Sahtekârlığın bu kadarı
İki yıldır “Beni de götür” diyen Sevgi Kafalı’nın kaptan şoförlüğünde Silivri yollarındaydık. Bize İstanbul’dan Selcan Taşçı ve İsrafil Kumbasar da eşlik etti. Silivri’de duruşma olur da 16 ayını o zindanlarda yalnız başına geçiren Müyesser Yıldız olmaz mı? Yüreği memleket kadar büyük arkadaşım Müyesser’in gazetecilik heyecanına ve vefasına gıpta etmemek mümkün değil. Savunma hakları gasp edildiği için duruşmaları protesto eden avukatlar salonun dışında. Ancak Balyoz sanıklarının her biri değme ağır ceza vekillerine taş çıkarıyor.
Dört duvar arasında iddianamedeki 23 binden fazla sahteciliği ortaya çıkaranlara bir kaç gün izin verilse dijital terörün izini sürüp sahtecilik çetesini yakalayacaklar. Geç de olsa uyanan Ertuğrul Özkök bile aylardır, “Sahtecilik yapanlar belirlenmeli” diye bas bas bağırıyor.
2 yıldır avukatlar ve sanıkların bilirkişi raporlarıyla sahtekârlığı kanıtlayıp bazılarının isimlerini verdikleri “Özel yetkili polis”ler hakkında şu ana kadar bir tek soruşturma dahi açılmadı. Mahkeme heyetinin bu konuda bir adım dahi atmayışının hukuki sebebini bilen yok. Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenme taleplerine cevap vermeyen heyet daha ne kadar bekleyecek bilmiyoruz. Sözde Ergenekon davasının 5. yılında tanık olarak çağrılabilen Özkök 2-3 yıl daha beklemeyecek. Zira Balyoz’da karar günü çok yakın.
Biz yine duruşma salonuna dönelim. Dijital terör çetesinin sahtekârlıkları bir bir ortaya çıkıyor. Bu arada çetenin uzantısı bazı gazete ve dergilerin haber kupürleri de savunmanın yansı perdesinde gösteriliyor. Hava Kuvvetleri Komutanı olmasını engellemek için kelepçe vurulan Orgeneral Bilgin Balanlı sonunda çileden çıkıp Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in aynı karedeki fotoğrafını ortaya çıkarmak zorunda kaldı. İddianamede Bilyadis çiftliğini takip ettiren Bilgin Balanlı eşi İffet Balanlı’nın Cumhuriyet mitinglerine katıldığının kanıtı fotoğrafta yer alıyordu. Sanki cumhuriyet mitinglerine katılmak suçmuş gibi. Ankara, İstanbul, İzmir gibi yurdun çeşitli kentlerinde ellerinde Türk bayraklarıyla cumhuriyet mitinglerine katılan milyonlarca insanı da tıkın içeriye. Korku imparatorluğu ile onları da evlerinde hapsediyorlar zaten. Geçelim.
Balanlı’yı cumhuriyet mitinglerini organize etmekle itham edenler fena çuvalladılar. Meğerse bu fotoğraf 2005 yılındaki bayrak yürüyüşünde çekilmiş,. O sırada Ana Jet Üssü’nün komutanı olan Balanlı’nın yanında devrin Kolordu Komutanı Necdet Özel de var. Yargısız infazın, sahtekârlığın diz boyunu aşıp gırtlağa dayandığı duruşmalarda yok yok.
Dünkü duruşmaya damgasını vuran, Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel oldu yine. Önsel’in tarihi üniformasıyla vedasına, suçluyorum dediği savunmasına bütün Türkiye şahit. Sahtecilik çetesi Önsel’i fişleme yapmakla itham ediyor. 8 yaşındaki Adıyamanlı çocuğun 10 yıl sonra Uludağ Üniversitesi’ni kazanacağını tahmin edip fişleyen Önsel, “Benim adım Nostradamus” demişti. Meğerse Önsel, çocukluk arkadaşını da fişlemiş, onun kızını da. Yetmemiş yıllarca MHP ilçe başkanlığı ve MHP milletvekili adayı olan dayısı Hayrettin Kalay’ı da eczanesiyle beraber fişlemiş. Hayrettin beyi çok eskiden tanırım. Silivri duruşmalarında, Hasdal görüşmelerinde sık sık karşılaşırız. Yeğeninin durumuna çok üzülüyor. Fena halde öfkeli. Jandarma generali olmasının önü tutuklandığı için kesilen Mustafa Önsel dün yine tarihi bir konuşma yaptı. “Bir şehit kızına mektup” u gözleri yaşarttı. Silivri notlarına, Önsel’in tek satırına kıyamadığım mektubuyla devam edeceğim.
NOT: 21 yaşındaki oğlu Alp Kağan’ı yitiren Yarbay Mustafa Dönmez’e başsağlığı diliyorum.