoyundaki Amerikan karşıtlığı da böylece yumuşatılır. Bizden söylemesi. Sam Amca isterse alır.