Saklambaç gibi yıllık enflasyon

Yıllık enflasyon açıklanırken dün ilk kez hayret etmedim. 11.39'lu enflasyon değerlendirmesi beni şaşırtmadı. Aylığı da yazalım: Yüzde 1.36. Süt ve ette oluşan fiyatlar karşısında ilan edilen bu rakamlara inamak mümkün değil...

Malum Temmuz ayına geliyoruz. Çalışana, emekliye ödenecek ikinci 6 ay farkı kapıya dayandı. Her fark hesaplamasında aynı senaryo dayatılıyor.

Tesadüfe bakın

Çarkıfelek'de sunucu değişikliğine dikkat ederken pek çok saçmalığa tanık oldum. Onur Büyüktopçu'nun sahnelediklerine itirazım fazla. Yabancı para birimleriyle başladı. Ardından meyve fiyatlarını baz alan başka bir konuya geçti. Ekrana taşınan etiketlere bakın:

Kiraz 5.90, Şeftali 3.90, siyah üzüm 4.80 ve bunlar gibi daha neler neler?

Hijyen nerede?

TV 8'deki Lezzet Düşkünleri isimli program kurgusuyla da el hijyeniyle de bir başka alemdi.

ABD'den diplomalı olduğu söylenen Gabriele Şef'in el parmaklarına bakmak rezilliği ispatlamaya yetiyordu. Taktığı aksesuarlar arasında tekerlek bijonu bile mevcuttu. Böylesi demir aksamlarla yemek yapanları dünyanın her yerinde evire çevire döverler. İşin garipsediğim tarafı, yönetmen koltuğunda oturan Caner Erdem, eski dostum ve imza attığı her yapımda başarısını kanıtlamış biri.

Sıcak dondurma

Aynı programdaki saçmalıklar hiç bitmedi. Sırf kıymayla yapılan takır takır lahmacunlar ise unutulmazlardandı. İnsan bunları görünce Gelinim Mutfakta'nın nifak tanrıçası Çiğdem Hanım'a razı oluyor.

Apartmanda doğum

Bizim binanın çocukları bize yetiyor... Mesleği uzman çavuş olan bir kiracı yüzünden meslek arkadaşlarının evlatları canımızı sıkmaya başladı. Haşarı kelimisi tam bunlar için... Bütün gün bizim bahçede oynuyorlar, sanki kendi evleri, bahçeleri yokmuş gibi... Sonunda apartman kapısını açık bırakmaları yüzünden bodrumda bir doğum gerçekleşti. Onların sayesinde bir anne 3 yavru kedimiz daha oldu. Yakında loğusa şerbeti dağıtacağız.

Tıraş zamanı

Korona virüs salgını dolayısıyla getirilen berber yasaklarının kaldırılmasının ardından TRT 2'de yayınlanan tarihte saç kesimi ve aletlerini konu alan belgesel çok iyi ve isabetli oldu. Asırlar öncesine kadar gidilen araştırmada traş meselesi iyi derlenmişti. İlk çağlardan bu yana yapılan kazılarda bulunanların ekrana getirilmesi bana ABD'de gezdiğim Ulusal Müze'yi hatırlattı. Tek bir örnek verirsem, ülkenin kurucusu George Washington'un tahtadan imal edilmiş dişlerini baz almak yeterli olacaktır.

Saç kesim şekilleri

Orta Asya'dan başlayıp Anadolu'ya gelene kadar saç kesme şekilleri de bir hayli zengindi. Uzun ve derli toplu yapımda gördüm ki bizim köklerimizin saç modeli Kanuni Sultan Süleyman'a kadar hep aynı: Dazlak

Ondan bir öncesi, saçlar tepede toparlanıp topuz yapılmakta. Bunları da genellikle rütbeli askerler arasında görmekteyiz. TRT'nin kanun sanatçısı Devrim de tepesindeki saç yığınıyla hemen farkedilip bu tür bir modelin günümüzdeki örneği gibi duruyor.

Müziğin kralları

Slogan başlıkları seviyorum. Bunu dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı ve yardımsever rock grubu U2 için de kullanıyoruz. Bono ismi zaman zaman grubun adını da ikinci plana atıyor. Grubun 2014 yılından kalma Londra konseri ekrana taşındı. Stadyumdaki gösteriye Bono ile ilgili bölümler de dahil edildi. Yarım asırlarını doldurdular ama hala taş gibiler. Hepimiz onları "aid" -yardım- konserlerinden hatırlıyoruz. Her türlü yardımseverlikleri aralıksız devam ediyor. Bir zamanlar bu efsane gruba bayılanlar, bugün yine aynı duygulara sahipler.

Afrika'nın en gariban yerlerinde Bono dendikçe insani yardımlar akla gelmekte. Anlayacağınız dünyanın gelmiş geçmiş en sevilen grubunu TRT 2 sayesinde izledik.

Günün sözü:

En kısa yol, sarp yollardır. Henrik İbsen

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları